Ey Suriye halkı! Kurtuluşunuz, Amerika ve aparatları ile irtibatlı olan kimselerden uzak saflarınızı ve çabalarınızı birleştirmenizde yatmaktadır. Bu kişileri tanımak o kadar da zor değildir; çünkü onların hepsi, sizi rejimle uzlaşmaya, rejimin kurumlarını ve yapısını korumaya ve sözde demokrasisi altında yaşamaya çağıracaklardır. O halde bilin ki onlar kuzu postuna bürünmüş tilkilerdir, sizden değillerdir. Yine suçlu rejimle veya onun baskıcı mekanizmalarıyla iş birliği yapmış, zulmüne ve baskısına katkıda bulunmuş kişiler de sizden değillerdir. Bu kişilerin hepsi, ihanet ve alçaklık konusunda uzmanlaşmış suçlulardır; hiçbir ahit ve güvenilirlikleri yoktur. Mısır Kinane’de tilkilere güvenenlerin başına neler geldiğinden ders çıkarın. Boyunlarını teslim ettikleri için sonunda boğazlandılar. Rabiatu’l-Adeviyye ve Nahda meydanlarında yaşananlar hâlâ hafızalarınızda taze. Bugün hâlâ Mısır zindanları, Amerika’nın kölesi olan hain yöneticilere karşı başkaldıran binlerce masum tutuklu insanla dolu. Mısır bugün hala Amerikan işbirlikçisi hainlerin kontrolündedir. Mısır’a ve halkına hala büyük acılar yaşatmaya devam etmektedir. Eski rejimi daha kötü bir biçimde yeniden yapılandırarak, ülkedeki hâkimiyetini pekiştirmiştir. Benzer bir süreç, şimdi sizin için de istenmektedir. Dikkatli olun, son derece dikkatli ve temkinli davranın. Hak ve yüce hedef üzerinde sabit kalın. Bu hedefsiz kurtuluşunuz mümkün değildir. Tatlı sözlere kanarak devriminizi Amerika’ya teslim etmeyin. O zaman üzerinize yeni bir kukla getirecek ve sonuçta yeni ajanlarıyla sizi yeniden boyunduruk altına almış olacaktır. O zaman size merhamet göstermeyecektir. Çünkü Amerika sizin hakkınızda hiçbir yemin ve ahdi gözetmez. Öyle bir hale gelirsiniz ki, Mısır’da bugün Mübarek’in baskıcı ve zorba yönetimini özleyenlerin yaptığı gibi, Beşşar dönemine özlem duymaya bile başlayabilirsiniz.

Ey Suriye halkı! Bugün yaşadıklarınızın aynısını biz Mısır’da yaşadık hem de her detayıyla. Size kurulan tuzaklar, bize de kuruldu. Mısır halkı, tüm uyarılarımıza rağmen bu oyunlara kandı. Siz aynı hatayı yapmayın ve Hizb-ut Tahrir’in gençlerinin rehberliğine kulak verin. Onlar, asla yalan söylemeyen liderlerdir. Onlar, ilk günden itibaren aranızda, devrimcilerin arasında ve meydanların ön saflarında yer aldılar. Çabalarınızı, en yüce hedef olan İslam’ın devlet çatısı altında tam anlamıyla uygulanmasını sağlamak için birleştirmeye çalıştılar. Bu devletle Rabbinizin rızasını kazanacak, fedakârlıklarınızın tatlı ve olgun meyvesini devşirecek, şehitlerinizin dökülen kanının karşılığını alacaksınız. Kim bu hedefi, talebi ve amacı benimsemiyorsa, o sizden değildir; bilakis düşmanınızdır. Ondan sakının, aranızdaki tüm bağları koparın, tüm ipleri kesin ve onları çekirdek gibi fırlatıp atın. Aranızdan, Ensarlı Sa’d, Es’ad ve Useyd’in biyografisini yeniden canlandıracak ve Hizb-ut Tahrir’e nusret verecek kimseler çıksın. Hizb, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kuracak, ümmete gasp edilen otoritesini geri verecek, Amerika ve yandaşlarını yerle yeksan edecek, onları kendi yurtlarına hüsranla geri gönderecektir. Bu hedefe odaklanın ki fedakârlıklarınız boşa gitmesin, şehitlerinizin kanı heder olmasın.

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” ^{[Hud 113]}