ولاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ

“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.”^{[İbrahim 42]}

Allahu Ekber Allah Ekber! La Havle ve La Kuvvete İlla Billah!

Nihayet diktatör İslam Kerimov’un öldüğü günü de gördük! Çeyrek yüzyıl süren saltanatı döneminde Özbekistan halkı özellikle Hizb-ut Tahrir gençleri, haksızlık, zulüm, despotizm ve küstahlığın bin bir çeşidini tattılar.

Kindar tiran Özbek rejimi, Hizb-ut Tahrir gençlerinin kararlılığını test etmek amacıyla Hizbin binlerce gencini susuz ve havasız cezaevlerinde zindanlara attı. Susuz ve havasız diyoruz, çünkü bu hapishaneler ya soğuk bozkırlarında ya da aşırı sıcaktan yanan çöllerde yerleşiktir. İslam Kerimov’un İslam ve Müslümanlara olan nefret ve kini yüzünden binlerce çocuk yetim, binlerce kadın dul, binlerce anne de gözü yaşlı kalmıştır.

Evet, şimdi bu diktatör toprak altında! Ancak büyük sevinç çığlıkları atmak için henüz çok erken. Çünkü biz, Özbekistan’ın geleceği ve bu insanları nelerin beklediği konusunda endişeliyiz. Kaldı ki biz, Kerimov’un işkence çarkının sadece bir dişlisi olduğunu biliyoruz. Şimdi kırılan bu dişlinin yerine başka bir dişli monte edilecektir. Belki de monte edilecek bu dişli çok daha sert olacaktır. Mısır, gözü olup da görenler için en iyi örnektir. Evet, Mübarek bir tirandı, ama Sisi ondan daha acımasız ve tirandır.

Binlerce Özbekistanlı Müslüman hapishanelerde iken geçim sıkıntısıyla ve tiranın zulmünden kaçmak amacıyla milyonlarcası da yollara düşerek belki de geri dönüşü olmayan bir yol girmişlerdir. Binlerce Özbekistan Müslümanı hapishanelerde çürürken milyonlarcası da açlıklarını bastırmak ya da zalimin baskısından kurtulmak amacıyla iş aramak için ülkelerini terk etmek zorunda kalmışlardır. Ve ülkede köhne rejim devam ettiği sürece belki de yurtlarına geri dönmeyeceklerdir. Tiranın ölümüyle değişen ne oldu, hiçbir şey.

Ey Özbekistan Müslümanları! Diktatör Kerimov’un ölümü, her zorbanın bir gün mutlaka öleceğini ortaya koymuştur! Hiçbir zorba sonsuz değildir! Saltanatları ve iktidarları da ebedi değildir! Sevgili Peygamberimizin müjdeli haberini duyacağımız gün çok yakındır:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ  “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”^[Ahmed]

Ey Özbekistan Müslümanları! Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için ciddi çalışma yapmanın zamanı gelmiştir. Sahte vaatler ve sloganlarla sizi aptal yerine koyan ahmakların sakın peşinden gitmeyin. Geçmişte aldandığınız gibi sakın bugün de aldanmayın. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslümanları uyanık ve basiretli olmaya davet ediyor:

لَا يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ “Mümin aynı delikten iki kere sokulmaz.” ^[Buhari]