حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: ML-BA-2025-MB-TR-01 |
H. 30 Raceb 1446 M. Perşembe, 30 Ocak 2025 |
Mısır Rejiminin Komploları Yeni Bir Şey Değil, Peki, Batı’nın Tüm Desteğine Rağmen Yahudilerin Başaramadığı Şeyi Bu Rejim Başarabilecek mi?
Trump, Gazze halkının sürgün edilmesi planını gerçekleştirmek için Mısır’a baskıyı artırıyor. (El Cezire, 28/1/2025) Mısır rejimi resmi olarak bu plana karşı çıktığını söylese de, Trump planından vazgeçmiyor. Trump, Cumhurbaşkanı Sisi’den, tıpkı Ürdün Kralı Abdullah’tan istediği gibi, Gazze’den 1 ila 1,5 milyon kişiyi Mısır’a kabul etmesini isteyeceğini söyledi. Trump, Sisi ile yakın dost olduklarını belirterek, “Ona çok yardım ettim ve umuyorum ki o da bize yardım edecek. Bence hem Sisi hem de Kral Abdullah bunu yapacaktır,” dedi.
Trump’ın açıklamaları pek çok mesaj içeriyor ve satır aralarından daha fazlasını anlamak mümkün. Hedeflerini gizleme gereği duymayan Trump, Yahudilerin çıkarlarını açık bir şekilde savunuyor. Yahudi varlığının küçük ve hayatta kalma kapasitesinden yoksun olduğunu düşünüyor. Görünüşe göre, tam bir normalleşme sürecini sağladıktan sonra bu yapıyı genişletmek ve Yahudi devletine hayatta kalma gücü, istikrar ve süreklilik kazandırmayı hedefliyor. Tüm bu adımlar, Trump’ın gelecek aşamadaki hedefleri arasında yer alıyor. Trump, taleplerinin bizim yöneticilerimiz için tartışılmaz birer emir olduğunu ve onların bu talepleri kabul etmekten başka seçeneklerinin olmadığını çok iyi biliyor. Onlar, sadece başlarını eğip bu emirleri uygulamaktan başka bir seçenek sunmayan bir teslimiyet içinde debelenmektedirler. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Amerika göç etmeyi talep ederse Mısır rejiminin bunu reddetme şansı ve lüksü yoktur. Mısır rejiminin daha önce bu planı reddetmesi, belki de Trump’ın o dönemde bunu açıkça talep etmemesinden veya sürecin henüz farklı bir aşamada olmasından kaynaklanıyordu. Gazze halkına karşı gerçekleştirilen katliamlar, altyapının yıkımı ve halkın gönüllü olarak göç etmeye zorlanması bu planın bir parçası olabilir. Gazze’ye atılan tonlarca bombanın verdiği zarar, neredeyse İkinci Dünya Savaşı’nda atılan bombaları bile geride bırakacak düzeyde. Gazze halkı, sabır ve direnişleriyle tüm bu planları boşa çıkardı. Ne ümmetin orduları ne de rejimler onların yardımına koştu; oysa o ordular, isteseler işgalci varlığı bir gecede söküp atacak güce sahipti. Mısır rejimi de yıllardır süren ablukayla Gazze halkını açlığa ve yoksulluğa mahkûm etti. Ancak bu bile Amerika’nın Müslüman kanına olan açlığını dindirmedi. Şimdi, Filistin halkını topraklarından zorla sürmek ve işgalci yapıyı genişletmek istiyor. Çünkü bu rejimler, Filistin halkının kendi kardeş halklarıyla birleşmesinden ve ortak duygularla ayağa kalkmasından korkuyor. Eğer göç ettirme kaçınılmazsa, neden gazaba uğrayanlar bir kez daha Tih Çölü’ne geri dönmüyor? Ya da hala vatandaşlıklarını korudukları kendi topraklarına dönmüyorlar? Bu, Amerika için daha az maliyetli ve daha kolay bir çözüm olmaz mıydı? Ama hayır, onlar bu yolu tercih etmiyorlar, çünkü Filistin halkının sabrını ve direnişini yenemediler. Onlara bunu dayatmak istediler ama Mübarek Toprak halkı bu baskıya boyun eğmedi. Ve sonunda başvurulan yer, efendilerinin taleplerini sorgusuz sualsiz yerine getirmek zorunda olan rejimler oldu. Bu talepler, Mısır ve Ürdün rejimlerini adeta uçurumun kenarına itti ve sonunda onları Jerusalem Post’un kaynaklarından duyurduğu şu tür açıklamalar yapmaya zorladı: “Mısır ve Ürdün, Trump’a yakın isimlere, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesinin normalleşme çabalarına büyük zarar verebileceğini iletti. Dahası, bu planın kendi ülkelerinin istikrarını tehlikeye sokmasından endişe ediyorlar.
Mısır Cumhurbaşkanı, Kenya Cumhurbaşkanı ile ortak basın toplantısında “Mısır kamuoyuna ne diyeceğim?” diyerek göç planına tepkisini dile getirdi. Ardından, “Göç, ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor” ifadelerini kullandı ve “Mısır halkı sokaklara çıkar ve bu plana karşı ‘Hayır’ der” diye ekledi.” (29.1.2025 Masrawy) Mısır rejimi, Filistin halkından ve onların Mısır’a taşıyabilecekleri direniş ruhundan açıkça korkuyor. Bu ruhun, Mısır halkını etkileyip halkın yöneticilerinin ihanetini ve teslimiyetlerini sorgulamasına yol açmasından endişe ediliyor. Bizim yöneticilerimiz, Kolombiya Devlet Başkanı gibi, Trump’ın karşısında tarihine sahip çıkan bir duruş sergileyemiyor. Kolombiya Devlet Başkanı, “Bizim kanımız, bir zamanlar uygarlığın parlayan yıldızı olan Kurtuba Halifeliği’nden geliyor” derken, bizimkiler, ihaneti ve zilleti yaşamaktan utanmıyorlar bile.
Mısır rejimi, işgalci varlığın güvenilir bir bekçisidir. Bu tutumu nettir. Bu varlığı ortadan kaldırabilecek güce sahip olsa da, ne şimdi ne de gelecekte böyle bir girişimde bulunmayacaktır. Mısır rejimi, Gazze halkının kendisi için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunun farkında. Onların varlığı, ümmetin uyanışına, halkın hareketlenmesine ve tahtının devrilmesine yol açabilir. Eğer bundan korkmasaydı, onların göçünü beklemez, hatta kapılarını açar ve daha fazlasını da yapardı. Ancak Gazze halkının köhne rejimi sarsabilecek bir volkanın kıvılcımı olmasından korkuyor.
Rejimin zilletine, ihanete ve ümmeti yaralayan her adımına rağmen sessiz kalanların durumu gerçekten acı verici. Bu ihanet artık medyanın yalanlarıyla örtülemeyecek kadar belirgindir. O halde Allah için harekete geçecek ve bu işbirlikçi rejimi devirerek teslimiyet dönemine son verecek biri ne zaman ortaya çıkacak? Ne zaman ümmetin davasını sahiplenecek, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sancağını hakkıyla dalgalandıracak ve mükafatını Allah’tan bekleyecek biri çıkacak? Hiç mi bu davayı üstlenecek cesur bir adam yok? “Bu iş benimdir” diyerek etrafına kardeşlerini toplayacak ve şöyle seslenecek: “Ey kahraman askerler! Sizler, fatihlerin, Moğolları ve Haçlıları mağlup edenlerin torunlarısınız. Peki, çağımızın Moğollarına ve İslam’a savaş açanlara karşı ne zaman harekete geçeceksiniz? Ey fatihlerin torunları! Ümmetinize yardım etmek için nerede kaldınız? İslam’ın hükümlerini hayata geçirmek, onun devletini bu topraklara geri getirmek için daha neyi bekliyorsunuz? Batı, size dayattığı yasalar ve sistemlerle sadece sizi değil, ümmetin tamamını köleleştiriyor. Bu esarete sessiz mi kalacaksınız? Eğer siz İslam’a sahip çıkmazsanız, kim çıkacak? Eğer siz ona yardım etmezseniz, kim edecek?
Ey Kinane askerleri! Sizin göreviniz, işgalci yapıya karşı topyekûn bir savaş başlatmak, Filistin topraklarını tamamen özgürlüğüne kavuşturmak ve ümmetin gasp edilen otoritesini geri almaktır. Biliyoruz ki bu, Mısır ordusunun her bir mensubunun gönlünde taşıdığı ve gerçekleştirmek istediği bir ülküdür. Ancak bu hedefin önündeki tek engel, Mısır’ın başına çöreklenen ve ordusunu işgalci varlığın bekçisine çeviren işbirlikçi rejimdir. Oysa bu ordu, o varlığı korumakla değil, kökünden söküp atmakla yükümlüdür. Bu nedenle ilk adımınız, bu işbirlikçi rejimi tüm araçları ve uygulayıcılarıyla birlikte kökünden söküp atmaktır. Ardından, Batı’ya olan her türlü bağımlılıktan kurtulmalı ve bu ülkeyi, İslam’ın davasını üstlenen, ümmetin derdini bilen ve bu projeyi hemen hayata geçirebilecek güçlü ve bilinçli bir liderliğe teslim etmelisiniz. Aranızda ve içinizde, ümmetin bir parçası olan, onun meselelerini bilen, dertlerini sırtlayan ve sizi Allah’ın rızasına ulaştırma yolunda çalışan Hizb-ut Tahrir’li kardeşleriniz var. Onlar, Allah’ın şeriatını uygulamak ve İslam’ın mesajını insanlığa ulaştırmak için yola çıkmışlardır. Bu mesaj, insanları kapitalizmin karanlıklarından ve açgözlülüğünden kurtarıp İslam’ın adaletine, izzetine ve otoritesine kavuşturacaktır. Bu ise, ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetle mümkündür.
وَلَيَنْصُرَنَّ اللهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ * الَّذِينَ إِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Onlar öyle kimselerdir ki, şayet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin akıbeti Allah’a aittir.” [Hac 40-41]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |