Basit bir soru: Suriye, Yemen, Libya, Mısır ve Irak’ta ordular, milisler ve örgütler niye savaşıyor? Kim kimi öldürüyor ve neden öldürüyor? İnsani ya da ahlaki değerden yoksun kâfir Amerika, müttefikleri ve Rus ordularının, Müslümanları öldürmekte bir beis görmedikleri, taş üstünde taş bırakmadıkları açıktır. Ancak açık olmayan ve anlaşılmayan ise Yemen, Irak, Suriye, Mısır ve Türkiye’deki Müslüman orduların, sömürgeci Batılı efendilerinin talimatları uyarınca hareket eden yöneticilerin kaprislerine uyup işledikleri katliam suçlarıdır.

Kürt milisler, Suriye ve Irak’ta bir Kürt Kantonu oluşturmak için savaşıyor. Sömürgeci İngilizlerin Hilafet Devletinin enkazı üzerine çizdiği bölgesel haritada bağımsız milliyetçi bir varlık kurmanın özlemini çekiyorlar. Bu uğurda ister İngiltere isterse Amerika veya Yahudi varlığı olsun şeytanla işbirliği yapmaktan kaçınmıyorlar! Oysa ataları, Haçlı saldırılarını bozguna uğratarak nurdan mürekkeple yazılmış tarihin sayfalarına işlendiler. Erdoğan ise Zeytin Dalı Harekâtı’nın ulusal güvenliği koruma bahanesiyle olduğunu iddia ediyor. Türk ordusu, Kuzey Suriye ve Irak Kürt bölgelerinde Müslümanların kanına batmaktan kaçınmalıdır. Unutulmamalıdır ki kahraman Türk ordusunun ataları, Allah’ın kelimesine yüceltmek için yüzyıllarca cihat bayrağını taşıdılar. Hatta iki kez Viyana’yı kuşattılar.

Yemen’deki milisler de Müslüman kanının kutsallığına aldırış etmeksizin sırf iktidar ve yönetim pastasından pay kapmak için birbirlerini boğazlıyorlar. Günahkâr İran yöneticileri ve Suud hanedanı öncülüğündeki Arap koalisyonu da onları bu konuda desteklediler. Savaş yangınına benzin taşıdılar, taraflara silah yardımında bulundular. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in iman ve hikmet ehli olarak tanımladığı bahtiyar Yemen’i virane üssüne çevirdiler.

Mısır’daki cani yönetici ise, on binlerce Müslümanı cezaevine tıktı, işkence yaptı. Yetmedi, Yahudilerin güvenliğini korumak, Washington’un talimatlarını uygulamak amacıyla ataları Ayn Calut Muharebesinde Tatarların saldırı dalgasını kıran Mısır ordusunu, İsra ve Miraç topraklarını Yahudilerin pisliğinden kurtarmak ve Müslüman ülkeleri bozgunculuk çıkaran Haçlı güçlerden arındırmak yerine Sina Yarımadasında katliam ve yıkım işlemi için gönderdi.

Suriye’de ise İran ve desteklediği Şii milisler, Müslüman kanı akıtmak için işgalci Rus güçleriyle yarışıyorlar. Hem de saçma sapan sloganlar altında. Hâlbuki İmam Hüseyin bu sloganlardan beridir.

Ey Müslümanlar!

Allah Subhânehu ve Teâlâ söz birliğini farz, çekişmeyi de haram kılmıştır.

وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ“Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider.” ^{[Enfal 46]} Sahih hadiste de geçtiği üzere haksız yere kanları akıtmak yasaktır.

لا تَرْجِعُوا بَعْدي كُفَّارًا يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقابَ بَعْضٍ“Benden sonra birbirlerinin boyunlarını vuran kâfirler gibi olmayın.”Ayrıca Müslümanların kâfirleri dost edinmeleri, onlardan yardım dilenmeleri haramdır. Müslümanların katlinde onlara destek olmak şöyle dursun.

وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ، لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللهِ حُرْمَةً مِنْكِ“Allah’a yemin ederim ki, müminin saygınlığı Allah katında senin saygınlığından daha fazladır”Güpegündüz ihanet yapan, kafirleri dost edinen, çok fazla Müslüman kanı akıtan, ülkeyi yakıp yıkan, Allah’ın Şeriatını iptal eden bu yöneticilere ne oluyor da susuyorsunuz? Oysa Şeriata göre bu yöneticilere engel olmak ve suçlarını inkâr etmek farzdır. Bu öncelikle olarak da onların batıl yönetimlerine engel olabilecek güç ve kuvvet sahiplerine farzdır. Peygamberlerin varisleri konumunda olan âlimler ise mümin hakkında ne bir ahit ne de bir zimmet gözetmeyen o zalim yöneticiler karşısında hakkı haykırmalıdır.

Allah Subhânehu ve Teâlâ, İsrail oğulları gibi olmamamız konusunda bizi uyardı.

مثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا “Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir.”^{[Cuma 5]} Zira onlar, Allah’ın Şeriatını tebliğinden, hakemliğinden, hidayeti yaymaktan yüz çevirdiler. Hidayeti gizlediler, taşımadılar. Bu nedenle de sırtında ciltler dolusu kitap taşıyan, fakat onlardan istifade etmeyen eşeğe benzetildiler. Çünkü eşek, ciltler dolusu kitapta yazılanları akledemez, dolayısıyla da onlardaki hidayetten faydalanamaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bizden öncekileri bize örnek vermesinin nedeni, düşünelim, bize indirdiğini ve bizim için seçip beğendiğini taşıyalım diyedir. Onun için gelin böyle çirkin vasıfla anılmaktan sakınalım ve görevimizi kararlılıkla ifa edelim. Aksi takdirde Hâkim ve Aziz olan Allah’ın ayetlerini yalanlamış oluruz. Bu yüzden Allah, ayeti şu kavliyle bitiriyor:

بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَاللَّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ“Allah’ın ayetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”^{[Cuma 5]}

Hadi Allah’ın davetçisine icabet edin, zira o sizi size hayat verecek şeylere çağırıyor. Allah ve din düşmanlarına göbekten bağlı bu yöneticilerin iplerini kesin. Ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanlarla beraber çalışın.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}