22 Nisan 2024 Pazartesi günü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde sekiz bakan (dışişleri, savunma, içişleri, ticaret, ulaştırma ve altyapı, tarım ve ormancılık, enerji ve doğal kaynaklar, sanayi ve teknoloji) ile İletişim Daire Başkanı ve Cumhurbaşkanı Dış ve Güvenlik Politikaları Danışmanı olduğu halde Irak’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret 13 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk ziyaretti ve Irak Başbakanı Muhammed Şia El-Sudani’nin Washington ziyaretinden bir hafta sonra gerçekleşti. Bu ziyaret, Aksa Tufanı operasyonu ve Yahudi varlığının gururlu Gazze halkına karşı yürüttüğü acımasız saldırının ardından bölgenin içinden geçtiği zor koşullar ışığında gerçekleşmiştir. Bu ziyaretin arkasında ABD parmağının olması olasıdır. Türkiye, ABD yörüngesinde dönmektedir. Erdoğan hükümeti, daha çok ABD’nin çıkarlarına hizmet etmektedir. El Sudani uluslararası koalisyonun varlığını sona erdirmek istediklerini duyurdu. Dolayısıyla El Sudani hükümeti, 15 Nisan 2024 Pazartesi günü ABD ile imzaladığı anlaşmalar gibi ülkelerle ikili stratejik anlaşmalar imzalamayı amaçlamaktadır.

Türkiye ile Irak arasında işbirliği için gündeme getirilen tüm dosyaların, güvenlik ve ekonomik olmak üzere iki önemli dosyanın yanında ikincil önemde kaldığını belirtmekte fayda var.

Güvenlik dosyası sorununda, Türkiye sınırına yönelik operasyonları için Irak topraklarını üs olarak kullanan PKK’nın faaliyetleri en ön sıralarda yer alıyor. Türkiye, iki ülke arasında güvenlik anlaşmalarının öncelikli olduğu bir stratejik işbirliği anlaşması imzalanmasını istiyor. İran’ın Ağustos 2023 sonunda El Sudani hükümetiyle Irak-İran ortak sınırını kontrol etmek üzere imzaladığı anlaşma gibi. Türkiye, Irak hükümetinin, Türkiye’nin Mart 2024’te sınır ötesi bölgede 30 kilometre mesafede PKK unsurlarına karşı geniş çaplı bir güvenlik taraması yapmasını kabul ettiği “güvenlik kuşağı” operasyonunu yasal bir çerçeveye oturtmak istiyor.

Aynı derecede önemli olan ikinci dosya ise ticaret ve petrol dosyası ile kalkınma yolu projesidir. Irak, Türkiye, Katar ve BAE “Kalkınma Yolu Projesi” kapsamında işbirliği yapmak üzere dörtlü bir mutabakat zaptı imzaladı. Bu proje, kuzeyde Türkiye ile Avrupa ve güneyde Arap Körfezi arasında bir demiryolu ve karayolu bağlantısı inşa etmeyi amaçlıyor. Planlanan demiryolu projesi, Irak’ın güneyindeki büyük El Fav limanının bulunduğu Basra Körfezi’nden, Irak’ın kuzeyindeki Türkiye sınırına yakın Peşhabur sınır kapısına kadar uzanacak. Demiryolunun uzunluğu 1175 kilometre, El Fav ile Peşhabur sınır kapısı arasındaki kara yolunun uzunluğu ise 1190 kilometredir. Kalkınma projesi, Çin’in peşinde olduğu İpek Yolu projesini etkisizleştirmeyi amaçlıyor.

Ey Müslümanlar! Osmanlı Hilafet Devletinin yıkılması ve Sykes-Picot sınırlarına göre devletçiklere bölünmesinin ardından işte Müslüman ülkelerin durumu budur. Sınırlardaki güvenlik sorunu, su kontrolü ve tutma sorunu ve Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin farklı ülkelere ajanlık yapmaları sorunu, tüm bunlar ve diğer sorunlar yalnızca Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği İkinci Raşidi Hilafet tarafından çözülecektir. Hilafet Müslüman ülkeleri tek bir imam altında birleştirecek, kafirlerin Müslümanlar üzerinde bir yol bulmalarını ortadan kaldıracak, Müslümanların zenginliklerini ve sularını tüm Müslümanlara geri iade edecektir. İşte Hizb-ut Tahrir sizi bu izzete çağırıyor. Hizb-ut Tahrir kendisini İslami hayatı yeniden başlatma çalışmasına adamıştır. Hadi Allah’ın taraftarları olun, kuşkusuz Allah sizinle beraberdir ve amellerinizi asla zayi etmeyecektir.