حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130063 |
H. 23 Ramazan 1434 M. Perşembe, 01 Ağustos 2013 |
-Basın Açıklaması- Kırgızistan Rejimi, Neden Tutuklu Kadınları Serbest Bırakmıyor?
2013 Temmuz ayının başlarında Kırgızistan'ın Oş şehrindeki üç kadın, Hizb-ut Tahrir mensubu oldukları nedeniyle tutuklanmıştır! Tabii 01 Ağustos 2013 Perşembe gününe kadar hala tutuklu olan başka birçok kadın da vardır... Üç kadın açısından olana gelince; Oş şehrinin İçişleri Bakanlığına göre bu kadınların evlerinde yapılan aramada Hilafet'in kurulmasına davet eden fikirleri içeren Hizb-ut Tahrir'e ait CD'lerin ve kitapların olduğu açıklanmıştır.
Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasî bir partidir. Nübüvvet Minhacı Üzere Râşidi Hilafet Devleti'ni kurmak yoluyla İslamî hayatı yeniden başlatmak için çalışır. Dolayısıyla hizib, altmış yıl önce faaliyetlerine başladığı günden beri bu gayesini ve bunu elde etmeye ve gerçekleştirmeye dönük şerî metodunu açıklamaktadır. Nitekim Hizb-ut Tahrir, fikirlerini ve kültürünü, tüm insanlar için ulaşılabilir kılmaktadır. Zira bunları kitaplarında yazdığı gibi ulaşılmak istenilen her şeye kolayca ulaşılsın diye de bunları yayınlamaktadır. Dolayısıyla hizbin saflarına tüm Müslümanlar katılabilir ve bu hususta kadın ile erkek ve zengin ile fakir arasında herhangi bir fark yoktur. Çünkü hizbin ölçüsü, insanın Allah'a olan takvasıdır.
Kırgızistan da dahil dünyanın farklı ülkelerindeki binlerce takvalı bacılar, Râşidi Hilafet Devleti'ni kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaktadırlar. Zira İslam'da kadınlar, erkeklerin bacılarıdırlar. Nitekim İslam, kadını kerim kılmış ve onun için saygın yüksek bir konum belirlemiştir. Bundan dolayı dünyadaki birçok kadın, İslam'a girmekte, onun çalışmalarını ve hükümlerine tâbi olmayı kabul etmektedirler. Kırgızistan kadınlarına gelince; onlar, İslam'ın doğuşundan bu yana ona iman etmişler ve onun hidayetine tâbi olmuşlardır. Ancak geçen doksan sene içerisinde Kırgızistan Müslümanları, Allah'ın kanunlarına göre yaşama imkanından mahrum edilmişler ve Allah'ın Nizamını bir kenara atan, toplumu en alt tabakalara sürükleyen, ülkeyi aşağılamaya kast eden ve ülkede fesat saçan beşerî kanunu uygulayan bir devletin altında beşer kanunlarına göre yaşamışlardır.
Kırgızistan, insanların tüm ihtiyaçlarını karşımaya muktedir doğal kaynaklara sahip olan zengin bir ülkedir. Buna ve kadın ile erkek arasındaki eşitlik fikrinin propagandasın yapılmasına rağmen yaklaşık iki yüz bin kadın, temizlik gibi zor işlerde ve düşük ücretlerle çalışmak amacıyla Kırgızistan'a uzak ülkelerde iş aramak zorunda kalmaktadırlar. İslam'a gelince; kadın, evin anası, mürebbisi ve korunması geren bir namustur. Bundan dolayı Hilafet Devleti'nde kadın, kendi nafakasını karşılamak için çalışmak amacıyla dışarı çıkmak zorunda kalmayacaktır. Çünkü kadın, kendisinin ve evlatlarının nafakasıyla mükellef değildir. Bilakis bu, erkeğin üzerine vacip olup kadının işi evinin içerisinde çalışmaktır. Ancak İslam, istemesi halinde kadının çalışmak için dışarı çıkmasını da yasaklamaz.
Kapitalist sistem, kızların kaçırılmaları gibi aşağılanmanın yayılmasına yol açmaktadır. Zira Kırgızistan'da, kızlar kaçırılmakta ve istemediği kişilerle evlenmeye zorlanmaktadır. Hilafet Devleti'ne gelince; mesele tamamen farklıdır. Zira bu tür bir cürüm, kızları evliliğe zorlamak için kaçırmaya veya onlarla oynamaya tevessül eden herkesi caydıracak cezayı gerektiren bir cürümdür. Böylece Hilafet Devleti'nde kadınlar, mücrimlerin kaprislerinden korunmuş olacaklardır.
Bu tür sistemden kurtulmanın tek yolu, İslam hükümlerine ve şeriatlarına dayalı olan İslamî Hilafet'i geri getirmek için çalışmaktır. Çözüm Kırgızistan kadınlarından birçoğunun, erkelerle yan yana kendisi için çalıştığı çözüm işte budur. Bundan dolayı Kırgızistan'daki zalim ve kafir yönetim sistemi, erkekleri takip edip tutukladıkları gibi aynen kadınları da takip etmekteler, kovmaktalar ve tutuklamaktadırlar. Binaenaleyh Kırgızistan'daki yönetim sistemine, alemlerin Rabbi olan Allah'ın şu azim kavlini hatırlatırız, dahası uyarırız:
إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ قَدْ ضَلُّواْ ضَلاَلاً بَعِيداً إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَظَلَمُواْ لَمْ يَكُنِ ٱللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلاَ لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقاً إِلاَّ طَرِيقَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَآ أَبَداً وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيراً "İnkar eden ve (başkalarını da) Allah yolundan alıkoyanlar şüphesiz doğru yoldan çok uzaklaşmışlardır. İnkar edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir. Ancak onları orada ebedi kalmak üzere cehennem yoluna (iletecektir). Bu da Allah'a çok kolaydır." [Nisâ 167-168-169]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |