19 Temmuz 2013 akşamı Müslüman Kardeşlerin çağrısıyla gösteriler yapıldı. Bu gösteriler esnasında güvenlik güçlerinin tümüyle kaybolduğu bir anda "baltacılardan" bir grubun saldırısıyla 4 kadın öldürülmüş ve yaklaşık 200 kadın ve erkek de yaralanmıştır. Yaşananlara şahit olanlar, olayların başlangıcında vatandaşların imdat çağrılarında bulunmalarına rağmen güvenlik güçlerinin olaylar esnasında orada bulunmadığını, olayların daha kötü bir hal almasından sonra geldiklerini söylemektedirler. Göstericiler, yürüyüş esnasında gelişigüzel bir şekilde arkalarından açılan ateşle şaşkına dönmüşlerdir.

Bu iğrenç katliam, baskıcı polisiye devleti çağrıştıracak surette devrik Mübarek rejiminin öldürme ve korkutma eylemlerinde bulunmaları için baltacılara yeşil ışık yaktıklarını göstermektedir. Ayrıca bunu üçlü öldürme ile tamamladıklarını ve de onların devrimcilerin göstermelik demokrasilerine karşı olduklarına şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koymaktadır. Sabah namazı esnasında cumhuriyet muhafızları karargâhı önündeki göstericileri öldüren ilk taraf Ordu'dur.  Ancak ilk önce darbenin lideri olan Sisi'nin, ikinci olarak da eski rejimin gözetimi altında gelişip büyüyen ve onun taraftarı olan "baltacıların" cezalandırılmalarını gerektiren bu iğrenç suçun delillerini gizlemek için yürütülen saptırma çalışmaları başarılı olmadı. Şu anda da insanları korkutmak, öldürmek ve vurmak suretiyle onlara saldırmak, direnişi dağıtmak için polisin bütün sertliğiyle müdahalede bulunması için güvenlik güçlerine bahaneler vererek bu üçlü katliamda üçüncü tarafı oluşturanlar ise polisiye güçlerdir. 7 Temmuz akşamı Ramses meydanındaki olaylarda olduğu gibi polis, göstericileri öldürmek suretiyle gücünü yeniden kazanmaya çalışmaktadır.

Bugün suçsuz kimseleri öldüren günahkâr elin kim olduğunun tümüyle farkındayız. Kendilerini onlarca yıl boyunca göğüslerinin üzerine çöktüren zalim devlete karşı insanların ayağa kalktığı günden bu yana aynı günahkâr el, 1 Ocak devrimi esnasında da bu ümmetin gençlerinden yüzlerce çiçeği katletti. Mısır halkına karşı Muhammed Mahmud caddesinde, Port Saîd stadyumunda, Maspero'da ve daha başka yerlerdeki katliamları işleyen ve işlemeye de devam eden günahkâr el, yine aynı eldir. Bu el, kanı kıpırdamadan öldürme emrini vermektedir. İşte bu el, 25 Ocak devriminden beri hiçbir surette değişmeden aynı eldir. Çünkü o halen daha perde arkasında gizlenmekte ve değişmemektedir.

Bu ümmetin nebevi metot üzere Râşidi Hilafet ile izzet bulacağı gün mutlaka gelecektir. O gün Müslümanların ve gayri Müslimlerin de kanları akmayacak, namusları korunacak, topraklarımızdaki Amerika'nın ve uşaklarının elleri kesilecek ve ümmet, izzetini ve saygınlığını yeniden kazanacaktır. وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ، بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيم  "O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir." ^{[Rum 4-5]}

Şerif Zâyid
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı