Hükümetin yaptırdığı yeni bir araştırma, ülkedeki evlilik dışı ilişkilerin boyutunu ortaya koydu. Araştırma, Kenyalı erkeklerin ortalama yedi, kadınların ise yaşamları boyunca iki cinsel partnere sahip olduklarını gösterdi.

Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Kenya olarak biz, aşağıdaki hususları açıklamak istiyoruz:

Laik liberal sistemde zina, fuhuş ve diğer ahlaksız eylemler, sosyal ve kültürel olarak kabul edilebilir fiillerdir, kanuni olarak da legaldirler. Laiklik, kişisel özgürlük ve örgütlenme özgürlüğü gibi yozlaşmış kavramları savunur. Dolayısıyla laiklik, en ufak bir utanç duygusu duymadan bireyleri karşı cinsle ilişkiye girmeye sevk eder. Bu nedenle evlilik dışı ilişkiler, bu yozlaşmış ortamda ailelerin kronik krizidir.

Kapitalizmin içtimai sistemi, evliliği sistematik olarak mahvetti, anneliği parçaladı ve aile bağlarının parçalanmasını sağladı. Laik anayasalar, zina ve fuhşu açıkça suç saymamaktadır. Laik rejimlerde uluorta yerlerde fuhuş yapılmaktadır Buna ek olarak uluslararası insan hakları yasaları, feministler gibi aktivistlere bu kötülükleri tam anlamıyla savunmaları için kavramsal bir çerçeve sağlamakta, cinsel ilişkiyi yasaklayan ve onu kötü bir yol olarak gören İslam’a saldırmaktadır.

İslam’ın içtimai sistemi, toplumu düzenleyen temelleri ortaya koymuştur. Toplum, kadın ve erkek arasındaki ilişkiye doğru bakış üzerine kuruludur. Bu bakış açısı kadının statüsünü korurken cinsiyetler arası işbirliğini de sağlar. Sonuç olarak İslam’ın içtimai değerleri ve yasalarının kapsamlı bir şekilde uygulanması, erkek ve kadın arasındaki ilişkiye salt cinsellik açısından bakılmasından uzaklaşacaktır.

Dahası İslam, evlilik dışı ilişkiyi, zina, fuhuş ve tüm ahlak dışı eylemleri yasaklamıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنَا إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَاءَ سَبِيلًا“Zinaya yaklaşmayın. Gerçekten o çirkin bir hayâsızlık ve kötü bir yoldur.”^{[İsra 32]}

İslam, takvayı sadece zinadan değil, tüm ahlak dışı eylemlerden kaçınmanın motivasyonu haline getirmektedir. Erkekler ve kadınlar, sosyal yaşamlarında İslam’ın içtimai yasalarına uymak için ileri düzeyde bağlılık standartlarına uymak zorundadırlar. Evlilik, üreme içgüdüsünün gerçek amacı doğrultusunda iffeti, cinselliği ve doyumu korumayı amaçlar ve İslam toplumuna yarar sağlar.

İnsanlar, bu toplumsal kötülükleri önlemek için kapitalizmin savunduğu bu laik-liberal değerleri ve siyasi çerçevesi olan demokrasiyi reddetmelidirler. Bunun yerine İslam’ı ve yönetim sistemi olan Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için çalışmalıdırlar.