Lübnan’da siyasi otorite diye bir otorite yok, gücü de yok. Milletvekilleriyle birlikte söz konusu siyasi otorite, anayasanın ahlâk ve ahlaksızlıkla mücadele maddelerini bile görmezden geldi. Siyasi otorite ve bakanları, su, elektrik gibi temel hizmetlerin sağlanmasında bile halkı kendi kötü kaderiyle baş başa bıraktı. Kendilerini değişimin vekili olarak adlandıranlar bile önemsiz meselelerle uğraşmaya başladı. Eşcinselliğe ve fıtrata aykırı ahlaksızlığa izin veren bir dilekçeye imza attılar. Diğerleri ise Lübnan’ın erdemli bir ülke olmadığı ya da en azından ahlaksızlığa yabancı bir ülke olmadığı iddiasıyla ve arzu edilen Lübnan’ın tam da bu olduğu gerekçesiyle saçma bir film izlemeye koyuldular.

Bu sorumsuzca ortamda Lübnan’da bir grup gazeteci ve medya kanalının, artık normal bir hale geldiği iddiasıyla eşcinselliği, cinsiyeti ve feminizmi desteklemesi şaşırtıcı değil. Yüce Allah’tan utanmadıkları gibi Allah’a iman eden, Şeriatına ve fıtrata uygun ve metoduna rıza gösteren kullarından da utanmıyorlar.

الَّذِيأَعْطَىكُلَّشَيْءٍخَلْقَهُثُمَّهَدَى “Rabbimiz, her şeye ayrı bir özellik veren, sonra doğru yola eriştirendir” ^{[Taha 50]}

Cenâb-ı Hak şeytanın eylem ve yöntemlerine karşı bizleri uyarmıştır ve şeytanın dilinden şu aktarımda bulunmuştur:

وَلَأُضِلَّنَّهُمْ وَلَأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلَآمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ آذَانَ الْأَنْعَامِ وَلَآمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ الله وَمَن يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيّاً مِّن دُونِ اللهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَاناً مُّبِيناً “Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.” ^{[Nisa 119]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِذَالَمْتَسْتَحْيِفَاصْنَعْمَاشِئْتَ “Utanmıyorsan dilediğini yap.”

Bu medya grubu ve bu kanalların sahipleri, insanlara haber aktarma ve gerçekleri açıklama konusunda güvenilmez olduklarını kanıtladılar. Yozlaşmanın hem de her türlü yozlaşmanın ve eşcinselliğin destekçisi haline geldiler, hayvanlardan bile aşağı ahlaksızlık için kapı araladılar. Kullarını hakkıyla bilen Allah’ın şu buyruğundan başka onlara söyleyecek sözümüz yok:

أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ“Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?” ^{[Casiye 23]} Yine Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ إِنْ هُمْ إِلَّا كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلاً “Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.” ^{[Furkan 44]}

Bu fikirlerin savunucularının ve sahiplerinin arkasında çürümüş kapitalist düşünceyi benimseyen büyük ülkelerin ve uluslararası kuruluşların olduğu gerçeğini herkes biliyor. Kapitalizm insanlığı hayvanlardan bile daha aşağı bir seviyeye indiriyor, toplumlarında krizler yaratıyor, aileleri parçalıyor, doğum oranlarını azaltıyor, intihar, tecavüz, depresyon ve gayri meşru ilişkilerden doğan çocukların sayısında artışa neden oluyor.

Öyle görünüyor ki uluslararası kuruluşlar ve efendileri, Müslümanların ülfet ve kardeşliğine, aile dayanışmasına, Müslüman doğum oranlarındaki artıştan endişe duyuyorlar. Bu yüzden onlarca yıldır kendi krizlerini bize aktarmaya çalışıyorlar, kurtuluşun bunda olduğunu iddia ediyorlar. Oysa ki krizleri acı zehir ve ölümden başka bir şey değildir.

Bu küresel örgütler ve efendileri, başta Lübnan siyasetçileri olmak üzere kukla yöneticiler ve yozlaşmış siyasetçilere sarıldılar, ülkemizdeki verimli toprağın halk değil bunlar olduğunu düşündüler. Bu kişiler de hiçbir caydırıcılık unsuru olmadan her kapıdan çocuklarımızın zihnine girmeye çalışan yozlaşmış kurum ve derneklere kapı araladılar.

Ancak sıradan insanların bu eşcinselliği, cinsiyet, feminizm ve benzeri zehirli fikirleri reddetmesi, bazı Müslümanların bu saldırıların sahtekarlığını ve uygulamalarını ifşa etmesi ve bu saldırılara meydan okuması iyi ve güzel bir haberdir. Bu kişilerin çabalarını takdirle karşılıyor, bu tür konuların yayılmasını önlemek için onları daha fazla çaba sarf etmeye çağırıyoruz.

Otoritenin yokluğunda eşcinselliği desteklemek için başlarını uzatanlara gelince, onlara diyoruz ki: Sanki Lübnan halkının uğraşacağı başka meseleler yokmuş gibi eşcinselliği ve savunulmasını ölüm kalım meselesi haline getirmeniz yakışık almaz, aksine Lübnan halkını kasıp kavuran meselelere önem vermelisiniz!

Hizb-ut Tahrir olarak biz, Allah’ın yeryüzündeki halifelik ve hakimiyet vaadini yerine getirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Nübüvvet metodu üzere Hilafet’in gölgesinde mevcut yozlaşmış sistemden farklı bir ilahi dünya düzeninin eşiğinde olduğumuzu herkese ilan ediyoruz. Raşidi Hilafet, Müslümanları ve ülkelerini birleştirecek, Allah’ın kanunlarını uygulayacak, İslam’ın mesajını dünyaya taşıyacak, zenginliklerinin çalınmasını önleyecek, işgalcileri ve sömürgecileri kovacak, insanların menfaatlerini sağlayacak ve çeşitli sorunlarına çözüm üretecektir. Doğrusu onlar, bunu uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görüyoruz. Kuşkusuz bu, Allah’a zor değildir.

فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفاً فِطْرَتَ اللهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ“Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” ^{[Rum 30]}