Dağ fare doğurdu. Mısır rejimi, 14 Temmuz Pazartesi günü Gazze Şeridi'ndeki Yahudilerin saldırganlığını durdurmak için Salı sabahı ateşkesin başlaması koşuluyla bir girişim başlattı. Girişime göre Mısır, iki taraf arasında güven artırıcı önlemlerin ve ateşkes görüşmelerinin tamamlanması için girişimin yürürlüğe girmesinden itibaren 48 saat içinde Filistinli gruplar ile "İsrail" hükümetinden üst düzey heyetleri ağırlayacaktır. Taraflar ile ayrı ayrı yapılacak görüşmeler 2012 yılında Kahire'de varılan ateşkes anlaşmasına uygun olarak gerçekleşecektir.

Ne gariptir ki bazı insanlar, eski Savunma Bakanı ve aynı zamanda da asker olan bir rejim tarafından ortaya atılan bu utanç verici girişimi memnuniyetle karşıladılar. Rezil ve sefil Arap Birliği de kurban ile cellat arasında ayrım yapmayan bu girişimi desteklediğini açıkladı. Bu girişim, cellada daha yakın, güvenliğini koruyacak kalıcı ateşkes yapmaya daha hevesli ve kurbana karşı da daha şiddetlidir. Gazze'deki kardeşlerimize karşı işlenen vahşet karşısında Mısır rejimi günlerce sustuktan sonra bugün küfür telaffuz ederek, korkaklık ve zafiyet gösterdi. Tarafsız kesim olarak Müslümanların kanına doyan Yahudiler ile ateşkes yapmak için arabuluculuk yapmaya kalktı. Sadece ağır yaralı olan insanlar için Refah sınır kapısını açarak da cömertlik gösterisinde bulundu.

Bugün Gazze'de olup bitenler dün olup bitenlerin aynısıdır. Ve durumumuz bu şekilde devam ettiği sürece yarında aynı şeyler olacaktır. Çevre ülkeler ve diğer Müslüman ülkelerin yöneticilerinin tavrı, dün aynı idi, yarın da aynı olacaktır. Ümmetin evlatlarını yardımsız bırakmak, utanç vesikası ve bir kara lekedir, nedamet ve rezalettir. Kıyamet günü bunlar, onların alınlarına vurulmuş bir kara leke olarak karşılarına çıkacaktır. O gün onlar, Allah'ın huzuruna çıktıklarında Allah onlara bunların hesabını soracak, onlar da bunların hesabını veremeyecektir. Sağ taraflarına bakacaklar, yaptıklarından başka bir şey göremeyecekler. Sol taraflarına bakacaklar, yine yaptıklarından başka bir şey göremeyecekler. Önlerine bakacaklar, ateşi alınlarına vuran cehennemi görecekler.

Yahudi varlığını ortadan kaldırmak için Müslüman orduları harekete geçmezse, bugünkü durum pek fazla değişmeyecektir. Filistin ve başka yerlerde ümmetin evlatları katledilip sürgün edilecekler. Bizim hakkımızda yakınlık ve ahit gözetmeyen Ruveybida yöneticiler tarafından Allah'a, Rasûlü'ne ve müminlere ihanet devam edecektir. Haydi, ey ümmet! Bu yöneticilerin kökünü kazımak ve Yahudilere şeytanın vesveselerini unutturacak Hilafeti kurmak için harekete geçin. Hilafet, kâfir Batı tarafından Müslüman ülkelerin kalbine hançer gibi saplanmış habis varlığı ortadan kaldıracaktır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انْفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُمْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ

"Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size "Allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir." ^{[Tevbe 38]}