27 Aralık 2024’te Telegraph gazetesi, “Selman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabı, kendisini yaklaşık on yıl boyunca saklanmaya iten fetvanın ardından 36 yıl sonra Hindistan’da yeniden kitapçı raflarında yerini aldı” şeklinde bir haber yayımladı. Kitabın Hindistan’a ithalatını yasaklayan kararın hükümet yetkilileri tarafından kaybedilmesinin ardından yeniden satışına izin verildiği söyleniyor. Kasım 2024’te Delhi Yüksek Mahkemesi, “Böyle bir bildirimin olmadığı sonucuna varmaktan başka çaremiz yok” şeklinde karar verdi. Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi liderliğindeki Hindistan hükümeti, Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in saygınlığına acımasızca saldıran yalanlarla dolu bir kitabın satışına izin vererek İslam’a karşı yürüttüğü savaşını bir adım daha ileri taşıdı.

Hindistan liderleri, Müslümanların dinine, mallarına, servetlerine ve onurlarına karşı sistematik saldırılar yürütmektedirler. Hükümetin İslam’a karşı ayrımcı politikalar benimsemesi, destekçilerini Müslümanlara karşı saldırılar düzenlemeye sevk etmiştir. Polisin olaylara müdahale etmemesi, Hindu aşırılıkçı grupların Müslümanları hedef almasını daha da kolaylaştırmıştır. Birçok eyaletteki hükümetler, Müslümanlara ait evleri, ticarethaneleri ve camileri yıkmışlardır. Yetkililer, Müslümanların muhalefetini bastırmak amacıyla, açıkça kitlesel cezalandırma olarak yıkımlara başvuruyorlar ve buna da "buldozer adaleti" diyorlar. Hükümet yanlıları, iffetli Müslüman kadınlara karşı tehditler savurarak onları korku içinde yaşamaya mecbur etmektedirler. Bunun yanı sıra, yetkililer İslam davetini taşıyanlara, özellikle Hizb-ut Tahrir’in gençlerine ve alimlere baskı uygulamaktadırlar.

Hindistan yöneticileri, kendi bariz başarısızlıklarını örtbas etmek amacıyla İslam’a savaş açmış durumdalar Amerikan sömürgeciliğinin ajanları gibi davranarak Hindistan halkını yoksulluk ve güvensizlik içinde yaşamaya mahkûm ediyorlar. 2024 Küresel Açlık Endeksi’nde Hindistan, 127 ülke arasında 105. sırada yer aldı. 2024 Açlık Endeksi’ndeki 27.3 puanıyla Hindistan, ciddi bir açlık seviyesiyle karşı karşıya. Amerikan ekonomik sömürgeciliğinin Hindistan’a verdiği zararlar ortadayken, Hindistan yöneticileri, Amerika’nın çıkarlarını korumak için Çin’i kuşatma adına Hindistan halkını tehlikeli ve pahalı bir çatışmaya itmişlerdir.

Hindistan yöneticileri, İngiliz sömürgeciliği kadar yıkıcı olan Amerikan sömürgeciliğinin çıkarlarına hizmet etmek için birer ajan gibi hareket etmektedirler. 1765 ile 1938 yılları arasında Britanya, Hindistan’dan yaklaşık 44,6 trilyon dolar sömürmüştür. Bu devasa rakama, sömürge döneminde Hindistan’a zorla dayatılan borçlar dahil değildir. Bu devasa rakam, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Ekim 2024’teki ekonomik tahminlerine göre, Birleşik Krallık’ın 3,588 trilyon dolarlık nominal GSYİH’sinin tam 12 katıdır. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, İngiliz sömürgeciliğinin en yoğun yaşandığı dönemde, Hindistan’ın geliri yarıya düşmüş ve İngiliz politikalarının yol açtığı kıtlık nedeniyle milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir.

Hindistan yöneticileri, İslam’a düşmanlık etmektedirler. Oysa İslam’la yönetildikleri dönemde İslam, Hindistan halkı için bir rahmet olmuştur; İngiliz ve Amerikan sömürgeciliği dönemlerindeki açık zulümle asla kıyaslanamaz. İslam’ın hüküm sürdüğü dönemde, Hint Yarımadası dünya ekonomisinde %23’lük bir paya sahipti; bu oran, tüm Avrupa’nın toplam payına eşitti ve 1700 yılında %27’ye kadar yükseldi. Asırlarca süren İslam yönetimi, din ve ırk ayrımı yapmaksızın bölge halkına refah ve güvenlik getirmiş, onların sadakatini kazanmıştır. 1857 yılında Hindular, İslam yönetimini yeniden kurmak amacıyla sömürgecilere karşı Müslümanların yanında yer almış ve Bahadır Şah Zafar’ın etrafında birleşmiştir. İngiliz sömürgeciler, “böl ve yönet” politikasının bir parçası olarak Hindular ile Müslümanlar arasında mezhepsel nefreti kışkırtmışlar ve bu şekilde iktidarlarını sürdürmüşlerdir. Bugün ise Hindistan yöneticileri, sömürgecilerin yöntemlerini izleyerek iktidarlarını korumak amacıyla mezhepsel nefreti kışkırtmaktadırlar.

Ey Hindistan halkı! Sömürgeciliğin baskısı altında yaşadığınız acıyı derinden hissediyor ve İslam’ın sunduğu kurtuluş yolunu sizlere takdim ediyoruz. Tarihinize dikkatle bakın ve İngiliz ile Amerikan sömürgeciliğinin size yaşattığı zulüm ve yıkımı, İslam’ın getirdiği adalet ve iyilikle karşılaştırın. Müslümanların, baskı ve taciz korkusu olmadan ülkeleri adına özgürce konuşmalarına izin verilmesini talep edin. Tıpkı atalarınızın yüzyıllar boyunca olduğu gibi siz de İslam ile iyilik bulacaksınız.