حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
No: RK–BA–2021–MB–TR–10 |
H. 13 Safer 1443 M. Pazartesi, 20 Eylül 2021 |
Irak’ta Yapılması Planlanan Temsilciler Meclisi Seçimleri Hakkında Şeri Hüküm
Devlet kurumlarındaki yaygın yolsuzluk ve kötüleşen ekonomik koşullar nedeniyle başkent Bağdat ve Güney illerinde patlak veren gösteriler sonrasında Başbakan Adil Abdül Mehdi istifa etmiş, Mustafa El Kazimi başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Başbakan olduktan sonra El Kazimi, yolsuzluğu bitirme ve 10 Ekim’de erken seçimlere gitme sözü vermişti. Seçimler, insanların sefaleti ve sefilliği için sözde bir çözümdür. Irak halkının yaralarına merhem olarak betimlendi... Bir süredir Irak hükümeti, seçimlerin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için azami gayret göstermektedir. Seçimlerin tarafsız olacağını, tarafsızlığı için uluslararası gözlemcilerin bulunacağını söylüyor, bu konuda sokağı ikna etmek için çalışmalar yürütüyor. Sanki muhatabı gayrimüslimlermiş gibi Allah’ın seçimler hakkındaki hükmüne hiç değinmemektedir! Hükümet, sorunu iyi ya da yozlaşmış kişilere indirgedi. Hatta mercilik bile “denenmiş denenmez” sloganıyla yozlaşmış kişileri seçmemeye teşvik etmektedir. Seçimler hakkındaki şeri hükmü açıklamaktan kaçınmaktadır! Böylece, kulların fiillerine ilişkin şeri hükmü gizlemektedir.
Seçimler, işgalci ABD’nin Irak’ta icat ettiği en büyük yalanlardan biridir. ABD, devlet kurumlarında yolsuzluğu yaygınlaştırıcı kota sistemini üretti. Politik, ekonomik, güvenlik, askeri ve sosyal alanlarda yolsuzluğu yaygınlaştırdı. Yönetim sistemini Federalizm olarak belirledi, yetkileri varlıklara bölüştürdü. Yürütmeyi (hükümet) Şiilere, yasamayı (meclis) Sünnilere, cumhurbaşkanlığını Kürtlere verdi. Hazırladığı anayasada bu düzeni yürütecek kişilerin seçimini halka bıraktı. Müslümanlar olarak biz, seçimler hakkındaki şeri hükümlerle ilgileniyoruz. Bu yüzden seçimlerin gerçekliğini anlamak ve hakkındaki şeri hükümleri açıklamak kaçınılmazdır.
Seçimlerin gerçekliği, halk adına halkın işini yürütecek kişilerin seçimidir. Seçim, yolculuk emirliği, ara düzeltme ya da yönetim hakkında olabilir. Seçimler, bir vekâlettir ve üslup gibi mubahtır. Ancak İslam, seçilmiş vekilin fiiline hüküm verir, üsluplara değil, çünkü şeri kaideye göre “vekil asıl “ gibidir. Kişinin işi, mubah olursa, vekâlet de caiz olur. Haram olursa, vekâlet de haram olur. Öyleyse seçimlere (adaylık) ve (seçmek) ilişkin şeri hükmü bilmek, yasama meclisinin veya parlamentonun işini bilmeyi gerektirir. İşi bilindiğinde bu konuda vekâletin caiz olup olmadığı açığa çıkar.
Parlamentonun en önemli işleri şunlardır:
Birincisi: Yürütme ve yargı erkini bağlayıcı yasalar yapmak. Bu, parlamentonun en tehlikeli işlerinden biridir ve açıkça küfürdür. Çünkü egemenlikte yaratıcı ile çekişmektedir, egemenliği Allah’a ait değil insana ait kılmaktadır. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ “Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” [Maide 49]
İkincisi: Cumhurbaşkanını ya da Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla hükmeden Başbakanı seçmek. Bu, şeran haramdır, çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.” [Maide 44]
Üçüncüsü: İşgalin belirlediği küfür anayasasına göre hükümete güvenoyu vermek ya da güvenoyunu geri çekmek ve anlaşmazlıkların çözümünde o anayasayı esas ve referans kılmak. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الأَمْرِ مِنْكُمْ فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً “Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah’a ve Rasûl’e götürün; bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.” [Nisa 59]
İşte bunlar meclisin en belirgin işidir. Kâfirle sözleşmeler ve anlaşmalar imzalamak gibi dış politika ve iç politika ile ilgili başka işler de icra eder. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً “Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir”[Nisa 141] Eğitim politikası ve yargı, laiklik ve dini devletten ayıran doktrine dayalıdır.
Buna göre, bu seçimlere katılım (adaylık) ve (seçmek) sağlamak şeran haramdır. Çünkü seçimler, Allah’ın haram kıldığı konularda vekâlet vermek ve ülkeyi tâğut hükümleriyle (demokratik sistemle) yönetecek kişileri vekil kılmaktır. Bu ise küfürdür, çünkü yasama yetkisini insana vermektedir. Dahası ülkeyi ve halkı felaket ve musibetlere sürükleyecektir.
Ey Irak Müslümanları! İşgalci kâfirin ülkemizi girdiği ilk günden itibaren size tavsiyelerde bulunduk, gelişen tüm hadiseler hakkında şeri hükmü beyan ettik. Allah’ın şu buyruğuna istinaden size yine hatırlatmada bulunuyoruz:
وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ “Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.” [Zariyat 55] Allah, mümin gruba vaat ettiği zaferi verene kadar hatırlatmaya devam edeceğiz. Uzun zamandır bu mümin grup, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak, Allah’ın kelimesini üstün, kâfirlerin kelimesini de alçak kılmak için çalışmaktadır
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Irak Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |
E-Mail: huti53@yahoo.com |