Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: إنَّ اللَّهَ لَا يَقْبِضُ الْعِلْمَ انْتِزَاعًا يَنْتَزِعُهُ مِنْ الْعِبَادِ وَلَكِنْ يَقْبِضُ الْعِلْمَ بِقَبْضِ الْعُلَمَاءِ، حَتَّى إِذَا لَمْ يُبْقِ عَالِمًا اتَّخَذَ النَّاسُ رُءُوسًا جُهَّالًا فَسُئِلُوا فَأَفْتَوْا بِغَيْرِ عِلْمٍ فَضَلُّوا وَأَضَلُّوا  "Şüphesiz Allah ilmi kullardan zorla söküp almaz. Fakat ilmi, âlimleri kabzetmek suretiyle alır. Öyle ki geride tek bir âlim dahi bırakmaz. İnsanlar da cahilleri kendilerine lider edinir. Bunlara sorulur, onlar da ilimsiz fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de başkalarını saptırırlar." ^{[el-Buhârî]} İşte eski Müftü Ali Cuma'nın durumu bu. Müftü, otorite lehine fetva vermek makamından uzaklaşsa da, önceki günahlarına günah katmak için yöneticilere fetva vermekte hala ısrarcı. Bu kişi, haram olan kanı akıtmak için fetva vermekten korkmuyor. Hatta nasların manasını eğip büküyor, vakaları dışında vakalar üzerine indiriyor. Öyle görünüyor ki hem kendi günahlarını hem de fetvası gereği zalimane ve düşmanca öldürülen insanların günahını yüklenmekten gocunmuyor. Aktivistler tarafından sızdırılan bir videoda eski müftü, Sisi ve içişleri bakanı Tümgeneral Muhammed İbrahim huzurunda bir dizi kuvvet komutanlarına ve polis müdürlerine hitaben "Elinden geldiğince sert vur, sakın askerlerinin ve bireylerinin bu Hariciler için ölmesine izin verme. Müjdeler olsun öldürenlere ve öldürülenlere. Kim onları öldürürse, Allah'ın sevgili kuludur. Şehrimizi ve ülkemizi bu aşağılıklardan temizlemeliyiz. Mısır'ı hak etmiyorlar, biz onların Mısırlı olmasından utanıyoruz. Her ne pahasına olursa olsun bunlardan kurtulmalıyız." dedi. İslam'ı isteyen, zalimler karşısında duran herkese kin ve nefret dolu, sorumsuzca söylenmiş bu sözler, bize göstericilerin nasıl soğukkanlılıkla öldürüldüğünü ve neden bu kadar çok ölümlerin olduğunu anlamamızı sağlıyor. Asker ve subaylara, Ali Cuma'nın bu çirkin fetvasıyla, yaptıkları ve yapacakları katliamlara yeşil ışık yakıldı. Müftü, aynı ithamla daha önce 25 Ocak devrimcilerini de suçlamıştı. Bu kişi daha önce de göstericilerin öldürülmesini haklı göstermek ve bu suçu meşrulaştırmak için silahlı kuvvetler psikolojik harp dairesi tarafından kullanılmıştı. Son video sadece daha önce söylediği şeyin bir tekrarıdır. Bu şahıs, dinini az bir pahaya sattı. Ölüm, linç ve kıyımı desteklemek için görüş birliği var ve Allah'ın bunu yapanlarla birlikte olduğunu iddia ederek Allah'a iftira atıyor. Bu kişi, askerleri "elinden geldiğince sert vur" diye teşvik ederek kalan basiret ve ferasetini de kaybetmiştir. Bir de bunun yalan yanlış yere "İslam'ın hoşgörüsü", "İslam'ın gücü" ve "İslam'ın güzelliği" olduğunu iddia ediyor. İbn el-Museyyeb Rahmetullahi aleyh şöyle dedi: "Âlimin yöneticilerin ayağına gittiğini görürseniz, bilin ki o hırsızdır". Yahya ibn Muâz da şöyle dedi: "Dünya talep edildiğinde, ilim ve hikmetin görkemi yok olup gider." Müftü, Suriye ve diğer yerlerde halklarına karşı zalimlerin yanında duran seleflerinin başına gelenden ibret almıyor mu? Ne oldu bunlar? Yok olup gittiler, kimse arkalarından üzülmedi. Yeryüzü ve gökyüzünden kimse onlara ağlamadı. Zaten bunu da beklemiyorlardı. Rabbani âlimler - ki bu kişi onlardan değildir - her çağ ve şehirde ümmet ile yöneticiye aynı mesafede durmaz. Aksine ümmetin safında ve ona yakın durur. Amacı insanları hoş tutmak ve kaprisleri yatıştırmak değildir. Çoğu zaman ümmetin hakkı gasp edilir, mukaddesatına saldırılır, azgın ve taşkın kimselerden atılan zulüm oklarının hedefi olur. İşte bunun için yapar. Durumları ne olacak? Mevcut Mısır yöneticileri hiç bir zaman İslam'ı uygulamadılar.

Ümmetin, âlimleri arzulaması doğaldır. Âlimler, ümmete yardım etmek ve hakkını istemek için önde gelen yetişkin kimselerdir. Zalimlerin elinde zulüm ve ümmetin öldürülmesini haklı gösterecek ucuz bir maşa değiller. Allah, Ali Cuma'yı kahretsin nasıl da döndürülüyor! أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَىٰ عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَىٰ سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَىٰ بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَنْ يَهْدِيهِ مِنْ بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ "Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah'ın; bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?" ^{[Câsiye 23]}

Şerif Zâyid
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı