19.08.2013 Pazartesi günü Kuzey Şimal'de silahlı saldırıda 25 Mısır polisi öldürüldü. Bu saldırı yıllardır Mısır güvenlik birimlerine karşı işlenen saldırıların en büyüklerinden birisi oldu. Konu ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı; "Sina ve Nil'de görevlerini yapmakta olan polislere karşı terör saldırıları devam etmekte ve merkezi güvenlik birimine mensup birliklerden bir gruba silahla saldırılmıştır" şeklinde bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada saldırının; "izinden dönmekte" olanlara yapıldığı ifade edildi. Emniyet kaynakları tarafından teyit edilen bilgiye göre; Sina'nın kuzeyinde Şeyh Zuveyd şehri yakınında polisleri taşıyan iki otobüsün hedef alındığı saldırıda polis unsurlarına "RPG tipi roketatarlarla" ateş açıldığını vurgulandı. Bizler; İslam şeriatının kabul etmediği bu olayı ve resmi kaynakların İslami örgütleri "terörist" olarak nitelendirmesini şiddetle kınıyoruz. Zira biz, ülkelerimizdeki resmi medyanın yalanlarına alışkınız ve diyoruz ki:

1- Yaklaşık iki aydan beri Sina'da yoğun güvenlik faaliyeti cereyan etmektedir. Sina'da son derece sıkı güvenlik icraatının gölgesinde bu kadar kolaylıkla bu sayıda polis nasıl öldürülür?

2- Polislerin hem RPG tipi roketatarlarla öldürüldüğü, hem de içerisinde saldırganların bulunduğu "cruse" marka iki araba tarafından önleri kesilip otobüslerden zorla indirildikten sonra öldürüldükleri şeklinde birbiri ile çelişen haberler yer almaktadır.  Bu haberlerin hangisine inanacağız?

3- Bildiğimize göre polisler kışlalarına resmi elbiseleri ile dönerler. Ancak öldürülen polislere ait yayınlanan görüntüler de onların sivil elbiseler giydikleri görülmektedir. Bunu nasıl yorumlayacağız? Sina'daki es-Suvaraka kabile liderinin söylediği buna açıklık getirebilir. Zira o, iki günden bu yana göstericilere ateş açılmasına karşı çıktıkları için öldürülen polislerin Safa mevkiinde tutuklu bulunduklarını söyledi. Vatandaşlara ateş açılmasını reddettikleri için bu polisler tasfiye edildiler. Sisi, ordudaki şereflileri yok ediyor ve ordu komutanlarından birçoğunu mecburi ikamete tabi tutuyor.

4- Fasit medya korosuna tabi olan et-Tahrir kanalı, eski devlet güvenlik subayı Ahmet Musa'nın ağzından yapmış olduğu yayınla olaydan önce bilgiler vererek darbecileri kışkırtıyor ve onlara hâkim oluyordu. Verdiği haberde, "11 teröristin" polislere suikast düzenlediğini ve onların polislere saldırıp sonra onları bağladığı, ardından da onları öldürdüğünü söyledi. Bir diğer rivayet olan bu bilgiler ise şüpheyi daha da artırmaktadır.

5- Her halde biz, Kenane'nin her bir yanında meydana gelen öldürme olaylarını kınıyor ve bunun sorumluluğunu ülkenin fiili hâkimi olan Sisi'ye yüklüyoruz. Bu eylemlerden bir tanesi de güvenlik birimleri tarafından hapishaneye götürülmeleri esnasında 38 tutuklunun öldürülmeleridir. Konu ile ilgili yapılan resmi açıklamalara göre, bunları kaçırmak isteyen kimselere karşı güvenlik güçleri tarafından atılan gaz nedeniyle boğulmuşlardır. Oysa kurbanlara ait görüntülerde vücutları üzerinde işkence ve yanık izleri açıkça görülüyor.

6- Şüphesiz ki öldürmek büyük bir günahtır. Hizb-ut Tahrir olarak bizler, öldürme eylemini hoş karşılamıyor, bunu yapan veya kışkırtan veya bununla sevinen herkesten Allah'a sığınıyoruz. İbni Mace'den Abdullah b. Amr'ın rivayeti şöyledir: Dedi ki: Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'i Kâbe'yi tavaf ederken gördüm. Şöyle diyordu:

مَا أَطْيَبَكِ وَأَطْيَبَ رِيحَكِ، مَا أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ، وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ، لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ حُرْمَةً مِنْكِ، مَالِهِ، وَدَمِهِ، وَأَنْ نَظُنَّ بِهِ إِلَّا خَيْرًا  "Sen ne güzelsin ve senin kokun ne güzel! Sen ne büyüksün ve senin kutsiyetin ne büyük! Muhammed'in nefsini elinde bulundurana yemin olsun ki müminin kutsiyeti, malı ve canı Allah katında senin kutsiyetinden daha büyüktür. Onun hakkında hayırdan başka bir zanda bulunmayız"

Dönüyor ve diyoruz ki: Bu ümmetin işleri, başka bir şekilde kesinlikle düzelmez. Anak İslam topraklarını bir devlette birleştirecek, Müslümanları hak üzerinde toplayacak ve onların kanlarını koruyacak olan Râşidi Hilafetle düzelir. Birbirlerini öldürmek yerine düşmanları ile savaşması için onlara liderlik edecek olan Raşit Halife ile düzelir. Yahudi varlığını izale edip Filistin'i kâmilen İslam diyarına kavuşturmak için Müslümanlara liderlik edecek güçlü, kuvvetli ve tertemiz bir Halife ile düzelir. Amerika'nın, müttefiklerinin ve tabilerinin belini kırarak ne Obama'nın ne de Avrupa'nın zorbalarının ellerini, hatta parmaklarını dahi uzatmaya cesaret edemeyeceği bir Halife ile düzelir. İşte ancak bu durumda büyük Mısır, güçlü evlatları, zengin servetleriyle İslam'a döner. Zehirli yardımlarını Amerika'nın kucağına fırlatıp atar. Cihad ve fetih için orduların harekete geçtiği, dünyanın her bir yanına hayrı yaydığı İslam'ın kalesi ve omurgası olan ilk siretine geri döner. Elbette ki bu Allah'a zor değildir.  مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الْأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا "İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. " ^{[Maide 32]}

25 Polisin Öldürülmesi İğrenç Bir Suçtur ve Darbeciler "Teröre" Karşı Savaş Adını Verdikleri Sözde Savaşlarında Silah Kullanacaklardır

Şerif Zâyid
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı