Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HT–BA–2019–MO–TR–08 H. 1 Şa'bân 1440
M. Cuma, 19 Nisan 2019

Ey Sudan ve Cezayir Halkı! Devrimin Allah İçin Allah İçin Olduğunu, Doğu ve Batı İçin Değil Hilafet Devleti İçin Olduğunu İlan Edin

Sudan’da devam etmekte olan çatışma Cezayir’dekinden farklı değil. Her iki ülkede yaşananlar, bir avuç subayın ülke ve halka dayatılan rejimin direklerini perçinleme arzuları açısından Mısır’da yaşananlara benziyor. Batmakta olan bir geminin yolcuları gibi davranıyorlar. Ağırlık yapan siyah asık suratlı liderlerin bir kısmından kurtulmakta bir sakınca görmüyorlar. Eski rejimin direk ve sütunları olan bu subaylar, zenginlikleri yağmaladılar, halka tahakküm ettiler, ülkenin zenginliklerini yağmalamak, Sykes-Picot putunun enkazı üzerine Şeriat yönetiminin kurulmasını engellemek için Batılı efendilerine kul köle oldular.

Evet, güvenlik güçlerinin işi ve görevi, ülke ve halkın güvenliğini sağlamak, din ve millet düşmanlarını def etmektir. Ordunun görevi de İslam’ın zirvesi olan cihat farizasını yerine getirmektir.

Siyasal sistemin detaylarına müdahalelerine gelince, doğru değil. Sözde geçiş aşamasına tahakküm hakları yoktur. Mısır’da askerlerin sebep olduğu felaketin etkilerini hep birlikte gördük. Mısır’da yaşananlar Amerika’nın gözü kulağı önünde, dahası doğrusu yönlendirmesiyle gerçekleşti. Bayraktarlığını yaptığı demokrasi tılsımına rağmen Dr. Muhammed Mursi’ye darbe yapılmasında, ajanı Es Sisi’nin yaptığı askeri darbeyi desteklemekte bir sakınca görmedi. Ajanı Beşşar’ın Suriye’de işlediği korkunç katliamlara sessiz kaldı.

Böylece tüm Müslümanlar, sömürgeci kâfir Batıya kölelik ve bağımlılık tasmasının bir sonucu olarak yöneticiler çetesi tarafından maruz kalınan acı ve elemin farkına vardılar. Bu prangalar ve tasmalardan kurtulmak için bir umudun olduğunu gördüler. Onun için Batılı liderler, bu prangaları sağlamlaştırmak için uğraşıyorlar. Ümmetin birliğini, Rabbin Şeriatına göre yaşama arzusunu, yeniden insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olma sevdasını engellemeye çalışıyorlar.

Bu yüzden Cezayir ve Sudan’daki devrimci halkımız ve kardeşlerimiz ibret ve ders almalıdır. Girdikleri çatışmanın gerçekliğini anlamalıdır. Kimin dost kimin düşman olduğunun farkında olmalıdır. Cezayir’de veya Sudan’da Mısır senaryosunu tekrarlamaya çalışan askeri çetenin ballı vaatlerine aldanmamalıdır. Ümmet birdir. Kâfir Batıya olan bağımlılık zincirini kırmaya ve Rabbinin rızasını kazanmaya azimlidir.

Bütün içtenliğimizle ümmete diyoruz ki, isimleri ne olursa olsun, hangi bayrağı taşırlarsa taşısınlar, Allah ve Rasûl’üne düşmanlık yapan, Şeriatını iptal etmeye çalışan bir çetenin, Sykes-Picot putunu referans alan bir kuruluşun meşruiyeti olamaz. Ümmetin referansı, tevhit akidesinden türetilen, La İlahe İllallah Muhammedin Rasûlullah kelimeyi şehadetine dayalı Rabbin Şeriatıdır. Bu İslami Risalet, cahiliye dönemindeki Arapları insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet statüsüne yükseltti. Pers ve Roma imparatorluklarının şatolarını yıktılar. Çin’in kapılarına dayandılar. Birkaç on yıl içinde İslam’ın kıtalara yayılmasını sağladılar.

Ey Sudan ve Cezayir halkı!

İslam’ı referans kabul etmeyen hiçbir kimseye aldanmayın. Allah’ın bizi onurlandırdığı İslam Risalet’i, adalet, hidayet ve sadece Müslümanlar için değil âlemler için bir rahmet Risalet’idir. Askerler çetesinin, maiyetindeki yandaş sapık politikacıların, arkalarındaki Batılı istihbarat servislerinin mahir oldukları aldatma yöntemlerinden sakının. Dümenin başına geçmelerine engel olun. Bunların meşruiyeti ve hakları yoktur. Ordu ve güvenlik güçleri, asli görevini yerine getirmelidir. Dahası ümmeti savunmak ve Rabbin Şeriatının hakem kılınmasını sağlamak görevleridir. Yüksek sesle devrimin Allah için Allah için olduğunu, Doğu ve Batı için değil Hilafet Devleti için olduğunu ilan edin.

Belki de büyük zafer elde etme onuruna nail olabilirsiniz:

يُرِيدُونَ أَن يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلَّا أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ * هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَىٰ وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَAllah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez. O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasûl’ünü hidayet ve hak din ile gönderendir.” [Tevbe 32-33]

Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in amcasına söylediği şu sözü göz önünde bulundurun:

يَا عَمُّ، وَاَللَّهِ لَوْ وَضَعُوا الشَّمْسَ فِي يَمِينِي، وَالْقَمَرَ فِي يَسَارِي عَلَى أَنْ أَتْرُكَ هَذَا الْأَمْرَ حَتَّى يُظْهِرَهُ اللَّهُ، أَوْ أَهْلِكَ فِيهِ، مَا تَرَكْتُهُEy amca! Allaha yemin ederim ki güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler yine de bu davadan vazgeçmem, Ya Allah bu dini hâkim kılar ya da ben bu yolda yok olur giderim.

Allah’a yardım edin ki Allah da size yardım etsin. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurmak için çalışanlarla birlikte çalışın. Zira Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadi, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir.

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ“Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”

Osman Bahhâş
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Müdürü
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER