حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL-BA-2025-MB-TR-02 |
H. 16 Raceb 1446 M. Perşembe, 16 Ocak 2025 |
Gazze’de Ateşkes Anlaşması
15 Ocak 2025 Çarşamba akşamı, Gazze’de ateşkes ve esir değişim anlaşmasına varıldığı duyuruldu. Bu haber sadece Gazze’de değil, Filistin’in her köşesinde ve tüm Müslüman dünyasında buruk bir sevinç yarattı. Ateşkesin yürürlüğe girmesi, yıkım ve kuşatmanın sona ermesi beklenmeye başlandı. Ancak Gazze’nin üzerine çöken ölüm, ateş, açlık, korku ve soğuk, duyurulan ateşkese rağmen halen devam ediyor. Yüce Allah’tan Gazze halkının sıkıntılarını hafifletmesini, korkularını gidermesini, şehitlerini Firdevs cennetine koymasını, yaralılarına şifa vermesini, göç edenlere barınak sağlamasını ve mücahitlerine onur ve mükâfat nasip etmesini ve sergiledikleri sabırdan dolayı da Gazze halkını ödüllendirmesini niyaz ediyoruz. Çünkü cesaretin yaşayan örneği, sabrın somut sembolü oldular.
Bu duyuruyla birlikte, aşağıdaki noktalarla özetleyebileceğimiz bir duruşun sergilenmesi elzemdir:
Birincisi: 7 Ekim 2023’te Yahudi varlığı, öldürücü bir darbe aldı. 7 Ekim her şeyin tüm açıklığıyla ortaya serildiği bir gün oldu. O gün ekipman ve teçhizatı zayıf ama Allah’a iman ve tevekkülü güçlü kuşatma altındaki bir avuç grup, ‘yenilmez’ denilen ordunun gururunu ayaklar altına aldı, caydırıcılığını paramparça etti, itibarını yerlere serdi ve varlığının tehdit altında olduğu korkusunu iliklerine kadar hissettirdi. Yahudi varlığı, ‘Aksa Tufanı Operasyonu’nu yok oluşunun bir başlangıcı olarak gördü. Küçük bir grubun bu zaferi, ümmetin ordularından bir kısmının bile harekete geçmesi durumunda neler olabileceğini gözler önüne serdi.
İkincisi: Hem ümmete hem de Mısır, Ürdün, Türkiye, Pakistan ve diğer ülkelerdeki ordulara, Mübarek Toprağı özgürleştirmek için tüm güçleriyle seferber olması farzdı. Bu şekilde ancak ümmet, Allah’ın zaferi ve Beytülmakdis’in özgürlüğü ile gerçek bir mutluluk yaşayabilirdi. Allah, hain ve işbirlikçi rejimleri kahretsin. Allah yolunda cihada mâni oldular. Allah onlara lanet etsin! Gazaba uğrayanlara, kanımızı dökme, evlerimizi yıkma ve Mescid-i Aksa’mızı kirletme fırsatı ve olanağı tanıdılar, zulüm ve baskı yapmaları için onlara her türlü imkânı sağladılar. Halkının, kardeşlerinin ve Peygamberleri SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra yerinin yardım ve imdadına koşmasın diye ümmeti korkutup sindirdiler. Artık ümmet, onuru ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğünün, ancak işbirlikçi rejimlerin devrilmesi ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafetin kurulmasıyla mümkün olacağının farkında.
Üçüncüsü: Yahudiler, kindar Batı ve hain kukla rejimlerin desteğiyle baskı, katliam, yıkım ve kuşatma ile tüm kinlerini kustular. İşledikleri suçlar, vahşiliklerinin açık bir belgesi. Bu rejimlerin Gazze’ye düşmanlığı, Yahudilerin düşmanlığından az değil. Ancak işlediği bütün bu vahşete rağmen Yahudi varlığı, arzu ettiği caydırıcılık imajını elde etmiş ve ilan ettiği hedeflere ulaşmış ve hayalini gerçekleştirmiş değil. Zira mücahitler teslim olmadıkları gibi boyun da eğmediler. Aksine, Gazze’nin her köşesinde, hatta kuzeyinde bile Yahudi varlığına son ana kadar acı vermeye devam ettiler. Yahudi varlığı, Gazze’yi dümdüz etti ama halkını göç ettiremedi, esirlerini kurtaramadı. Ümmet, bu varlığın gerçek doğasını daha net bir şekilde gördü. Bu varlık işlediği onca katliama rağmen er meydanında İslam kahramanları ve Allah yolunda şehadet ve cihat aşkıyla yanıp tutuşan kimselerle savaşmaya uygun olmadığını gösterdi. 460 gün boyunca Gazze’yi bombalayan bu varlığın sonu her zamankinden daha yakın!
Dördüncüsü: Bu savaş, Gazze halkının ve İslam ümmetinin hafızasında kalıcı bir yer edinecektir. Çünkü bu savaş, sadece gasıp Yahudi varlığına karşı değil, küfrün başı Amerika ve Batılı ülkelerin çoğunu karşı verilmiş bir savaştı. Dahası, bu savaş hain rejimlerin ihanetine ve kuşatma politikalarına karşı bir başkaldırıydı. Amerika, Yahudi varlığına silah ve mühimmat sağlayarak onun işlediği suçlara uluslararası arenada kalkan oldu. Bununla da yetinmeyerek, Müslüman ülkelerin hain yöneticilerinden ülkelerini açmalarını istedi, adeta topraklarımızı Yahudilere silah, yiyecek, su ve yakıt temin edilen koridorlar haline dönüştürdü. Bu durum, Yahudilerin suçlarını daha da artırmalarına neden oldu!
Bu savaş, imanla küfrün savaşıydı. Gazze’de savaşanlar Amerika, yandaşları ve yardakçılarıydı. Ancak zayıflığına, dağınıklığına ve derin yaralarına rağmen dünya birleşip bu ümmeti yok etmeye çalışsa da Rabbine sadık kaldığı ve O’na tevekkül ettiği sürece ümmetin asla yenilemeyeceği de bir gerçektir.
Bu gerçeğe binaen, Gazze halkı, mücahitleri ve siyasetçileri, Yahudi varlığına bomba ve ateş taşıyanların getirdikleri yardımlara karşı son derece dikkatli ve temkinli olmalıdır. Keza kuşatma uygulayanlara, ihanet edenlere ve arabuluculuk adı altında lakayt davrananlara karşı da çok temkinli hareket etmelidir. Çünkü bu kişiler, Gazze ve halkından çok Yahudi varlığına daha yakındır.
Beşincisi: Bu ateşkes anlaşması, Gazze halkı için bir sevinç ve bir nebze de olsa rahatlama sağlamış olabilir. Katliam ve saldırganlığı durdurmuş olabilir. Ancak bu, Allah’ın haklarında şöyle buyurduğu kimselerin hile ve aldatmasından emin olunacağı anlamına gelmez:
أَوَكُلَّمَا عَاهَدُواْ عَهْداً نَّبَذَهُ فَرِيقٌ مِّنْهُم بَلْ أَكْثَرُهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ“Onlar, her ne zaman bir ahitte bulunmuşlarsa içlerinden bir takımı onu bozmamış mıdır? Zaten onların çoğu inanmazlar.” [Bakara 100] Onlar, aldatmakla ve antlaşmaları bozmakla ünlüdürler. Gazze halkı ve Filistin’in tamamı, Yahudilerin acımasız çekici ile işbirlikçi rejimlerin örsü arasında sıkışıp kaldı. Tüm Filistin özgürleştirilmeden, güvenlik ve emniyetten söz edilemez. Gazze halkının kanlarının intikamının alınması, yaralarının tamamen iyileşmesi, ancak Mübarek Toprağın Yahudi pisliğinden tamamen arındırılmasıyla mümkün! Mübarek Toprağın kurtarılması ümmetin ve ordularının görevidir; bu görev, ötelenemeyeceği gibi anlaşmayla da sona ermez.
Sonuç olarak, cihadın anlamları, mücahitlerin destansı kahramanlıkları, sıfır mesafe kavramı ve secde eden şehidin o eşsiz görüntüsü, ümmetin hafızasından asla silinmeyecektir. Aksine bunlar, El Cazi gibi tüm ümmete ilham kaynağı olacak, cihat, sabır ve sebatın anlamlarını diriltmeye devam edecek ve ümmetteki direniş ruhunu alevlendirecektir. Ümmet, artık cihada ve özgürlüğe daha fazla özlem duyar hale gelmiştir. Kendisini engelleyen ve prangalayan mekanizmanın, hain rejimler olduğundan oldukça emindir. Artık ümmet, bu rejimlerin zincirlerini kırmaya, saflarını birleştirmeye, uyum ve ahenk içinde hareket etmeye, cihat ve kurtuluş bayrağını gururla dalgalandırmaya hiç olmadığı kadar yakındır. Gazze’de yaşananlar, bu ümmetin canlı olduğunu ve asla ölmeyeceğinin açık kanıtıdır. Ümmet eski ihtişamını geri kazanmak, ülkeler fethetmek ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği gibi dünyayı hükümranlığı altına almak için özgürlük ve kurtuluş gününe hazırlanıyor.
إِنَّ اللهَ زَوَى لِي الْأَرْضَ، فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا، وَإِنَّ أُمَّتِي سَيَبْلُغُ مُلْكُهَا مَا زُوِيَ لِي مِنْهَا“Allah, yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır.”
وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَلِينَ * إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنْصُورُونَ * وَإِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ “Andolsun ki elçi olarak gönderdiğimiz kullarımıza geçmişte söz vermiştik: “Onlara mutlaka yardım edilecektir. Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir.” [Saffat 171-173]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |