2 Ağustos 2022’de NRC Handelsblad bir makale yayınladı. Makalede Hollanda bankalarının aylarca haksız yere İslami kuruluşların banka hesaplarını bloke ettiği ortaya çıktı. İslami isme sahip bireysel müşterilerin banka hesapları da hiç bir açıklama yapılmadan bloke edildi.

Şuan Hollanda bankalarının da sözde terörizmle finansal mücadelenin bir parçası olduğu görülüyor. Bankalar, sözde ‘potansiyel teröristlerin’ şüpheli para transferlerinin izini sürmek için her türlü algoritmayı kullanıyor. Hesaplar, hakkında hiçbir suçlama ve şikâyet olmayan İslami kuruluşlara para aktarıldığı gerçeğinden hareketle seçiliyor.

NRC’ye göre, bankalar bu sözde finansal terörle mücadelenin kapsamını genişletmeleri için Hollanda hükümetinin baskısı altında. Sonuç olarak, Hollanda’daki camiler, gönüllü kuruluşlar ve diğer kurumlar rastgele hedef alınmakta ve mali kaynaklarına erişimleri engellenmektedir. Mağdur durumdaki birkaç kuruluş, terörü finanse ettiğinden şüphelenildiğini belirten bir mektup alana kadar bankaların hesaplarını aylarca bloke ettiklerini ve bloke için hiçbir gerekçe göstermediklerini söyledi. Ayrıca mağdur olan kuruluş, 2,50 Avroluk işlemler için bile olsa saçma sapan ve ayrıntılı soruyu yanıtlamak zorunda. Hükümet ve bankalar bu süreçte her türlü aşağılayıcı soruyu sormaktan çekinmiyorlar. Müslüman ise işbirliği yapmak zorunda, aksi halde banka hesabına erişimi engelleniyor.

Finansal terörizmle mücadele kisvesi altında finansal işlemlerin izini sürmek, aslında Müslüman topluluğa ve kurumlarına karşı bir cadı avıdır. Hükümet her yıl milyarlarca işlem yapıldığını çok iyi biliyor. Hükümet ve bankaların bu işlemlerden hangilerinin terör örgütlerinin işlemleri olduğunu ayırt etmesi pratikte imkânsız. Başka bir deyişle hükümet, finansal teröristin tespit edilemeyeceği bilgisine rağmen İslami soyadı olan veya İslami kuruluşlarla işlem yapan müşterilerin veri tabanlarına erişimi için bankalara baskı yapmaya devam ediyor.

Kapitalist sistem, gerçek doğasını bir kez daha gösterdi. Sözde kişisel özgürlükler ve mülkiyet özgürlüğü, kamuoyunun duygularını okşayan boş sloganlardan ibarettir. Müslümanların banka hesapları, hiç bir delil ortaya koymadan ve dava edilebilecek herhangi bir somut suçlama olmadan önleyici tedbir olarak bloke ediliyor. Müslümanlar artık hükümetin ve bankanın hoşlanmadığı bir kuruma zekât, sadaka, fidye veya kefaret parası transfer ettiklerinde de mali olarak soruşturmaya maruz kalabilecekler.

Sadece Hilafet Devletinde herkes zulümden korunma hakkına sahiptir. Vatandaşlarının kişisel mülkiyeti, devletin vatandaşlarına karşı ideolojik siyasi bir mücadelenin bir aracı değildir. Hilafet Devletinde herkes, aksi ispat edilinceye kadar masumdur. Laik devlette bir vatandaş, masumiyeti ispatlanana kadar peşinen suçludur. Bu, gücün kötüye kullanılmasından ve baskı uygulanmasından başka bir şey değildir.