Geçen hafta Merkezi İstihbarat Teşkilatı ve Ulusal Güvenlik Ajansı eski Danışmanı Edward Snowden tarafından, Amerika'nın elektronik posta mesajlarına, resimlere, telefon görüşmelerine ve kısa mesajlara ulaşmak için PRISM adlı gizli programları çalıştırdığının sızdırıldığı ortaya çıktı. Dolayısıyla bireylerin bu kişisel mahremiyetlerinin ihlal edilmesi, Amerika'nın dostlarının ve düşmanlarının yoğun tepkilerine yol açtı. Nitekim Avrupa Birliği Adalet Komisyonu, Amerikan Başsavcısı'na Avrupa Birliği vatandaşlarının haklarının korunmasıyla ilgili yedi soruya cevap verilmesini talep eden bir mektup yazarken Çin ise Amerika'nın ikiyüzlülüğü hakkındaki öfkesini ifade etmiş ve Çin "China Daily" Gazetesi, "Çin Dışişleri Üniversitesi'nden" Lee Hae-Dong'un şu sözlerini aktarmıştır: "Washington, aylardır internet üzerinden Çin'i suçlamaktadır. Ancak Amerika'daki bireysel ve gizlilik özgürlüğünün takibi için en büyük tehdidin, hükümetin mutlak otoritesi olduğu ortaya çıkmıştır."

Amerikan Başkanı Obama, Amerikalıları terörizmden korumak için bu gereklidir şeklindeki sözleriyle Amerika'nın dünyadaki vatandaşlarının mahremiyetlerine dönük cürümsel hamlelerini haklı çıkarmaya çalışmaktadır. Bu ise sözde "terörizmle savaş" için Amerika'nın nezdinde kutsal hiçbir şeyin bulunmadığını göstermektedir. Nitekim şuan dünya, bu ikiyüzlülük ve aptallıktan dolayı yorgun ve bitkindir.

Hizb-ut Tahrir der ki; "Amerika, terörizme savaş açtığını ilen etmekle tüm dünyaya savaş açtığını ilan etmiştir. Zira her nerede ve her kim olursa olsun casusluk yapmaktadır. Dolayısıyla artık ortada, güvenli sınırlar, kutsal ittifak, bağlayıcı yasa ve mutlak hak gibi şeyler olmadığı gibi artık ortada herhangi güvenli bir kişi veya içeride ya da dışarıda herhangi özgür bir insan da kalmamıştır."

Amerika'nın casusluk operasyonu, 2009 yılından bu yana dünya çapında 61 binden fazla korsan operasyonuna ulaşmış ancak İslam ülkelerinin yöneticileri tarafından sadece bir duvar sessizliği ile karşılık verilmiştir. Nitekim Amerikan casusluğunun gerçek hedefi, Müslümanlar ve İslam'ın ortaya çıkması olmasına rağmen Batı'ya ajanlık yapanlar, açgözlü Amerika'nın maşası olanlar, Amerika'nın yalanlarına borazanlık yaptıkları gibi İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık yapanlar bizzat İslam ülkelerinin yöneticileridir. Bundan dolayı onların, Müslümanların mahremiyetlerine savaş açılmasına sessiz kalmaları bir sürpriz olmamıştır. Zira şahsiyetleri bozuk olan bu "yöneticiler", ülkelerinin hava sahalarının, Mali, Sudan, Afganistan, Pakistan, Irak ve diğer yerlerdeki sivilleri katleden Amerikan insansız uçakları tarafından işgal edilmesini fiilen kabul etmişlerdir. Ayrıca bu ödlek "yöneticiler", İslam ülkesinin merkezinde Raşidî Hilafet Devleti'nin yeniden doğmasının önlenmesi girişiminde bulunmak için Suriye'deki Müslümanların katledilmesini sağlamak amacıyla Amerika için hep birlikte komplo kurmuşlardır. Bundan dolayı onların, Müslümanların mahremiyetlerine savaş açılmasına sessiz kalmaları beklenen bir durumdu. Bu arada dünyadaki geriye kalan yöneticiler ise vatandaşları ve çıkarları için açıkça ve yüksek bir sesle itiraz çığlıkları atmaktadırlar.

Ey Müslümanlar: Nusret, Allah Azze ve Celle'nin katındandır. Dolayısıyla Amerika'nın dünyanın akıllarına yönelik despotça saldırıları, Allah'ın izniyle çok yakında onun son bulmasına neden olacaktır. O halde İslam'ı ikame etmeye ve düşmanlarınızın oklarına karşı sizleri gözetecek, onurlarınızı koruyacak, mahremiyetlerinizi ve evlerinizin kutsallığını garanti altına alacak olan bir Halife'yi nasbetmeye dönük çalışmalarınızı yoğunlaştırın. Ayrıca nidalarınızı, Müslüman kardeşlerinizin şu şekildeki nidalarıyla birleştirin: Bu, Allah İçin. Bu, Allah İçin! Bizim Senden Başka Kimsemiz Yok Ey Allah'ım! Ey Müslümanlar bizler sizleri, yeniden dünyanın izzetli liderleri olmaya geri dönmek ve dünyayı küfrün zulmünden İslam'ın nuruna ve adaletine çıkarmak için Alim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'nın liderliğinde Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya davet ediyoruz...