30 Ocak 2019 Çarşamba günü pek çok Mısır gazetesi, çocuk evliliğiyle ilgili Global Fetva İndeksi tarafından yayınlanan fetva ve iddiaları aktardı. Global Fetva İndeksi’ne göre Hizb-ut Tahrir, evliliği kızların psikolojik, sağlık, zihinsel ve fiziksel yeterliliğiyle değil sadece cinsel ilişkiyle sınırlamıştır. Öyle ki Hizb, erken yaşlarda cinsel ilişkiye izin veren çocuk evliliği karşıtlarını eleştirmiştir. Hizb, yayınladığı bir basın açıklamasında şunları söylemiştir: “Almanya’da 15-18 arasındaki yaş grubunda, cinsel ilişkinin varlığı ve yaygınlığı, bu yaştaki grupta içgüdüsel ihtiyaçların var olduğunun, hakları koruyacak ve toplumda gayri meşru ilişkiyi önleyecek şekilde bu ihtiyaçların doğru düzenlenmesi ve doyurulması gerektiğinin kanıtıdır.” Daru’l İfta kurumundaki Stratejik Araştırmalar Birimi, yasal evlilik yaşı ile ilgili istisnalarının iptal edilmesini ve kızlar için yasal evlilik yaşının en az 18 yaşa çıkarılması çağrısı ve önerisinde bulundu.

Belli ki Fetva İndeksi yetkilileri, başta yönetim, ekonomi ve içtimai sistem olmak üzere İslam’a ve fikirlerine karşı yürütülen sistematik savaşın bir parçası olmayı yeğlemişlerdir... Yönetimde meydana gelen tahribatın ardından ekonomik tahribat gerçekleşti ve zenginlikler yağmalandı. Bu yağmacılığın sürekliliğini sağlamak, Müslümanları oyalamak ve içeriden yozlaştırmak için kadını yozlaştırma faaliyetleri yürütüldü. Çünkü kadının yozlaşmasıyla birlikte erkek ve bütün toplum yozlaşacaktır. Fetva İndeksi yetkililerin, Hizb-ut Tahrir’in basın açıklamasından yaptıkları alıntı partiye zarar vermez, aksine keskin anlayışını, hakların korunması ve toplumun refahının sağlanmasına olan düşkünlüğünü gösterir. Keşke Fetva İndeksi bu açıklamada geçen bazı gerçekleri de aktarsaydı. Öyle ki yapılan araştırmalara göre Almanya’daki veledi zinadan doğan çocukların sayısı ve bu yaş grubundaki gayri meşru ilişkiler korkunç boyuttadır. Bu, belli bir yük de getiriyor. 18 yaşından küçük kızlar zina yükünü kaldırabiliyorlar da evliliğin yükünü mü kaldıramayacaklar? Sonra zikrettiğiniz şu hadis hakkında

يَا مَعْشَرَ الشَّبَابِ، مَنْ اسْتَطَاعَ مِنْكُمْ الْبَاءَةَ فَلْيَتَزَوَّجْ، وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ، فَإِنَّهُ لَهُ وِجَاءٌ“Ey gençler topluluğu! Kimin evlenmeye gücü yeterse hemen evlensin. Kimin de buna gücü yetmezse ona oruç tutmak gerekir. Çünkü oruç, onun şehvetini teskin edicidir.” Nevevî der ki: “Âlimler hadiste geçen “El bae” sözcüğünün anlamı hakkında ihtilaf ettiler, iki görüşe ayrıldılar. Aslında ikisi de aynı anlama gelir: Kelimeden kasıt, sözlük anlamıdır. O da cimadır. Bu durumda takdiri şöyle olur: Kim, mehir verebilecek durumda olup cimaya gücü yeterse, evlensin. Kim de mehir veremeyecek durumda olup cimaya gücü yetmezse, şehvetini gidermek, menisinin şerrini kırmak için oruç tutsun. Tıpkı iğdişinşehvetini kırdığı” Gençlerin evlenme mehrine sahip olmalarını engelleyen nedir? Tabii ki kapitalizmdir. Ülkemizde hüküm süren, zenginlikler ve servetimizi yağmalamak için ülkemizi sömürgeci kâfir Batının uydusu yapan kapitalizm değil midir? Ajan yöneticiler ise kâfir Batı çıkarlarının bekçisi ve ülkemizde uygulanan politikalarının yürütücüsüdür. Kaldı ki sözünü ettiğiniz mehir Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e göre şart değil. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ezberinde bulunan Kurana karşılık bir adama evlendirdi. Başka birine de şöyle buyurdu:

الْتَمِسْ وَلَوْ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ“Demirden de olsa bir yüzük bul getir.” Bir başka hadiste de şöyle buyurdu:

إِنَّ مِنْ يُمْنِ الْمَرْأَةِ: تَيْسِيرَ خِطْبَتِهَا، وَتَيْسِيرَ صَدَاقِهَا، وَتَيْسِيرَ رَحِمِهَا“Kadının uğurlu olmasından biri de nişanlılığını, mihrini ve akrabalığını kolaylaştırmasıdır.” ^{[Ahmed, İbn Hibban, Beyhaki]}

Genç kızlarımız küçük yaşta değiller. Tam tersine onları ticari meta ve İslam’ın Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde yeniden iktidara gelişinin önünde engelleyici bir set yapmak isteyen kapitalizmin felaketinden koruyacak bir devlete muhtaçlar. Zalimlere yaslanmayı, Allah’a, Rasûl’üne ve Şeriata savaş açanların yanında yer almayı yeğleyen sizler akli yetersizliğe sahipsiniz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem böylesi kimseler şöyle buyurdu:

أَخْوَفُ مَا أَخَافُ عَلَى أُمَّتِي مُنَافِقٌ عَلِيمُ اللِّسَانِ يُجَادِلُ بِالْقُرْآنِ“Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, dili âlim olan ve Kuranla cedelleşen münafıktır.”

Beyaz Saray’daki efendilerinizin talimatları doğrultusunda evlilik yaşını belirlemenize, anlaşmazlığı ortadan kaldıran Veliyyül Emrin benimsemesinden bahsetmenize rağmen icmaya aykırı şaz bir görüş arayışı içerisine girmenize gelince, birincisi, icma karşısında yalnız kalan İbn Şibrime’nin görüşü bile sizi kurtaramayacaktır. İbn Şibrime, küçük yaşta evliliği caiz görmese de evliliği için belirli bir yaş belirlemiştir. Sizin gibi 18 yaşından küçükler evlenemez saçmalığını ortaya atmamıştır. Veliyyül Emir ve benimsemesine gelince, peki benimseyecek olan Veliyyül Emir kim? Veliyyül Emrin, evlilik için belirli bir yaş belirlemesinin caiz olduğunu varsaysak bile bu Veliyyül emir, sahih şeri biatle iktidara gelen, İslam’la hükmeden ve bütün Müslümanların genel başkanı olan Veliyyül Emir olmalıdır. Bunun dışında birini Veliyyül Emir olarak nitelemek caiz olmaz. Böyle birine itaat kesinlikle farz olmadığı gibi insanları bağlayıcı şeri bir hüküm benimsemesi de caiz olmaz.

Ey Ezher âlimleri! Bu sistem sizi İslam dinine, fikirlerine ve akidesine karşı yürütülen savaşın bir parçası yapmak istiyor. Dinleri size emanet edilen kimseleri saptırmanın aracı olmanızı istiyor. Allah’a yemin olsun ki bu sistem, Allah karşısında size hiçbir fayda sağlamayacaktır. Sakın sapkınların giysisiyle Allah’ın huzuruna çıkmayın. Ey âlimlerin sultanı İzz ibn Abdüsselam’ın torunları! Neden Allah’ın yanında durmuyorsunuz ve atanız İzz ibn Abdüsselam’ın yaptığı gibi Allah’ın azametini andıran bir duruş sergilemiyorsunuz? Sistemin, İslami kisve giydirilmesini ve ümmetin evlatları arasında teşvik edilmesini istediği Batı fikirlerini atın ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak ve İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışın. Hilafet düşüncesi ve onun için çalışanları insanların kucaklamalarını isteyin ve ordular içindeki ümmetin samimi evlatlarını Hilafete nusret vermeye çağırın. Umulur ki Allah, fetih ve zaferi sizin ellerinizle yazar. Hem siz hem de ümmet bu nimetten faydalanır. İnsanlar, kuşlar ve ağaçlar mesut bahtiyar olurlar. Allahım bunu yakın eyle hem de bizim ellerimizle.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}