Suudi Arabistan Müftüsü Şeyh Abdülaziz Âli Şeyh, vatandaşlardan, ülke sakinlerinden, özellikle de varlıklı işadamlarından, tüccar ve zenginlerden "Suriye'deki kardeşlerimize destek" adı altında Suudi Arabistan tarafından başlatılan Ulusal Kampanyaya bağışta bulunmaları talep etti. Suriye vatandaşlarına yönelik yardım ve bağışlar toplamak ile yetkilendirilen merciler yoluyla ancak toplanan bağışların kolayca ve rahatça yerine ulaşabileceğini söyledi. Müftü, Allah Subhânehu ve Teâlâ'dan "Suriye'deki kardeşlerimizin acılarını hafifletmesini, onları zorbaların, zalimlerin zulmünden koruması temennisinde bulundu." Suriye halkına destek için Suudi Arabistan tarafından başlatılan Ulusal Kampanyanın oynayacağı rolü övdü. Suriye halkına yardım etmek, davalarına destek olmak, sıkıntılarını hafifletmek ve sorunlarını çözmek için verdiği çabalardan dolayı başta İçişleri Bakanı Prens Muhammed bin Nayef'e övgüler yağdırdı.

Bu habere yönelik yorumumuz şudur:

1- Envai çeşit saldırı ve katliama maruz kalan, mukaddesatları çiğnenen, sürgün edilen, ülkeleri yıkılan, aç ve susuz bırakılan, soğukta çırılçıplak kalan Suriye halkına acil ihtiyaçlarını gidermesi için bağış toplamak İslami ümmete farzdır.

2- Ama Suriye halkının sadece paraya ihtiyacı olduğunu kim söyleyebilir? En büyük ihtiyaçları askeri yardımdır. ABD'nin, Rusya'nın ve İran'ın desteğini alarak soykırım yapan Beşşar rejimi karşısında ancak bu askeri yardım ile durabilirler. Bugün soykırımın, Allah'a secde ve rükû eden, Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir kelimeyi şehadetini getiren insanlara karşı yapıldığını görüyoruz.

3- Sonra aklı başında samimi insanlara, ordunun sadık evlatlarına ve diğer Müslüman ülkelerdeki güç ve kuvvet ehline şöyle sesleniyoruz: Müslüman ülkelerdeki rejimler, fazla değilse de yüz milyarlarca dolar Batı ve Doğu şirketlerinden silah satın almak için askeri harcama yapıyorlar. 2013 yılında sadece Suudi Arabistan 60 milyar dolarlık silah anlaşması imzaladı. Bu yaptığı askeri harcamalar ile Suudi Arabistan, dünya sıralamasında dördüncü sıraya yerleşti. Durum öyle bir noktaya vardı ki İngiliz savunma şirketi BAE Systems bile Suudi Arabistan'ın anlaşma ile elde edeceği üstünlüğü kabul etmek zorunda kaldı. Ne tesadüftür ki milyar dolarlık silah anlaşması için imzalar atılırken [19 Şubat 2014] Müftü böyle bir çağrıda bulunuyor. Böylece İngiliz şirketi, hisselerinin fiyatını yükseltirken Suudi Arabistan da Amerika ile iptal ettiği sözleşmeleri bu anlaşma ile telafi etmiş oldu. Bu sadece buzdağının görünen yönüdür. Peki, ne için bütün bu harcamalar? Depolarda paslanan, sonra hurdaya çıkan bu silahların varlığının anlamı nedir? Silahlar ümmetin, mukaddesatın ve ülkenin savunması için değil midir?

4- Allah Subhânehu ve Teâlâ Müslümanlardan yardım isteyenlere Müslüman orduların yardım etmesini farz kıldı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Ve eğer onlar din konusunda sizden yardım isterlerse, o zaman yardım üzerinizedir." ^{[Enfal 72]}

Ey Muhammed'in orduları! Batı ajanı yöneticilerin prangalarını kırın artık. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın farz kıldığı görevi ifa etmekten sizi alıkoyan ve size köstek olan onlardır. Biz, İslami ümmetin sadık evlatlarını, özellikle de güç ehlini içeride ve dışarıda İslam'ı uygulayan, âleme hidayet ve nur olarak Risalet'i taşıyan Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Hilafet ümmetin önleyici kalkanıdır. Bu ümmetin evlatlarına veya mukaddesatına herhangi bir saldırı ve zarar gelmesine asla izin vermez. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü'ne icabet edin." ^{[Enfal: 24]}