Azadliq Radyosu, Taşkent kentinde başörtülü kadınların Kolik pazarında başlarını açmak için baskıya maruz kaldığını aktardı. Nitekim Taşkent sakinlerinin radyoya bildirdiğine göre başlarını açmayı kabul edenlerin, serbest bırakıldığı, kabul etmeyenlerin ise “Pekdemir” bölgesi iç işleri bölümüne havale edildiği belirtildi. 20 Nisan 2015 tarihinde rejim, kamusal alanlarda kadınları başlarını açmaya zorlamak için bir kampanya başlattı. Bu tarihten iki ay sonra da kampanyanın kapsamı genişledi ve dindarlık oranı açısından Fergana vadisinden sonra ikinci sırada gelen başkent Taşkent’e kadar uzandı. Allah düşmanı Kerimov ve onun rejiminin İslam’a ve hükümlerine karşı yürüttükleri savaş kapsamında polis, başörtülü kadınları gözaltına almaktadır. Nitekim bu iğrenç suçu uygulamak için özel bir ekip kuruldu. Görgü tanığı bir şoföre göre “Ben kendi gözlerimle gördüm, başlarını açmayan kadınları, zorla sürükleyerek polis dairesine götürdüler. Hiç kimse bu kadınlara yardım edemedi.” Bununla beraber-İçişlerinden bir kaynağında haber verdiği gibi- polis memurları arasında bu kampanyaya yönelik bir kızgınlık da söz konusudur.

Benzer şekilde başörtülü kadın ve kızlar, laboratuvar ve eğitim kurumlarında çalışmayı kabul etmiyorlar. Hatta pazara girişlerine bile izin verilmiyor. Bu yüzden başörtülü kadınlar nadiren sokaklara çıkıyorlar. Tüm bu baskı ve İslami hükümleri uygulama yasağına rağmen Özbekistan halkı İslam’a ve onun hükümlerine sımsıkı bağlıdır. Örneğin gençler evlenmek istediklerinde, başörtülü kızları tercih ediyor. Pek çok dükkân, Cuma günü kapalıdır. Halkın neredeyse tamamı, çocuklarını İslam’a göre yetiştirmek istiyor. Bu nedenle dini medreseler, gizlice eğitim veriyorlar. Cumhuriyetin tek İslam külliyesi, başkent Taşkent’tedir ve her yıl sadece altı kadını kabul ediyor! Bu rakam, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ve İslam sevgisi ve özlemi çok güçlü olan bir ülkeye oranla çok azdır. Kadınlar okulu “Haticetu’l Kubra”da tevhit ilmi dersi verilmiyor. Aksine çoğu dersler, dünyevi bilimlerdir. Mücrim Özbek rejimi, zulüm temeline, İslam’a ve Müslümanlara karşı nefret esasına dayalıdır. Yahudi Kerimov ve onun zebanileri, “demokratik” olduklarını iddia etseler de İslam’ın tüm hükümleri ile mücadele ediyorlar. Ama öte yandan inanç özgürlüğü, kişisel özgürlük ve düşünce özgürlüğü ile övünüyorlar. Bununla beraber birinin kesinlikle kendi görüşünü ifade etmesine izin vermiyorlar. İstediği kıyafeti giyemiyor. Davet taşıyıcılarını takip ediyor, onlara zulüm ve işkence yapıyorlar. Sonra insan hakları avukatlarını, gazetecileri ve tüm muhalifleri takip ediyorlar. Tüm medya, devletin kontrolü altındadır. Hatta gayrimüslim gazeteciler bile baskı ve takibe maruz kalıyorlar!

Ey Özbekistan Müslümanları! Daha ne zamana kadar bu haksızlık ve zulme sessiz kalacaksınız? Daha ne zamana kadar küfür hükümlerine rıza göstereceksiniz? Gençlerin camiye gitmeleri, kadınların cilbab giymeleri, erkeklerin sakal bırakmaları yasaklandı! Şimdi de başörtüsü yasaklanıyor! Peki, siz ne yapıyorsunuz? Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

من رأى منكم منكرا فليغيره بيده، فإن لم يستطع فبلسانه، فإن لم يستطع فبقلبه، وذلك أضعف الإيمان“Sizden kim bir münker görürse, onu eliyle değiştirsin. Gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Gücü yetmezse, kalbiyle değiştirsin. Bu imanı en zayıfıdır.” ^[Müslim] Bu yozlaşmış rejimlerin kökünü kazımanın ve onların enkazı üzerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmanın zamanı gelmedi mi?

وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Hac 40]}