Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu

No: FL–BA–2023–MB–TR–02 H. 4 Raceb 1444
M. Perşembe, 26 Ocak 2023

Normalleşen, Komplocu, İhmalkâr Yöneticiler, Yahudi Varlığının Cenin’deki Cürmünün Garantörüdür ve Tekrarlanmasının Günahını Taşımaktadırlar

Yahudi varlığının düzenlediği hain ve ahlaksız operasyonda 9 Filistinli şehit edildi ve temiz kanlar aktı. Yahudi varlığı ordusu, büyük ve ağır silahlı güçlerle Cenin mülteci kampına baskın düzenledi. Yüreksizliğini örtbas etmek ve korkaklığını gizlemek için her zaman olduğu gibi korkak varlık, azami güç kullandı, katliam işledi, yaralıların üzerine duvarları yıktı, buldozerlerle ezdi geçti.

Yahudi varlığının suçları devam etmektedir. Her suç bir öncekinden daha pervasız ve daha kanlıdır. Yiğitleri ortadan kaldırmak ve kahramanlar üreten kaynağı kurutmak için canhıraş çalışmaktadır ya da öyle yapabileceğini sanmaktadır. Kahramanların nefesi, artık Yahudi varlığına uykusunu zehir etmektedir. Savunmasızlardan gelse bile cesaret ve yiğitlik, onu incitmektedir. Mübarek Toprak halkının kahramanlıkları hiç bitmeyeceği için Yahudi varlığı da suç işlemekten, denemekten vazgeçmeyecek ve suçları sona ermeyecektir.

Bu kötü niyetli cani varlık, onlarca yıldır bir çizgiyi ve bir planı takip etmektedir. Sadece suçun temposu ve dozunda bir değişiklik söz konusudur. Bu konuda önceki veya sonraki hükümetler arasında veya Netanyahu, Ben Gvir veya Lapid ve Bennett arasında hiçbir fark yoktur. Programları, Filistin halkının kanının müzayedesinde sadece farklılık göstermektedir. Yoksa hepsinin planı, Filistin halkının kökünün kazımak, linç etmek, topraklarını gasp etmek ve Mescid-i Aksa’yı ele geçirmektir. Yahudi varlığı her gün yaptığı gibi bugün de Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi, düzinelerce yerleşimci sürüsüyle Mescid-i Aksa’yı kirletti, ordusu da Cenin’de suç işledi. Yeni Yahudi varlığı hükümeti tüm küstahlığıyla sabah akşam toprak ilhak etme niyetinde olduğunu duyurmakta, toprak sahiplerinin hiçbir haklarının olmadığını açıklamaktadır. Günlük gerçek bir savaş yürütün Yahudi varlığı, hayatta kalma ve yok olma rutiniyle her gün askeri operasyonlar yürütmektedir, ama Allah’ın izniyle yok olacaktır.

Yıllardır bu suçları işlemek, Yahudi varlığının politikasında yerleşiktir, bu varlık hayatta kaldığı sürece suçları devam edecektir. Onlarca yıldır İslam ülkelerindeki rejimlerin çizgisi de sabittir, korkaklık, pervasızlık, komplo, ihanet, normalleşme ve koordinasyon çizgisi ve hattında yürütmektedirler. Filistin halkını sadece düşmanları öldürmemektedir, her şeyden önce düşmanlarıyla koordinasyona girenler, normalleşenler, hainler ve komplocular Filistin halkını öldürmektedir. Hepsi suçta eşittir. Yahudi varlığının işlediği her suçun ve yaşanan her gerilimin ardından Yahudi liderlerin Arap yöneticilerine koşmaları veya onları ziyaret etmeleri şaşırtıcı değildir. Örneğin dün Netanyahu, vesayeti “darbe yiyen” Ürdün rejiminin sarayına konuk oldu. Ürdün hükümetinin Yahudi varlığı ile hain koordinasyon açıklamasında bulunduğu, Suud Krallığı ile normalleşme haberlerinin ortalığa saçıldığı bir dönemde, Yahudi varlığı Cenin’de katliam işlemiştir. Sanki Yahudi liderleri, bu hain yöneticilerin komplosunu ifşa etmekte ya da suçlarını pervasızca yüzlerine vurmakta ya da her ikisini yapmaktadır.

Bu habis ve cani varlığın yanı sıra İslam ülkelerindeki yıpranmış ve korkak rejimler ortadan kaldırıldığında ancak Filistin’e, halkına ve kutsallarına karşı işlenen suçlar sona erecektir. Bu mutant varlık, tüm ümmete karşı savaş açmıştır ve savaşı halen devam etmektedir. Filistin’de ümmetin çocuklarını katletmekte, Mescid-i Aksa’yı kirletmekte, kutsallarını gasp etmektedir. Ümmetin yöneticilerinin, ümmetin kendini savunmaktan alıkoymaktan, pusulasını gerçek düşmanından saptırmaktan, silahını kendi göğsüne doğrultmaktan, ordudaki çocuklarının eliyle ümmeti katletmekten ve aralarındaki çekişmeyi tırmandırmaktan başka uğraşları yoktur.

Ey Filistin halkı, ey Mübarek Toprak halkı! Yüce Allah, sebat etmeniz ve bu mübarek toprakta düşmanınızla savaşmanız için sizi seçmiştir. Belki de ümmetteki hamaset ve harareti ateşleyen bir kıvılcım olasınız diye Allah sizi seçmiştir. Belki de kanınız, ümmetin gecesini aydınlatan bir kandil, gaflet uykusundan uyandıran bir ses olacaktır. Belki de bu, düşmanınızın sizde gördüğü ve sezdiği en tehlikeli şeydir. Öyleyse kardeşlerinize çağrıda bulunun, düşmanlarınıza değil, artık sesiniz işitilmektedir, onlara Rablerinin hitap ettiği şekilde hitap edin. Onlara zafer ve cihat yükümlülüklerini hatırlatın. Onlar sizin akide kardeşlerinizdir, dayanak ve desteğinizdir. Şer güçleri, sömürgecilik ve ajan uşakları, o dayanağı sizden koparmaya çalışmaktadırlar. Sizin gücünüz onların gücüdür, onların güçleri, orduları ve çocukları, ailenizdir. Çağrı yapmaktan sakın umutsuzluğa kapılmayın. Yoksa hain komplocular, sözde uluslararası toplum denilen suçlulara çağrı yapmaya devam edeceklerdir. Bu ise sadece ihanet ve katliamınızı artıracak, güçsüzlere karşı işlenen suçları meşrulaştıracak, suçluların belirlediği uluslararası hukuka yalvarmanızı sağlayacaktır. Yalvarmak, sadece daha fazla zulüm doğuracaktır. Uluslararası hukuku yapan ülkeler, Ukrayna’da olduğu gibi kendi sınırlarını silah, savaş ve ateşle savunurken, size yöneticileriniz aracılığıyla korkaklığı, ahlaksızlığı, ihaneti ve “uluslararası hukuku” tavsiye etmektedirler!

Ey İslam ümmeti! Yahudi varlığı, Filistin halkına karşı suç işlediği gibi yöneticileriniz de size karşı suç işlemektedirler. Yara, sizin vücudunuzdadır, bıçaklanan sizin bedeninizdir. Hain yöneticiler, sizi karşı suç işlemektedirler, Filistin’deki kardeşlerinize yardım etmeyerek sizi yüzüstü bırakmışlardır. Böylece Allah’ın gazabına nail olmuşlardır. Sizi davadan uzaklaştırıyorlar, oysa asıl dava sahipleri sizsiniz. Sizin silahlarınızla sizi ​​öldürüyorlar, zenginliklerinize rağmen sizi açlığa maruz bırakıyorlar. Cesaretinize ve aşırı gücünüze rağmen sizi zayıf ve korkak kılıyorlar.

Ey Müslüman ülkelerin orduları! Siz ümmetin orduları mı yoksa yöneticilerin orduları mısınız?! Eğer ümmetin ordularıysanız, ümmet öldürülmekte, kanları dökülmekte, kutsallıklarına saygısızlık yapılmaktadır. Özgür müsünüz yoksa mahkûm musunuz? Yöneticileri, çiftliklerini ve ülkelerini var eden sömürgeci yapımı tellerin arkasında esir misiniz? Emekli olduktan sonra ölmek mi daha hayırlı yoksa Allah yolunda ölmek ve şehit olmak mı daha hayırlı?! Yöneticilerinizin emrine mi uyuyorsunuz? Hâlbuki onlar, dininizi ve dünyanızı yozlaştırmış, sizi hizmet dışı bırakmışlardır. Korkaklar kardeşlerinize, ailenize ve kutsallarınıza saldırdığında, savaştan geri kalan kadınlar gibi oturup kalmanızı sağlamışlardır. Yoksa Rabbinizin çağrısına mı icabet edeceksiniz? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُم بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌEy iman edenler! Ne oldunuz ki, size Allah yolunda sefere çıkındenilince, yere çakılıp kaldınız؟! Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.” [Tevbe 38]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 0598819100
www.pal-tahrir.info
E-Mail: info@pal-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER