Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu

No: ML–BA–2019–MB–TR–13 H. 9 Zilhicce 1440
M. Cumartesi, 10 Ağustos 2019

Politikacılar ve Şeyhler Ne Zamana Kadara Müfteri Olacaklar? Ey İnsanlar! Allah’tan Korkun

06 Ağustos 2019 tarihinde Sabah Eyaleti Yasama Meclisi, 1995 Şeriat Ceza Suçları Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısını onayladı. İslam ile Ehli Sünnet Vel Cemaat yeniden tanımlandı. Yasa ayrıca herhangi bir doktrinin öğretimine, İslam yasalarına veya devletteki bir fetvaya aykırı bir kutlama ya da faaliyet düzenlenmesine kırbaç cezası verilmesini öngörüyor. Tasarıyı sunan Sabah Yasa ve Yerel İşler Bakanı Aidi Moktar, aralarında Millah İbrahim, Hizb-ut Tahrir ve Şia olmak üzere 2017 yılında Sabah’ta 25 sapık öğreti olduğunu, ekstremist kökler taşıdıklarını, inançsız ya da düşünceleri öğretileri paralelinde olmayan yöneticiler ve hükümetlere her an savaş açabileceklerini söyledi. Moktar, Sapkın öğretiler, özellikle de aşırılık yanlıları, sadece Müslümanlar değil, ırk ve dinine bakmaksınız diğer kişilerin güvenliği üzerinde de olumsuz etki yaratıyor” dedi.

Diğer fetvalar gibi 07 Eylül 2017’de Hizb-ut Tahrir aleyhine yayınlanan Sabah fetvası da, Hizb-ut Tahrir’in hükümeti, milletvekillerini ve âlimleri tekfir ettiğini, küfür sistemini benimsedikleri için savaşmaya hak ettiklerini söylüyor. Hizb-ut Tahrir, 08 Kasım 2017’de yayımlayıp 13 Kasım 2017’de Müftülüğe teslim ettiği İtiraz Kitapçığı’nda söz konusu fetvaya ya da iftiraya gerekli cevabı vermiştir. Ancak bugüne değin söz konusu departman itirazlarımıza cevap vermedi ve Allah’ın izniyle veremeyecektir de! Sabah Fetva Konseyi’nin bu fetvası, hiçbir araştırma yapmadan Selangor fetvalarının kes kopyala yapıştırıdır. Düşüncelerimizi ve öğretilerimizi tartışmak veya açıklamak üzere Hizb-ut Tahrir’e hiç bir çağrı yapılmadı. Bununla birlikte düşüncelerimiz çelişkili olmak, İslam’ın gerçek öğretilerinden sapmak, Ehli Sünnet Vel Cemaati’n öğretilerine aykırı olmakla suçlanıyor. İslam’ı öğrettiğini iddia eden Sabah Fetva Konseyi’nin yayınladığı fetvadaki adalet ve disiplini nerede? Sadece bu da değil. Konuyu dostane bir şekilde tartışmak için Hizb-ut Tahrir’in Müftü ile görüşme çabası, defalarca reddedilmiş, müftü bizimle görüşmekten ısrarla kaçınmıştır. Daha da kötüsü Hizb-ut Tahrir heyetinin, Müftü ile ofisinde görüşme isteği ve İtiraz Kitapçığı’nı verme çabası başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Heyet, daha müftüye selam bile vermeden apar topar dışarı atılmıştır!

Sabah Fetva Meclisi gibi Kanun ve Yerel İşler Bakanı da hiçbir araştırma yapmadan söz konusu fetvayı yayınladı! Hiçbir araştırma yapmadan devlet meclisi böylesi bir iftiraya nasıl cesaret edebilir? Diğer meclis üyelerinin oybirliğiyle desteğini alması da ayrıca bir ironidir! Akıl sağlığı ve zekâsı yerinde olan biri, karar almadan önce gerçeği araştırır. Hizb-ut Tahrir’e sapık yaftası vurulmakla kalınmadı, aynı zamanda aşırı düşüncelere sahip olduğu, öğretilerine inanmayan ya da kendi çizgisinde hareket etmeyen hükümdarlar ve hükümetlere savaş açabileceği belirtildi. Dahası halkın güvenliğine tehdit teşkil ettiği suçlamasına maruz kaldı! Suphanallah! Sabah Meclis üyelerine soruyor ve meydan okuyoruz, yayınlarımızın ya da konuşmalarımızın hangisinde böyle bir şey söylediğimizi kanıtlar mısınız? Hizb-ut Tahrir, dünyada hangi yönetici ve hükümete karşı savaş açmıştır? Kimlerin kanını akıtmışız? Kimlerin güvenliğini tehdit etmişiz? Kimleri öldürüp yaralamışız? Kimlerin mallarını almışız? Kimlerin mallarına el koymuşuz? Kimlerin evini soymuşuz? Hangi kamu malına zarar vermişiz?

Ey Sabah Meclisi! Bu zamanda Sabahlıların mallarını ve devletin doğal kaynaklarını yağmalayanlar kimler? Bu yağmalama nedeniyle Sabah halkı yoksulluk içinde yaşamaktadır. Lütfen aynada kendinize bir bakın!

Bunlar, halkın temsilcileridir. Hizb-ut Tahrir’e iftira atmak yerine mecliste halkın sesi olmalı ve çıkarlarını gözetmelidir.

Ey Sabah Meclisi! Sizden Hizb-ut Tahrir’e iftira atmanızı isteyen halkın temsilcileri kimler? Temsil ettiğiniz kişiler arasında kimler tehdit altında? Yasaları değiştirmek zorunda kaldığınız Hizb-ut Tahrir’in davası nedeniyle kimlerin güvenliği tehlikede? İnsanlar, Hizb-ut Tahrir’i tanıyor ve halk, Hizb-ut Tahrir’in politik ve entelektüel yolla çalışan bir siyasi parti olduğunu biliyor. Hizb-ut Tahrir, Müslümanlara karşı savaş açmak şöyle dursun, asla şiddete bulaşmamıştır, bulaşmayacaktır. İnsanlar, Hizb-ut Tahrir’in terörizmin her türlüsünü reddettiğini biliyorlar, aksine Hizb-ut Tahrir ve üyeleri yöneticilerin terörizmine maruz kalmışlardır. Tutuklanıp hapse atılmışlar, işkence görüp çoğu acımasızca katledilmiştir! Halk, Hizb-ut Tahrir’in düşüncelerini yüceltmek ve onları birleştirmek için çalıştığını biliyor; Hizb-ut Tahrir, Hilafeti yeniden kurmak, dünyadaki Müslümanları sömürgecilikten, katliamlarından ve zulmünden korumak için çalışır. Halk, ümmet düşmanlarının saldırısına ve katliamına maruz kaldığında temsilcilerinin sessiz kaldığını biliyor. Halk, Yahudi varlığı askerlerinin Filistin’e saldırdığında temsilcilerinin dünya servetini kazanmakla meşgul olduklarını biliyor. Halk, Budistlerin Rohingya Müslümanlarını öldürdüklerinde temsilcilerinin yolsuzluk ve çeşitli skandallarla meşgul olduklarını biliyor. Halk, Hindistan askerlerinin Keşmir Müslümanlarına saldırdıklarında temsilcilerinin ofis ve rütbeler için yarıştıklarını biliyor. Gerçekten halk, temsilcilerinin ve Hizb-ut Tahrir’in kim olduğunu biliyor ve pırlanta ile cam arasında ayrım yapabiliyor!

Sabah Yerel ve Hukuk İşleri Bakanı ile Sabah Eyalet Yasaları’nın, hiçbir araştırma yapmadan Hizb-ut Tahrir’e karşı Sabah Fetva Konseyi’nin iftiralarını tekrarlaması, gerçekten çok ciddi. Sanki sağ ve sollarında işlediklerini kaydeden melekler yokmuş gibi ağızlarından iğrenç sözler dökülüyor! Kıyamet gününde Allah’la karşılaştıklarında sanki hesap vermeyeceklermiş gibi cesurca iftira ve suçlamada bulunuyorlar! Birazcık akıllı ve onurlu olsalardı, Allah’tan birazcık korksalardı, Hizb-ut Tahrir’e karşı böyle ciddi ve vahşi bir suçlamada bulunmazlardı!

Halkın temsilcileri ve bu Şeyhler daha ne zamana kadar Hizb-ut Tahrir hakkında insanları aldatmaya ve yalan söylemeye devam edecekler? Daha ne zamana kadar halkın temsilcileri ve bu Şeyhler iftira atmaya devam edecekler? Halkın temsilcileri ve Şeyhler, Hizb-ut Tahrir’e attıkları iftiranın ve işledikleri zulmün bu dünyada ve ahirette kendilerine geri döneceğini, onları çetin bir azabın beklediğini ne zaman anlayacaklar?

Ey halkın temsilcileri ve şeyhler! Yeter artık. Hizb-ut Tahrir’e karşı iftiralarınızı, yalanlarınızı ve zulmünüzü hemen durdurun! Ahiret şöyle dursun, bu dünyada Hizb-ut Tahrir’e iftira atmaktan hiçbir şey elde edemeyeceksiniz. Tavsiyemize kulak verin. Ki kısa bir süre sonra Allah’a kavuştuğunuzda, bizimle herhangi bir tartışmaya girmeyesiniz. Bilin ki ne kadar çok iftira atsanız da, zarar verseniz de, tutuklayıp hapse atsanız da Hizb-ut Tahrir davasını asla durduramayacaksınız. Sizden önce, sizden çok daha güçlü ve şiddetli insanlar, Hizb-ut Tahrir’e iftira attılar, zulüm yaptılar ama Allah’ın izniyle Hizb-ut Tahrir’in davası görkemini korumuş, dünyadaki Müslümanların teveccühüne maruz kalmış ve Hizb-ut Tahrir daha da güçlenmiştir. Bu nedenle bu dünyada ve ahirette iyiliğiniz için sizi Allah’tan korkmaya çağırıyor, Hizb-ut Tahrir’e karşı attığınız iftira ve yalanlardan vazgeçmeyi, tiranlığınızı derhal durdurmayı tavsiye ediyoruz. Biz sadece Allah’a tevekkül eder ve sadece O’ndan yardım isteriz.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Khilafah Center 47-1 Jalan 7/7A Seksyen 7 43650 Bandar Baru Bangi, Selangor
Telefon: (+03) 89.201.614
mykhilafah.com
Fax: (+03) 89.201.614
E-Mail: htm@mykhilafah.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER