Kenya şu anda, iddialara göre kamu fonlarından yağmalanan milyarlarca şilinlik mali skandalla çalkalanıyor. Bu tür skandallar Uhuru idaresinin ilk döneminde yapılan yolsuzlukların dejavusudur. Vatandaşlar, şiddetli seller nedeniyle bitkin düşmüşken, eğitim sektörü acınacak haldeyken, sağlık ve altyapı çökmüşken bu tür skandalların gerçekleşmiş olması gerçekten acı verici.

Hizb-ut Tahrir / Kenya, aşağıdaki noktaları vurgulamak ister:

Birincisi: Bu skandallar ilk değil, son da olmayacak. Bu tür skandallar “bağımsızlıktan” bu yana 54 yıldır oluyor ve hız kesmeden de devam ediyor. Şimdiye kadar hiçbir üst düzey hükümet yetkilisi yolsuzluk nedeniyle yargılanmamıştır, yargılanmışsa da PİAR gereği halkın egosunu gıdıklamak içindir. Zira savcılık ve yargıda hortumcuların borusu ötüyor.

İkincisi: Bu son mali skandallar, hayata bakış açısı menfaat ve ultra zevk elde etmek olan çarpık laik kapitalist ideolojinin bir salyasıdır. Bu nedenle insanların yaşamı, materyal elde etmek, bitmez tükenmez zenginlik arzularını gidermek için süresiz küçük bir yarışmadan ibarettir. İşgal ettikleri makama karşı halkta güvensizlik meydan gelmiş hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

Üçüncüsü: Kenyalılar gözlerini dört açıp acınacak ve içler acısı bu durumlarını değerlendirmeye başlamalılar. Ayrıca yıllık bu yağma çılgınlığından, sosyal çürümeden, insan yapımı yasalarda yapılan hiç bitmeyen değişikliklerden, günden güne hayatlarını sefaletten sefalete maruz bırakan reformlardan ve diğer tüm kötü alışkanlıklardan acaba kurtulmanın bir yolu var mı diye sormalılar.

Dördüncüsü: Biz yürekten Kenya halkını özellikle düşünür ve aydınları İslam’ı bir ideoloji olarak ve insanlık için alternatif entelektüel bir liderlik olarak etüt etmeye teşvik ediyoruz. Yapacakları etütlerinde, insanlığın sorunlarını nasıl çözebiliriz, elde edilen çözümler insan fıtratına uygun mu değil mi diye laik kapitalist ideoloji ile İslam ideolojisi arasında entelektüel bir karşılaştırma yapmalılar. İslam ideolojisi, yolsuzluk tehdidiyle mücadele eder, rüşvet ve rüşvete karışan herkesi lanetler. Yolsuzlukla mücadele sorumluluğu ve görevi, belirli kişi veya komisyonlara ait değil, kolektiftir. İslam, liderden toplumdaki durumuna bakmaksızın yolsuzluğa karışan herkese karşı ciddi önlemler almalarını talep eder.

Bu önlemler sayesinde İslam’da, dünyanın yarısına hâkim olduğu dönemde on üç asır boyunca hiçbir yolsuzluk vakasına rastlanmamıştır. Olmuşsa da nadirattandır. Aynı şekilde Nübüvvet metodu üzere Hilafet yeniden kurulduğunda, yolsuzluk belası ve diğer tüm kötü alışkanlıkların emaresi okunmayacaktır.

Son olarak Hizb-ut Tahrir şuna inanıyor, Kenya dâhil tüm laik kapitalist toplumlarda görülen yolsuzluk ve siyasi dokunulmazlık gibi kötülüklerin çözüm ve tedavisi İslam ideolojisindedir. İslam, bunlar için radikal çözümler sunar. Kenya toplumuna, Yüce Yaratıcının emirlerine uyan ve yasaklarından kaçınanlardan razı olacağını hatırlatmak isteriz. Buna karşın bu skandallardan hiçbir şey çıkmayacak ve dolayısıyla kötüler için örnek olacaktır.