21 Ocak 2025 Salı günü Irak Temsilciler Meclisi, şu üç gereksiz yasa tasarısını oylamak üzere bir oturum gerçekleştirdi:

- 1959 tarihli 188 sayılı Kişisel Statü Kanunu’nda değişiklik önerisi.

- Devrim Komuta Konseyi’nin (feshedilmiş) bazı kararlarına tabi taşınmazların sahiplerine iadesine ilişkin yasa tasarısı.

- 2016 tarihli 27 sayılı Genel Af Kanunu’nda ikinci değişiklik tasarısı.

Bu oturumun en dikkat çeken yanı, el kaldırarak oy kullanılması, oyların sayılması veya çoğunluğun mevcut olup olmadığında dair yoklama yapılması gibi alışılagelmiş yöntemlerle yapılmamış olmasıdır. Daha da dikkat çekici olan, bu üç yasanın tek tek değil, bir paket halinde ve mezhep kotasına göre oylamaya sunulmasıdır. Kişisel Statü Kanunu, Şii bileşen tarafından sahiplenilmiş; Genel Af Yasası, Sünni gruba mal edilmiş; Taşınmaz Kanunu ise Kürt bileşen tarafından desteklenmiştir.

Oturumda tartışma ve kaos yaşandı; bazı milletvekilleri Meclis kürsüsüne çıktı. Bir milletvekili, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı bir paylaşımda, “Meclis, Kişisel Statü ve Genel Af Kanunu değişikliklerini onayladı. Oylamada milletvekilleri ellerini kaldırmadı, fakat buna rağmen yasa geçti. Bazı başkanlık divanı üyeleri ve milletvekilleri yaşanan bu skandallar nedeniyle salonu terk etti” diye yazdı.

Şafak Haber Ajansı’na ulaşan bir videoda, üç yasanın oylanış şekli nedeniyle Meclis Başkanı Mahmud Meşhedani’nin görevden alınması talebiyle milletvekillerinin imza topladığı görülüyor.

Bu üç yasanın en çarpıcı özelliği, barındırdığı belirsizlikler ve yolsuzluk yapan ya da kişisel emellerine ulaşmak isteyen kişilerce rahatça istismar edebileceği kadar esnek oluşudur.

Sünni siyasetçilerin, Sünni halkın desteğini kazanmak ve pek çok masum insanın mağduriyetini gidermek için sundukları Genel Af Yasası’ndan yolsuzluk yapanlar ve hırsızlar faydalanmıştır. Örneğin, bu yasadan faydalananlar arasında, üç trilyon Irak dinarını aşan ve “Yüzyılın Anlaşması” adıyla bilinen devasa yolsuzluk vakasına karışanlar da var.

Esnekliği, zayıf ve geçersiz görüşlere dayanması nedeniyle Kişisel Statü Kanunu, İslam hukukunun kadınlara tanıdığı hakların kaybedilmesine yol açabilir.

Taşınmaz Kanunu’nun nasıl yorumlandığına bağlı olarak, bu yasa Kerkük’teki Arap Sünnilerin yaşadığı binlerce dönüm arazinin kamulaştırılmasına ve devlet mülkiyetindeki tüm arazilerin Kürtlere ait araziler olduğu gerekçesiyle zorla istimlak edilmesine neden olabilir.

Ey Irak halkı! Kendilerine milletvekili deyip ülkeyi yönettiklerini iddia eden, toplumun en alt tabakasını temsil eden bir meclisin yasa çıkarması şaşırtıcı ve garip değildir. İnsan, ne kadar dindar ya da bilgili olursa olsun, sahip olduğu eksiklikler, acizlik ve ihtiyaçlar nedeniyle yasama yetkisine sahip olamaz. Bunun sonucu olarak, insanın ulaştığı her çözüm, kaçınılmaz biçimde farklılık, çelişki ve tutarsızlıklar içerecektir. Peki ya yasa koyucular cahil ve yozlaşmış kimseler olursa? O zaman tam bir felaket olur.

Yasama meclisinde tanık olunan tartışma, çekişme ve kavgalar, iddia edildiği gibi sağlıklı bir demokratik işleyişin göstergesi değildir. Gerek destekleyenler gerekse muhalif taraflar, gerçek ve doğru çözümler üretmek konusunda yetersizdir. Çözümleri, dar akıllarına ve kişisel çıkarlarına dayalıdır. Bu nedenle onlardan hayır beklemek beyhudedir.

Ey Irak halkı! Gerçek ve tek hayır, Yaratıcı’nın şeriatındadır. Zira yasa koyma yetkisi yalnızca Allah’a aittir. İnsanları yaratan ve onların ihtiyaçlarını en iyi bilen O’dur. Allah’ın isimlerinden bazıları Alim (Her şeyi Bilen), Hâkim (Hüküm Veren) ve Habir’dir (Her şeyden Haberdar). Eğer Allah’ın şeriatını uygulamış olsaydık, mevcut sorunları ağırlaştıran ve durumu daha da karmaşık hale getiren yamalı beşerî yasalara ihtiyaç duymazdık.

Bu nedenle, Hizb-ut Tahrir, halkına yalan söylemeyen bir lider olarak, sizi, İslami hayatı yeniden başlatmak ve Allah’ın Şeriatını hâkim kılmak için kendisiyle birlikte çalışmaya çağırıyor. Allah’ın Şeriatı, mazlumun zalimden hakkını aldığı, kadınların onur ve iffetlerinin korunduğu, tüm vatandaşların mal ve mülk güvenliğinin sağlandığı bir sistemdir. İzzet, mutluluk ve şerefe nail olmanızın yolu budur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

لَقَدْ أَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ كِتَاباً فِيهِ ذِكْرُكُمْ أَفَلَا تَعْقِلُونَ “Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâlâ akıllanmaz mısınız?” ^{[Enbiya 10]}