İngiltere eski başbakanı Tony Blair, 02 Haziran Pazar günü "Mail on Sundey" Gazetesindeki haftalık makalesinde, İngiliz asker "Lee Rigby'in" öldürülmesi davası hakkında yorum yaparak bunun, "İslam içinde bir sorunun olduğunu kanıtladığını" ifade etti. Ve şöyle devam etti: "İslam'da, tohumlarını İslam içinden bulan ideolojilerin yandaşlarıyla ilgili bir sorun vardır ve bizim yapmamız gereken, bunu masaya yatırmamız ve bu konuda dürüst olmamızdır."

Hilekarlıkla dolu yılların ardından ve Müslümanların terörizmle suçlanmaları yoluyla sonunda Batı'nın büyük nefreti açığa çıkmış ve içlerindeki öfke zehirlerini dışa vurmuştur. Hem de Müslümanların, İslam beraatıyla ilgili iyi niyetlerini korudukları göstermeye çalıştıkları bir sırada. Şimdi de küstah bir şekilde bunu, alenen haykırmaktadırlar. Zira artık İslam'ı terörizm, fanatizm, aşırılık ve militanlık vasıflarıyla suçlamakla ve dünya sorunlarının İslam'ın fikirlerinin ve mefhumlarının sonucundan öte bir şey olmadığıyla ilgili hile ve yalan maskeleri düşmüştür! Sonra bunun, tamamen bir haçlı savaşı olduğu hususunda bir şüphe var mıdır? Yine bugünden sonra Batı'nın, Müslümanlara yönelik gösterdiği kin ve nefret renklerinin, sadece bir din, akide ve hayat nizamı olan İslam'a dönük kininden dolayı olduğu noktasında bir tereddüt var mıdır?!

Batı'nın, kendi iddialarına göre "İslam'ı temsil etmeyen" bazı Müslümanları suçlamak için İslam hakkındaki tartışmanın uzaklaştırılması noktasındaki tüm girişimleri suya düşmüştür. Dahası bugün, Batı'nın Müslümanları veya Müslüman bir cemaati terörizmle suçladığında bunun sadece İslam'ı suçladığı anlamına geldiği çok açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte "medeniyetlerin bir arada yaşaması" ve "dinler arası diyalog" kültürüyle ilgili tüm iddiaları suya düşmüştür. Dolayısıyla Batı'nın namlusunda, zehirli bir öfke ve gizli bir kin bulunmakta olup bugün bunu örtmeye ve gizlemeye gerek duymaz bir hale gelmiştir. Daha doğrusu uzun yıllar içerisinde gizlediği şerleri açığa vurmaktadır.

Savaşların mücrimi ve Irak'taki çocukların katili Tony Blair, kömürleşmiş kara tarihini ve geneli çocuk, kadın, yaşlı ve siviller olmak üzere herhangi bir beyyine veya şüphe olmaksızın katledilen boynundaki yüz binlerce masumu ya unutmuş yada unutmuş gibi görünmektedir. O halde bu sorun nerede acaba?! İslam'da mı yoksa vahşî kapitalizminizde mi veya barbar sömürgeci açgözlülüğünüzde mi veya örümcek ağından daha çürük gerekçelerle dünyayı kan nehirlerine dönüştürdüğünüz iğrenç savaşlarınızda mı ? Irak'taki kitle imha silahları nerede hani?! Bilakis kitle imha silahları, siz, kültürünüz ve kokuşmuş ahlakınızdır. Başkası değil.

İngiltere'nin Birmingham şehrinde yaşayan yetmiş küsur yaşındaki yaşlı Şeyh "Muhammed Selîm" gibi Müslüman veya gayrimüslimlerin öldürülmeleri, Londra'daki merkez cami imamının gözlerinin çıkarılması veya İngiliz "Lee Rigby'nin" öldürülmesi, evet tüm bunlar, Allah'ın dininde zemmedilmektedir. Ancak mesele bu değildir. Bilakis mesele, diğer bir büyük mücrimiz olan Bush'un lisanı üzerinden Müslümanlardan önce İslam'a haçlı savaşını ilan etmenizdir.

Sizin açık saldırınız ve hakaretiniz; dünyanın Hilafet Devleti'nin kurulması yoluyla Batı'nın vahşetinden kurtulması için dünya genelindeki Müslümanların bizimle birlikte olmalarına ve ellerini de Hizb-ut Tahrir şebâbı ile emirleri Celil Alim ve Muhlis Lider Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'nın ellerinin üzerine koymalarına neden olmuştur. Dolayısıyla İslam'ı ve ehlini savunacak, yeryüzünü hastalıklardan ve insanlığı acılardan kurtaracak olan sadece saflığı, inceliği, adaleti, hoşgörüsü ve insafıyla İslam olacaktır. Hatta Blair, Bush ve tüm kafirler kerih görseler de.

قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ "Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer aklediyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz." ^{[Âl-i İmrân 118]}