Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130013 H. 12 Rabi’-ul Âhir 1434
M. Cuma, 22 Şubat 2013

-Basın Açıklaması- Laik Demokratik Sisteme Yalvarıp Minnet Etmeksizin Şeri Başörtüsünü Takmak, Türkiye Müslüman Kadınlarının Hakkı Değil midir?!

Türkiye'nin en büyük işçi sendikası olan Kamu Görevlileri Sendikası Birliği (Memur-Sen), 30 yıldan fazladır kadının ıstırapla karşı karşıya kaldığı bir ülkede kamu sektörü çalışanlarından başörtüsü yasağının kaldırılmasını desteklemek için 10 milyondan fazla imza toplandığını açıkladı. Birlik bunun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile başbakan Erdoğan'a sunulacağını söyledi. Nitekim son aylarda İslamî yüzüyle iktidara gelen (Laik) Adalet ve Kalkınma Partisi liderliğindeki hükümet, üniversitelerde, devlet okullarında, hastanelerde ve kamu binalarında başörtüsü yasağının devam etmesiyle birlikte İslamî okullarda ve mahkemelerde başörtüsü yasağının hafifletilmesi yoluyla çarpık bir şekilde siyasî bir oyun olarak başörtüsü oyununu oynamaktadır.

-Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülke olan- Türkiye'deki Müslüman bir kadının, basit bir şeri farzı yerine getirme hakkı için hükümete yalvarması, dilekçeler beklemesi ve gösteriler yapması tam bir utançtır. Nitekim otoriteye ulaşmak amacıyla halkın desteğini almak için sisteme İslamî maske giydiren ve iktidara ulaşmasının ardından Erdoğan ve hükümeti, 10 yıllık iktidarı boyunca başörtüsü yasağını çözme noktasında başarısız olmuştur! Dolayısıyla bu, Türkiye'deki kadınlar arasında giderek artan İslamî duygular doğrultusunda hareket etmeyen bir liderliği yansıtmaktadır. Zira bu hükümet, uygar bir hükümet değildir, dahası İslam düşmanı Mustafa Kemal'in çizdiği, bunun gereği olarak da mütevazi şeri kıyafet giymeyi bir cürüm sayan, şeri elbise giyen takvalı kızları ve kadınları toplumdan tecrit eden, kadınları kaliteli bir eğitimden, çalışmadan ve diğer temel haklardan soyutlayan, hatta Allahuteala'ya itaatlerinden dolayı onları cezaevlerine koyan baskıcı laik ilkeleri takip eden geçmişten kalma bir hükümettir. "Laikliğin koruyucusu" tarafından son olarak toplumun bazı kesimlerinde başörtüsü yasağının hafifletilmesi, Allhu [Subhânehu ve Te'âla]'nın hükmü olmaksızın demokratik sistem altında şeri kıyafeti koruma imkanı veren fikri pazarlamak için Türkiye'deki kadınlar arasındaki samimi İslamî duyguları su istimal eden aldatıcı oyundan öte bir şey değildir.

Türkiye'deki azize bacılarım! Demokratik laik sistem, kesinlikle şeri başörtüsüne ya da Allahuteala'nın diğer herhangi bir emrine bağlı kalmanızı garantilemeyecektir. Zira bu, demokratik Türkiye sistemi altında devam eden başörtüsü yasağının yanı sıra kesinlikle Batılı Avrupa'da dahil dünyanın dört bir tarafındaki diğer demokratik laik ülkelerdeki başörtüsü yasağını yansıtmaktadır. Dolayısıyla bu, çarpık ve beklenmedik yönetim şekillerinden bir şekildir. Zira bir gün hakları verirken diğer bir gün ise bu hakları ortadan kaldırmakta ve Müslüman kadını, iktidardaki bir partinin veya yöneticinin insafına terk etmektedir. Azize bacılarım! Başörtüsü takmak, ne kişisel bir özgürlük ne de demokratik bir hak içindir. Bilakis o, İslamî bir farzdır. Bu yüzden sırf şeri hakları için Müslüman kadınlar tarafından devlete savaş açılması, demokratik sistemin sizlerin köklü İslamî akidenizle tamamen tezat olduğunun en iyi kanıttır. O halde sizlerden Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'ya karşı sevgi besleyenler, bu yönetim şeklini kabul etmesin. Zira politikacılar, Rabbinizin emrettiklerini reddetmektedirler? Dolayısıyla bu yöneticilerin sizleri, yaratıcınıza itaat etmek ve İslamî vaciplerinizi yerine getirmekle eğitim ve çalışma arasında tercik yapmaya zorlama hakları yoktur?!

Sizler, alemlerin Rabbine teslim olan kimselersiniz. Sizler, dünyanın dört bir tarafında İslam râyesini dalgalandıran azim Osmanlı Hilafet Devleti'nin torunlarısınız. O halde devletin sizlerin gerçek İslamî değişime dönük özleminizi sakinleştirmek için olan küçük kırıntılarını kabul etmeyiniz. Hem de Allahuteala'nın bütün hükümlerinin İslamî ülkelerimizde tatbik edilmesi O'nun bir emri iken. Bu yüzden sizleri, bu yanlış demokratik sistemi reddetmeye ve devlet içerisinde bütün İslamî hükümleri tatbik edecek olan Hilafet Sistemi'nin tatbik edilmesini desteklemeye çağırıyoruz. Geçmişte İslamî yönetim, sadece kadına şeri kıyafete bağlı kalma imkanı vermemiş, dahası Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in, içlerinden birinin Müslüman kadının şeri kıyafetine saygısızlık yapmasından dolayı Beni Kaynuka'yı Medine-i Münevvera'dan kovmasında görüldüğü üzere herkesi sıkı bir şekilde cezalandırmıştır. Bundan dolayı mümine kadınlar, sadece Hilafet Devleti Sistemi'nin gölgesinde ve kanunların tam olarak korunmasının altında onurlu şeri kıyafetlerini giyme imkanı bulabileceklerdir.

وَأَن احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ "Onların aralarında Allah'ın indirdikleri ile hükmet! Sakın onların hevalarına tabi olma ve Allah'ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın!" [el-Mâide 49]


Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hi.zat.one
E-Mail: media [@] hi.zat.one

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER