Amerikan yönetimi 19.07.2013 Cuma günü Dışişleri Bakanı John Kerry'nin ifadesi ile "İsrailliler" ile Filistinliler arasında doğrudan görüşmelerin yeniden başlatılmasına ait esasların belirlenmesi için ittifak edildiğini açıkladı. Kerry şöyle dedi: "Barışın yeniden başlatılmasının esasları henüz netleşmedi, henüz tafsilatlı bir şekilde tartışılmadı."

İslam'ın ve Müslümanların düşmanı olan Amerika tarafından yapılan bu açıklama, Amerika'nın direkt olarak veya Müslümanların üzerlerine atamış olduğu mücrim uşakları aracılığıyla, İslam dünyasının büyük bir bölümündeki müdahalenin, hegemonyanın ve Amerikan zorbalığının var olduğu bir ortamda gerçekleşti.

Hizb-ut Tahrir olarak bizler, İslam ümmetinin, Amerikan siyasetini ve egemenliğini reddetmesini, Müslümanlara ait sorunlara Amerika'nın karıştırılmamasını vurguluyor ve aşağıdaki hususları belirtiyoruz:

1- Amerika, herhangi bir ülkeye veya soruna ancak ifsat etmek için müdahale eder. Zira Amerika yeryüzündeki şerrin kaynağıdır.

2- Şüphesiz ki mücrim Yahudi varlığı Filistin toprağını gasp etmiş, halkını kovmuş, onları öldürmüş, işkence etmiş, mukaddesatlarını çiğnemiş, servetlerini yağmalamış, evlerini yıkmış, ağaçlarını yakmış terörist bir varlıktır. Dolayısıyla Filistin meselesi, gasıp varlığın tanınması, onunla görüşmeler yapılması, Yahudi varlığını ordusu ve vatandaşlarıyla koruyacak olan değersiz küçücük bir devlet karşılığında Filistin'in büyük bir bölümünden vazgeçerek çözülmez. Çözüm ancak, sonsuza dek onun tümüyle ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşir.

3- Amerika ve Yahudi varlığına cürümlerine devam etme cüretini veren şey, izzetin, kurtuluşun, kula kulluktan ve hegemonyadan kurtulmanın anlamını bilmeyen yöneticilerdir. Bunlar İslam düşmanlarına boyun eğip zillet elbisesine bürünen, İslami hükümleri arkalarına atan, 67 toprakları üzerinde pazarlıklar yapan ve Filistin'in büyük bir kısmını Yahudilere bırakıp tavizler vererek koltuğa öncelik veren yöneticilerdir.

4- Filistin otoritesine ve Kurtuluş Örgütüne diyoruz ki: Oturun oturduğunuz yerde! Boşu boşuna Filistin sorunu ile uğraşmayın. O, sizin sorununuz değildir. Sizin sorununuz ve hayatınızın sırrı Filistin değil, Yahudi'nin güvenliğidir. Yahudi askerleri ve yerleşimcileri himaye etmek için yetmiş binin üzerindeki polisi görevlendiren sizler değil misiniz? Filistin'den ellerinizi çekiniz ve orayı halkına bırakınız. Zira Filistinlilerin arkasında Filistin'i kurtarmak uğrunda şehit olmaya hazır bir buçuk milyar mümin bulunmaktadır. Sizin gibi Amerika'ya ve Yahudilere hizmet eden uşak yöneticilerden başka hiç kimse onları tutamaz.

5- Şüphesiz ki Filistin ve halkı üzerindeki en büyük tehlike sizlersiniz. Filistin sorununu "nihai" çözümüne ulaştırmak için gece ve gündüz çalışmakta(!) ve "nihai durum" yani Filistin hakkında nihai tavizler için koşuşturmaktasınız. Hiç utanmıyor musunuz? Allah'ın gazabından korkmuyor musunuz? Bu ümmetin gazabından da mı korkmuyorsunuz?

6- Bütün bu nedenlerden dolayı Filistin halkının ve onların arkasında bulunan İslam ümmetinin, Filistinli olduklarını iddia eden bu hainlere karşı durmaları ve Filistin meselesini onların ellerinden almaları gerekmektedir. Ta ki böylece Amerika ve Yahudi varlığı lehine Filistin meselesini tasfiye etme projesini tamamlayamasınlar.

Filistin sorunu, bu uşak yöneticileri yerlerinden etme ve onların yerine Müslümanların Halifesini naspetmek için harekete geçmeye hazır olan ümmetin bağrına geri dönsün. Filistin'i ve Müslümanlara ait olan diğer işgal edilen bölgeleri kurtarmak için tekbir sesleriyle ordular harekete geçsin. Müslümanların meselelerine müdahalede bulunan Amerika'nın ve Batılıların kökü kurutulsun. Hizb-ut Tahrir olarak bizler bunu gerçekleştirmek için ümmetle birlikte gece ve gündüz çalışıyoruz ve Allah Azze ve Celle'nin bunu yakınlaştırmasını niyaz ediyoruz.

فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَن تُصِيبَنَا دَآئِرَةٌ فَعَسَى اللّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُواْ عَلَى مَا أَسَرُّواْ فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ  "İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, "Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah,  yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar." ^{[Maide 52]}