حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL-BA-2025-MB-TR-11 |
H. 5 Ramazan 1446 M. Çarşamba, 05 Mart 2025 |
Kahire’de Düzenlenen Entrika Zirvesi, Riyad’daki İhanet Zirvelerinin Bir Uzantısıdır
Yahudi varlığı liderleri ve suçlularının yeniden katliam, savaş ve soykırıma başlama tehditlerinin savurduğu bir dönemde, bir avuç zelil, Filistin halkına entrika kurmak için Kahire’de, “Filistin Zirvesi” adını verdikleri bir zirvede, Trump’ın planına alternatif bir plan sunmak ve zorla göçü reddetmek iddiasıyla bir araya geldi. Bu zavallı uşaklar, olayların gidişatını şekillendiriyormuş gibi bir görüntü verseler de aslında onlar, Amerika’nın işlediği suçların enkazını temizlemekle görevlendirilmiş piyonlardır.
Bu aşağılık güruh, daha önce de iki ihanet zirvesi düzenlemişti. Hem de Gazze’nin kan gölüne döndüğü, açlıktan can çekiştiği, çocuklarının lime lime edilmiş bedenlerinin her yeri sardığı ve çığlıklarının kulakları sağır ettiği bir dönemde... Bugün ihanet zirvesinde bir araya gelenler, Filistin halkına sözde şefkat göstererek yeniden inşa ve tehcirin önlenmesi için bir plan sunma iddiasında bulunan aynı kişilerdir. Oysa onlar, Yahudilerden izin almadan Gazze’ye bir lokma ekmek veya bir damla su bile sokamazlar. Üstelik Gazze’yi abluka altına alan, düşmanına lojistik destek sağlayan ve her defasında ona can simidi atanlar da yine onlardır.
Bu zirvenin tam anlamıyla bir komplo zirvesi olduğu ortada, çünkü Mübarek Toprak ile halkının kaderine ilişkin her konuda küstah suçlu Trump’ı söz sahibi yapmakta ve karar mercii haline getirmektedir. Başka bir deyişle ölümü göstererek sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Ama aslında sundukları plan, Amerikan politikalarının bir kopyasından başka bir şey değil. Trump’ın uygulamaya koymak istediği plan, bölgedeki işbirlikçilerinin diliyle ifade edilip, yeniden inşa ve zorla göçü önleme söylemleriyle süslenerek sunulmaktadır. Bunun yanı sıra, bu plan, Yahudi varlığının tek başına başaramadığı hedefleri gerçekleştirme amacı da taşımaktadır. Hatta planın bazı maddeleri, Arap güçlerinin Gazze’de güvenliği sağlamak için görevlendirilmesi ve bu sürece dahil edilmesi gibi Netanyahu’nun savaşın başında dile getirdiğiyle birebir örtüşmektedir.
Bu aşağılık güruh, sundukları planda Yahudi varlığının güvenliğini merkezî unsur olarak belirlemiş ve bunu tüm sürecin temel dayanağı haline getirmişlerdir. Geriye kalan her şey sadece birer ayrıntıdan ibarettir. Güya barışı korumak adına uluslararası gücün bölgeye konuşlandırılması planları, Yahudilerin işgaline yeni bir katman eklemekten başka bir şey değildir. Kendi kontrol ve gözetimleri altında eğitilen güvenlik güçlerinin bölgeye konuşlandırılmasını, sonra da Gazze’nin, Yahudi varlığının güvenliğini sağlamak için en çok çabalayan ve ona hizmette en mahir olan Filistin Yönetimi’ne devredilmesini öneriyorlar.
Buna karşılık, Filistin halkını, mücahitlerini ve silahlarını sorunun kaynağı olarak görüyorlar. Mücahitlerin Allah yolundaki cihadını terör olarak değerlendirip, Yahudiler adına onları silahlarından arındırmak, cihatlarını tasfiye etmek, güçlerini kırmak ve onları ya kendi rızalarıyla ya da zorla teslim olmaya sürüklemek istiyorlar. Tüm bunlar, yeniden imar söylemi ve iki devletli çözüm hakkındaki basmakalıp sözler örtüsü altında gerçekleşecek. Peki, yeniden inşa süreci, gazaba uğrayanların ve bozguncuların süngüsü altında mı gerçekleşecek? Peki, her gün verdikleri sözleri bozan bu insanların söz ve teminatına güvenilebilir mi? Yahudi varlığının sürekli topraklarını genişletmesi, ilhak politikaları ve yeni yerleşim birimleri inşa etmesi karşısında zaten ihanet ve teslimiyetle yoğrulmuş iki devletli çözümün hâlâ bir geçerliliği kaldı mı? Bu çözümü savunanlar, Yahudi varlığının bizzat kendi politikalarıyla bu çözümü baltalayarak verdiği açık mesajı hâlâ görmezden mi geliyorlar?
Ey Müslümanlar! Bu entrikacı yöneticiler artık ne bir çağrıya layık ne de muhatap alınacak bir taraftır. Çünkü çok uzun zaman önce düşman safına geçmişlerdir. O yüzden sadece size çağrıda bulunuyor ve diyoruz ki, onların bu ihanetine ve komplolarına daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Mübarek Topraktaki kardeşlerinizi, onlara entrika kuran işbirlikçilerin ve onlara zarar vermek isteyen düşmanların cehenneminde daha ne kadar yalnız bırakacaksınız? İhanet rejimlerinin ortadan kaldırmak ve güçlerini dağıtmak için uğraştığı Filistinli mücahitler mi asıl sorun? Bizim asıl düşmanımız, kan döken ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaran suçlu Yahudi varlığı değil mi? Onunla savaşmak ve varlığını ortadan kaldırmak en öncelikli mesele değil mi?
Kırılmaz direnişleri ve tasfiye edilemez davalarıyla sabırlı Filistin halkı, Allah’ın izniyle, alçak yöneticilerin ve efendilerinin boğazında bir diken olarak kalacaktır ve ümmet, işbirlikçi yöneticilerden oluşan aşağılık güruhu yolundan kaldırdıktan ve devirdikten sonra kurtuluş için güçleri ve ordularıyla yardım ve desteğine yetişene kadar ümmetin en değerli cephelerinden birinde, Mescid-i Aksa’da, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra yurdunda ve Mübarek Toprakta nöbet tutmaya devam edecektir.
وَإِن تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا لَا يَضُرُّكُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئاً إِنَّ اللهَ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطٌ“Eğer sabreder ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez. Şüphesiz Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.” [Ali İmran 120]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |