Ülkemizdeki yöneticilerin, orduların, alimlerin ölüm sessizliği ışığında Gazze halkımıza yönelik bombardımanlar, saldırılar ve baskınlar aralıksız sürüyor. Camiler yerle bir ediliyor, hastaneler bombalanıyor, evler yıkılıyor. Bunun sonucunda onlarca, yüzlerce insan şehit oluyor, yaralanıyor, şehadeti bekleyenler olduğu gibi şehitlere yas tutan şehitler de oluyor. Yöneticiler ve alimler ise kınamakla, lanetlemekle ve genel olarak ümmete, özel olarak da Filistin’e karşı işlenen suçlarda Yahudi varlığını destekleyen ve suç ortağı olan uluslararası topluma seslenmekle yetiniyorlar.

Eğer Hilafet ve halifemiz olmuş olsaydı, bu hilkat garibesi varlık tek bir Müslümanın tırnağına bile dokunamazdı. Dahası bırakın topraklarını işgal ve gasp etmeyi, Filistin’de yaşama cesareti bile gösteremezdi. Eğer ülkemizin yöneticileri, ümmetin ordularını dizginlememiş, Filistin’e yardım etmek, topraklarını kurtarmak ve halkını desteklemek için orduları seferber etmiş olsalardı, bu canavar varlık tüm bu suçu işleyemezdi.

Ey Kinane askerleri! Ey rütbe ve madalya sahipleri! Ey kışlalarına çakılıp kalmış ve silahları paslanmış ordular! Göreviniz ve misyonunuz ne? Rejimlerin kölesi mi oldunuz? Rejimin başının ve Filistin’deki kardeşlerinizi katleden kafir Batı’daki efendilerinin bekçisi ve hizmetçisi mi oldunuz? Silahlarınızı artık günlük geçiminden maaşınızı ödediği insanların üzerine mı doğrultuyorsunuz? Mısır halkına ateş, hem Mısırlıların hem de sizin düşmanınıza serinlik ve esenlik mi oldunuz? Kardeşlerinizin kanının oluk oluk aktığını görmüyor musunuz? Hamasetiniz ajite olmuyor mu? Mertliğiniz ve yiğitliğiniz harekete geçmiyor mu? Allah için, ümmetinizin yaralıları için, akan kanları için, çiğnenen mukaddesatları ve kirletilen saygınlıkları için öfkelenmiyor musunuz? Siz hangi ümmettensiniz? Cevap verin lütfen. Kalbinde mertlik, yiğitlik ve azcık İslam olan biri böyle bir şeye sessiz kalamaz. Vallahi yüreğimiz kanıyor, gözlerimizden yaş değil kanlar akıyor. Ümmetimiz teker teker katlediliyor. Ne Ömer cevap veriyor ne Halid kükrüyor, ne Selahaddin kurtarıyor, ne Mutasım yanıt veriyor ne de Kutuz “Biz ümmet için, İslam için, kutsalları için varız” diyor.

Ey Kinane askerleri! Ey askerlerin en güzeli! Vallahi gözyaşlarımız kanlı bir halde size yazıyoruz. Ekranlara baktığınızda parçalanmış çocukları, camilerin, hastanelerin ve evlerin yıkıldığını görmüyor musunuz? Bu hoşunuza gidiyor mu? Müslümanlığınızı mı yitirdiniz? Kalbiniz atmıyor mu? Ümmetin kutsallıkları çiğnenmiyor mu? Can ve ruh taşımıyor musunuz? Adam gibi adamlara, damarlarında azcık mertlik, yiğitlik, izzet olan erkeklere sesleniyoruz... Sizden başka kim İslam’ı daha iyi savunabilir? Sizden başka kim İslam’a daha iyi yardım edebilir? Andolsun ki, eğer Gazze halkını desteklemezseniz, dininize ve ümmetinize yardım etmezseniz, sizin için toprağın altı, üstünden daha hayırlıdır.

Ey Kinane ordusundaki samimi insanlar! Mübarek Toprak halkı size “Yardım edin, yardım edin, yardım edin” diye haykırıyor. İçinizde bu çağrıya cevap verecek biri yok mu? Allah’a yemin ederek eğer Mübarek Toprak halkına yardım etmezsem, Allah da bana yardım etmez diyecek biri yok mu? Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem gibi

وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لأَمْنَعَنَّهُمْ مِمَّا أَمْنَعُ مِنْهُ نَفْسِي وَأَهْلَ بَيْتِي “Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, kendimi ve ehlimi koruduğum şeylerden onları da koruyacağım.” diyecek biri yok mu? İçinizde onlara cevap verecek, Yahudi varlığını koruyan ve Mübarek Toprak halkının katledilmesine ortak olan bu rejimi kökünden söküp atacak aklı başında bir adam yok mu?

Ey Kinane ordusundaki samimi insanlar! Mübarek Toprağı kurtarmak ve halkını desteklemek, Kahire’yi bu rejimden ve onun tüm hain ve ajan aparatlarından kurtarmaktan ve İslam Devleti Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmaktan geçer. İslam Devleti, ümmeti birleştirecek ve Filistin halkını ve bu topraklardaki tüm mazlumları desteklemek için orduları seferber edecektir. Hadi onun için çalışanların yanında olun ve onlarla el ele verin. Umulur ki Allah size zafer nasip eder de sizin ellerinizle Hilafet kurulur ve böylece büyük bir kurtuluşa erişirsiniz. Allah’ım, İslam Devletinin kuruluşunu hızlandır, Mısır’ı da onun başkenti yap, ordularını da yardımcıları kıl, bizi de onun askerleri ve şahitleri arasında eyle.

وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُولَـئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ“İman edip de Allah yolunda hicret ve cihat edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.” ^{[Enfal 74]}