Hükümet, aşırılıkla mücadele için özel birim kurduğunu açıkladı. Birim, sekreterler ve müfettişlerden oluşuyor. Ekip, aşırılığı önlemek ve mücadele için farklı görev ve yetenekleri kullanmayı amaçlıyor. Bu birim, barış, kalkınma ve ulusal uyum için ulusal kampanyanın bir parçası olarak kuruluyor. Hükümet sözcüsü Eric Kiraithe, “Kenya, demokrasi, uyum ve gelişimi aşırı radikal ideolojik tahrik, saldırı ve adam devşirme tehditlerden korumak için farklı kesimlerin katılımıyla çok yönlü ulusal bir kampanya başlatmıştır.” dedi.

Bu bağlamda Hizb ut Tahrir / Kenya, aşağıdaki noktaları açıklamak ister:

Bu görev gücü, Eylül 2016 yılında Devlet Başkanı tarafından başlatılan Aşırılıkla Mücadele Ulusal Strateji’nin bir parçasıdır. Aslında bu görev gücü, ABD öncülüğünde entelektüel ve politik İslam’a saldırı için başlatılan küresel kampanyanın bir parçasıdır. Bu yıl Şubat ayında Trump yönetimi tarafından açıklanan ve “Şiddetle Mücadele”ya da CVE, “İslami Aşırılıkla Mücadele”ya da “Radikal İslami Aşırılıkla Mücadele”olarak bilinen programın aslında hedefi İslam’dır. ABD, 1991 yılında komünizmin çöküşünden sonra zorla liberal yeni dünya düzenini dayattı. Ardından Kenya ve diğer üçüncü dünya ülkeleri, böyle komplo anlatılarına başvurdular.

Kampanya, Kenya ve dünyadaki diğer Müslüman toplulukların İslami uygulama ve Müslümanlığına meydan okumaktır. Amaç, Gayrimüslimlerin İslam’a karşı radikalleşme devamlılığını sağlamaktır. Öte yandan bu kampanya ile Müslüman topluluklar arasında korku yayılıyor. Ki Müslümanlar, Peygambere indirilen İslami değerlere bağlanmak yerine laik liberal değerleri benimsesinler.

Kayda değerdir ki “aşırılık”ya da “radikalizm”terimleri, isteyen istediği tarafa çekebilecek şekilde tanımlanmıştır. Bu da histeri yaratıyor. Bu histeri de Müslümanlara karşı polis devleti kurmak, inanç ve görüşlerini değiştirmeye zorlamak gibi hükümetin istediği gayri popülist politikaları sürdürmesine izin veriyor.

Şu an tüm dünya, ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan kapitalizmin başarısızlığını görüyor. Bu yüzden ABD, İslam gibi güçlü bir alternatifi bertaraf etmek için sıkı çalışıyor İslam, bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı siyasi ve sosyo-ekonomik sorunları çözebilecek kapasitededir. İslam, insanlık için kapsamlı bir hidayettir. Müslüman topluluklar, bunu dünyaya göstermek için sesini yükseltmeli, barışçıl politik ve entelektüel yöntemle İslam’a davet etmelidir.