حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: BAu20132012u2013MMBu2013TRu20130020 |
H. 7 Zilka’de 1433 M. Pazar, 23 Eylül 2012 |
-Basın Açıklaması- Fransız hükümeti en yüksek değerlere ve hürriyetlere bağlanmakla övünürken, bir yandan da Müslüman kadının takvalı kıyafetine hakaret edilmesine ve suç sayılmasına izin veriyor
19 Eylül Çarşamba günü, "Charlie Hebdo" adlı dergi Peygamber Efendimiz Muhammed (sav) hakkında sapıkça karikatürler yayınladı. Geçen yıl, bu dergi Rasulullah (sav)'e hakaret edici karikatürler yayınladığı bir sayıda, alaycı bir tavırla Peygamber (sav)'i konuk editör olarak gösterdi. Bu haftanın başında, Ukraynalı feminist grup Femen, Paris'te şehrin çoğunlukla Müslümanlardan oluşan bir mahallesinden yarı çıplak vaziyette geçerek şubelerinin açılışını kutlarken, İslam'a ve kendi cahil görüşlerince İslam'ın kadına bakışına karşı olduklarını ifade etmek için vücutlarına "Şeriata hayır" gibi cümleler yazmışlardı. Fransız otoriteler tarafından hiç bir müdahale veya tutuklama olmadı. Bütün bunlar hakareti ve iffetsizliği ifade hakkını ve hakaret etmeyi anayasasının bir parçası olarak kutsallaştıran Fransız hükümeti ve hukuk sistemi tarafından tamamen kabul görmüştü. Gerçekten de Fransız Başbakanı Jean-Marc Ayrault, bu bozuk idealini pekiştirmek için Charlie Hebdo'nun Peygamber (sav)'in karikatürlerine cevaben şu sözleri söylemişti: "biz ifade hürriyetinin garanti edildiği bir ülkede yaşıyoruz, buna karikatürize etme hürriyeti de dahildir." Femen aktivistleri dünyanın bir çok yerinde buna benzer protestolarda vücutlarını sergileyerek kötü nam salmışlar; fakat buna rağmen Fransız devleti onların bir genel merkez açıp ülke içinde faal olmalarına izin vermekten hiç bir sıkıntı duymuyor.
Ve tüm bunlar aslında; sadece kız çocuklarının faziletli inançlarını ifade ettikleri için iyi bir eğitimden mahrum bırakıldıkları Fransız okullarında hala devam eden başörtüsü yasağı ve bununla birlikte kendi toplumuna peçe yasağını diretmesiyle, peçe kullanan kadınları iffetlerinden dolayı suçlu konumuna getirip cezalandırırken oluyor!
Dr. Nazreen Nawaz, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi sözcüsü: "Bu nasıl ahlaken iflas etmiş bir ideolojidir ki; aşağılamayı, hakaret etmeyi ve sokaklarda çıplak yürüyüş yapmayı utanmadan bir hak olarak övebiliyor, ve aynı zamanda iffetin şerefli örneğini teşkil eden Müslüman kadını kınayabiliyor? Fransız Cumhuriyetinin temel bir prensibini oluşturan bu aşırı laikliğin ve fanatik liberalizmin uzun tarihsel geleneği hiç de gurur duyulacak bir şey değil! Bu uygar bir toplumun değil de; hiç bir zaman kadınların namusunu korumayı beceremeyecek, toplumlar arasında uyum sağlayamayacak ve de değişik inançlara sahip topluluklar arasında sağlıklı bir ilişki kurmak için uluslararası bir model olamayacak, ahlaksız, saygısız bir toplumun simgesidir."
"Kötüleme, öcüleştirme veya alay etme hürriyeti, olgun bir toplumun göstergesi değildir. Tartışma hakkını ve fikirleri açık bir şekilde konuşmayı, zulme karşı olduğunu ifade etmeyi veya yöneticileri muhasebe etmeyi - ki bunların tümü medeni bir toplumun sağlıklı olabilmesi için elzemdir - hakaret ve iftira dolu, yaramaz sokak çocuğu oyunu kültüründen ayırt edememek, hatalı, olgunlaşmamış bir ideolojinin özelliklerindendir. Peygamber Efendimiz (sav)'in böyle sapıkça tasvir edilmesi; kutsal kişilere ve insanların derin dini inançlarına hakaret ederek, fikri tartışmalara olumlu bir atmosfer oluşturacağına inanan, bu saçma laik liberal sistemin kendi sapık mantığının yansımalarıdır. İfade hürriyetine bu denli körü körüne tapmak, kalkınmanın yolu olmadığı gibi, kaosun da reçetesidir! İşte bu; bütün insanların, dindar olanlar da dahil olmak üzere, kendilerine özgü hassasiyetleri olduğunu kabul etmeyen mantıksız laiklikten kaynaklanmakta. Bunlara saygısızlık etmek veya bunları korumamak adaletsizliğe, öfkeye ve bazen şiddete yol açar."
"Ayrıca Fransız sisteminin ikiyüzlülüğü, bir yandan uygunsuz fotoğraflarını yayınlamasından dolayı, iffetinin zedelendiğini düşünen ve bir Fransız dergisi aleyhinde yasal işlemler başlatan Cambridge düşesini desteklerken, bir yandan da bu ikiyüzlü sistem Müslüman kadınları kendi görüşlerine uygun bir şekilde başlarını örtme hakkından mahrum ediyor. Sıra İslam'a ve Müslümanlara gelince, bu tür haklar açıkça kaybolup gidiyorlar.
"Bundan dolayı; Müslüman yönetimlerin, buna Arap Baharını tatmış olanlar dahil olmak üzere, fikren bozuk, ahlaken eksik olan liberal sistemi benimsemek için can atmaları utanç vericidir. Oysa kusursuz fikir, yüce ahlak ve insanlık için üstün idealler ve değerler sunan İslam Devleti ve Hilafettir. Onların ifade hürriyeti adı altında; hakareti, pornografiyi ve kadınları değersizleştirmeyi öven bir ideolojiye hayranlık duyarken; bir yandan da bu tarz ahlaksız değerleri reddeden bir sisteme, iffeti temsil eden, tevazuyu öven ve kadınların namusunu kutsal gören bir sisteme sırt çevirmeleri, bir rezalettir! Ey Müslüman Kadınlar! Sizleri bu yozlaşmış laik sistemi reddetmeye ve kadınları hak ettikleri yüksek mertebelerine kaldıracak tek devlet olan Hilafetin ikame edilmesi için acele etmeye çağırıyoruz. Biz Fransız hükümetine diyoruz ki, siz kendinizi sevgili Peygamberimize edilen hakaretlere korumacılık yapmakta veya kendi ülkenizde Müslüman kadınların haysiyetini zedelemekte hür zannedebilirsiniz, ama dikkat edin, bu uzun süre böyle devam etmeyecek. Nasıl da 19. yüzyılda Peygamberimiz (sav) ile alay eden bir tiyatroyu, zamanın uluslararası ağır gücünün - yani Hilafetin - baskısı karşısında boyun bükerek yasaklamıştınız! Pek yakında doğacak olan böyle bir devletin eşsiz gücüyle karşı karşıya kalacaksınız ve o zaman İslam'ı lekelemeye cüret edenler, onu sadece düşününce bile korkudan titreyecekler!"
((مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعًا إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُولَئِكَ هُوَ يَبُورُ))
Kim izzeti (şan, şöhret ve güç) istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. (ve bunlar sadece Allah'a itaat ve ibadet etmekle elde edilebilir.) Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli biz azab vardır. Onların tasarladıkları 'boşa çıkıp bozulur'. [Fatır: 10]
Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |