حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL–BA–2022–MB–TR–10 |
H. 8 Zilka’de 1443 M. Salı, 07 Haziran 2022 |
Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya Saldırganlığı Gibi Hinduların da Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e Hakareti, Müslümanların Yöneticilerin Korkaklığı ve Eylemsizliğinden Kaynaklanıyor
Hindu Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) resmi sözcüsü, Twitter hesabından Allah’ın Elçisi Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret içeren bir paylaşımda bulundu. Aynı partinin (BJP) Sözcüsü Nupur Sharma, katıldığı bir televizyon programında, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e yönelik hakaret içeren ifadeler kullandı.
BJP sözcülerinin bu hakaret içerikli ifadeleri, dil sürçmesi değil. İslam’dan ve Müslümanlardan nefret eden iktidar partisi BJP ve Hinduların İslam ve Müslüman karşıtı kışkırtıcı politikalarının bir parçası. Pagan uygulamalar ve çok tanrılı ayinler ile dolup taşan Hindistan’da Müslümanlar işkenceye uğruyor, öldürülüyor, tehcir ediliyor, camiler yıkılıyor, kadınlarının başörtüsü ve dini ibadetleriyle mücadele ediliyor.
Müslümanların inancına yapılan bu saldırı, İslam’a ve Müslümanlara karşı devam eden ve tırmanan geniş çaplı saldırının bir halkası. Devam etmesine gelince, Müslümanların en kıymetlisine dinlerine ve peygamberlerine yapılan bu saldırılardan önce İslam ümmetine saldırılar yapılmıştır. Bu saldırılar, neredeyse bir asır ve daha fazla süredir devam eden saldırganlığın sadece doruk noktası. Devletlerinin yıkılmasıyla, ülkelerinin bölünmesiyle, kanlarının akıtılmasıyla, mallarının yağmalanmasıyla başlayan bu saldırganlık, dinlerinin aşağılanmasıyla son bulmuştur.
Saldırıların artmasına gelince, İslam’a ve Müslümanlara dünyanın her yerinde yapılan hakaret, saldırı, baskı ve tahrik, yöntem, politika ve bir realite haline gelmiştir. İsveç, Fransa, Danimarka kısacası tüm Avrupa, İslam’a saldırmak için “kutsal özgürlüklerini” ayaklar altına almıştır. İslam ve değerleriyle mücadele etmekte, Müslümanlara baskı yapmakta, saflıklarını pislikleriyle kirletmek, iffetlerini ahlaksızlıklarıyla pisletmek istemektedirler.
İslam’a yapılan bu saldırıların gittikçe tırmanmasına gelince, çünkü artık İslam’ın tüm kırmızıçizgilerini çiğnemiş, Müslümanların en sevdiklerine uzanmıştır. Yahudi varlığı, Filistin topraklarına, kutsallıklarına ve mukaddeslerine saygısızlık etmekte, Budist müşrikler, Rohingyalılara soykırım yapmakta, Çin’deki ateistler de Uygur Müslümanlarını işkence kamplarına tıkmaktadır...
Ey Müslümanlar! Asırlar öncesine dayanan İslam’a ve Müslümanlara yapılan bu saldırılar ve düşmanlıklar hiç şaşırtıcı değil. Yüce Allah kâfirler hakkında şöyle buyurmuştur:
وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ “Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.”[Ali İmran 118] Müslümanlara üstün geldiklerinde, daha düşmanca ve daha öldürücü eylemlerde bulunmuşlardır. Yüce Allah onlar hakkında şöyle buyurmuştur:
كَيْفَ وَإِنْ يَظْهَرُوا عَلَيْكُمْ لَا يَرْقُبُوا فِيكُمْ إِلّاً وَلَا ذِمَّةً يُرْضُونَكُم بِأَفْوَاهِهِمْ وَتَأْبَى قُلُوبُهُمْ وَأَكْثَرُهُمْ فَاسِقُونَ “Onların bir ahdi nasıl olabilir ki! Eğer onlar size üstün gelselerdi, sizin hakkınızda ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirlerdi. Ağızlarıyla sizi hoşnut etmeye çalışıyorlar, oysa kalpleri buna karşı çıkıyor. Onların pek çoğu fasık kimselerdir.” [Tevbe 8] İslam’a karşı sürekli tırmanan bu kabalık ve saldırganlığın sorumlusu Müslümanların utanç verici yöneticileridir. Çünkü İslam’a ve hükümlerine ilk savaş açan onlardır. Allah’ın Şeriatını ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetini yürürlükten kaldırdılar. Sömürgeci kâfir Batı’nın ajanı ve Truva atı olmayı yeğlediler, ümmeti zincirlere vurdular, halklarına karşı acımasız ve gaddar olurken, ümmet ve din düşmanları karşısında korkakça davrandılar.
Batı’nın mücrimleri, Hindistan’ın müşrikleri, Çin’in ateistleri ve Allah’ın en korkak yaratığı Yahudiler, Müslümanların yöneticilerinin ihanetleri, eylemsizlikleri, alicenaplıkları ve gayretleri olmasaydı Müslümanlara saldırmaya cesaret edemezlerdi. Yahudi varlığının Filistin ve halkına düşmanlığını, Mescid-i Aksa’ya saygısızlığını gören bu yöneticiler, normalleşme ile karşılık verdiler, entrikasına ortak oldular. Hinduların camileri yıktığını, tapınaklar açtığını, Çin’in Müslümanlara işkence ettiğini gören bu yöneticiler, ticaret ve çıkar ilişkilerini sürdürdüler. Müslümanların ülkesinde taşları ve başları ezen Avrupa ve Amerika’ya sadakatlerini ve uşaklıklarını devam ettirdiler.
Ey Müslümanlar! Bu yöneticilerin alçaklıkları ve korkaklıkları, ümmetin itibarını rezil rüsva etmiştir. Düşmanları karşısında aşağılandılar. Oburların sofraya üşüştüğü gibi, milletler ümmetin üzerinize üşüşmüştür. Oysa ümmet, dinine yardım etmek için can atıyor. Düşmanını caydırmaya, inancına ve peygamberine dil uzatanların dilini kesmeye yetecek kadar ve fazlasıyla güce, yiğitliğe, enerjiye, canlılığa, cesarete ve inanca sahip. Ama yöneticileri ümmeti tüm bunlardan alıkoymuştur. Dolayısıyla İslam’a, Peygamberine, inancına ve kutsallıklarına hakarete öfkelenmek, Allah için öfkelenmeye dönüşmedikçe yeterli değil. Allah için öfkelenmek, bu korkak, cesaretsiz, entrikacı yöneticilerin kökünü kazımakla başlar. Komplocu yöneticiler, ümmetin dinini desteklemesini, kendisini ve Peygamberini savunmasını ve varlığı için acil ihtiyaç haline gelen Hilafeti kurmasını engelliyorlar. İnsanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmasına mani oluyorlar.
Son olarak, karşılık eylemin türüne göredir. Dine ihanetin karşılığı, Allah’a ihanettir. Allah’a, Rasûl’üne ve dinine yardımın karşılığı, zafer, egemenlik ve hâkimiyettir.
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |