2014 yılında “daha az Faslılar” ifadesi yüzünden Geert Wilders’a karşı açılan dava, bugün başladı. Savunmasında Wilders, bu duruşmanın siyasi bir duruşma olduğunu ve mahkeme yerine parlamentoda yargılanması gerektiğini söyledi. Wilders, açıklamalarına katılmayan ama bunun göstermelik bir duruşma olduğunu ve bu yüzden mücadele edilmesi gerektiğini savunan aynı görüşteki insanlardan da önemli beğeniler aldı. Evet, gerçekten bu politik bir duruşmadır, ancak Wilders ve benzerlerinin ileri sürdüğü nedenlerden ötürü değil.

Aslında politik duruşma, uzun yıllar önce başladı. 2010 yılında Wilders, “Faşist İslam, sorunun kaynağıdır. İslami Kavgam Kitabı Kuran’da da ortaya konulduğu İslam, Allah ve Muhammed’in hastalıklı ideolojisidir.” sözleri yüzünden mahkeme karşısına çıkmış, ancak beraat etmişti. Gerekçeli kararında mahkeme “Biz, bir politikacı olarak katıldığınız kamusal tartışma bağlamında söylenen bu sözlerin tamamen yasal olduğunu düşünüyoruz.” demişti. Bundan daha açık bir ifade olamaz. Bu duruşma, etkileri günümüze kadar geçerli olan bir duruşmaydı.

O günkü siyasi duruşmada Wilders değil, Müslüman topluluk yargılanmıştı. Müslümanların fikir ve inançları ile alay edilmiş, kutsalları ayaklar altına alınmıştı. Hukuk sistemi, egemen laik ideolojinin İslam ile mücadelesi tüm hızıyla devam edecek diyerek açık ve net bir siyasi mesaj göndermişti. Bu mesaj, İslam’ın fikirlerine saldırmak, şeytanlaştırmak ve toplumdan söküp atmak için uyarlanan asimilasyon politikası ile de uyumluydu.

Bu kez, bir grubun fikir ve inançları değil, kökeni bıçak altına yatırılmaktadır. Wilders, PVV’nin Lahey’deki kafe buluşmasında “Size soruyorum, bu şehirde ve Hollanda’da daha az Faslılar istiyor musunuz?” diye sormuş, katılımcılar da tezahüratlarla “daha az, daha az” yanıtını vermiştiler.” Bunun üzerine o da, “O zaman bunu yapacağız.” demişti.

Bu seferki duruşmada siyasi bir duruşmadır. Birçoklarının aksine bu sefer de söz konusu Wilders değil, Müslüman topluluklardır. En iyi ihtimalle Wilders’ın davayı kaybedeceğini varsayarsak, o zaman verilecek olan mesaj nedir? Bütün Faslılar, aynı değildir ve bir gruba yönelik hakaret suçtur mu olacak? Normal olan da bu değil mi zaten? Bu, bir “zafer” olarak görülemez. Zira aksi, tüm nezaket ve makul kurallarına aykırıdır. Ancak verilecek cezayı sadece Faslılar ile sınırlamak yüzeyselliktir. Tabii eğer Faslılara doğru bakış açısıyla bakılırsa. Çünkü onlar, Müslüman topluluğun bir parçasıdır ve yargıcın İslam hakkındaki önceki açıklamaları bu meyanda ele alınmalıdır.

İlginç olan şudur ki bir yandan bir grubun kökenine toz kondurulmazken, öte yandan, aynı grubun fikirleri, inançları ve ölçüleri aşağılanıp saldırılıyor. Aslında bu çabaların amacı, Faslıları İslami kimliklerinden koparmaktır. Başka bir deyişle: “İslam’ı laik düşünceye göre ayarladığınız sürece sorun yok.” Bu da tam olarak Müslüman topluluğu laikleştirme siyasal işlemidir.