Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MSu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201327 H. 27 Muharrem 1436
M. Perşembe, 20 Kasım 2014

Basın Açıklaması Ey Müslüman Gençleri! Haydi, İntifadayı Nübüvvet Metodu Üzere Raşidi Hilafet İçin Bir Devrime Dönüştürün

Selefi Cephe, "Müslüman Gençlerin İntifadası" başlığı altında 28 Kasım'da yapılacak gösterilere katılma çağrısında bulundu. Selefi Cephe, halk ayaklanmasının amacının, İslami kimliği dayatmak, askeri yönetim ve hâkimiyetini devirmek olduğunu söyledi. Bu çağrı karşısında biz, şunu açıklamak istiyoruz:

1- Mısır'ın mevcut durumunun öncekilere nazaran çok daha kötü olduğunda hiç şüphe yok. Cezaevleri tutuklular ile dolu, hatta sayıları kırk bine ulaştığı söylendi. Muhalefetin bayraktarlığını yapan televizyon kanalları, gazeteler ve günlük dergiler susturuldu. Gösteriler yasak. Şeriatın hâkimiyetini istemek, suç kabul edilip ona çağrı yapanlar ve bayraktarlığını taşıyanlar cezaevlerine atılıyorlar. Hilafet Devleti altında Allah'ın Şeriatının hâkimiyeti için davet taşıyanlara camiler ve minberler kapalı. Daha neler neler...

2- Biz, bu taleplerde umut verici bir hayrın müjdecisi olduğunu görüyoruz. Bu, İslam temelinde değişim meydana getirme yönünde atılan doğru bir adımdır. Amerika ve onun uşakları, ümmetin ayaklanmasından İslam'ı uzak tutmak için büyük çaba sarf ettiler. İslam ile bağlantılı herhangi bir devrimci hareketin, doğru bir değişiklik ihdas edeceğini çok iyi biliyorlar.

3- İslam adına sokaklara dökülen insanları, yeryüzünde hiç bir güç önleyemez. Devrimi destekler gibi gözüken aslında Ocak devriminde olduğu gibi devrim düşmanları olan şarlatanlara ve münafıklara asla yer vermez. Bu nedenle bu adım, devrimcilerin düştükleri hataların fark edilmeye başlanıldığına dair sağlıklı bir işarettir.

4- Sokaklar aslına dönmeli ve ayaklanması, akidesi ile bağlantılı olmalıdır. İslam için yaşadığını, İslam'sız bir hayatın zelil olup, hiç bir değerinin olmadığını anlamalıdır. Mısır topraklarını gasp edip Amerika ve onun yaramaz çocuğu Yahudi devletine peşkeş çekenlerden geri alıp, yeniden Mısır topraklarını ümmetin hamisi ve İslam'ın bayraktarlığını yapar hale getirmeliyiz. Mısır ordusunu da Selahaddin'in komutanlık yapıp Beytu'l Makdisi kurtardığı o görkemli günlere tekrar kavuşturmalıyız.

5- Ama aynı zamanda biz bu çağrının, bu elim vakıa ile örtüşmeyen kontrolsüz bir çağrı olduğunu da düşünüyoruz. Berrak ve net değil. Gerçek İslami bir hayat yaşamak için İslam ile değişimi farz görenlerin durumu bu olmaması gerek. İslami kimlik ile ne kastedildiği ve onu hayat vakıasında nasıl gerçekleştirileceği sınırlandırılmalıdır. Çünkü ümmet kimliği, ayrılmaz şekilde yakinen devlet kimliğine bağlıdır. Müslümanların gölgesi altında yaşamaları gereken devlet de Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletidir. Hilafet, âlemlerin Rabbinin bu ümmete farz kıldığı bir yönetim sistemidir.

6- Batı, özellikle de Amerika bağımlılığını yok etmek, yönetimde demokrasi ve ekonomide kapitalizmi reddeden bir yönetim sistemi ile olur. Bu sistem, dış politikada belli bir amaç için çalışan, İslam'ı âlemlere rahmet, hidayet ve Risalet olarak taşıyan, dünyanın süper gücü unvanını söküp almak için uluslararası Batılı güçler ile özellikle de Amerika ile savaşan bir sistem olmalıdır ki bu da sadece Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti ile olur.

7- Askeri iktidarı devirmek, Mısır ordusunu yok etmek için olmamalıdır. Çünkü ordu, davet ve davetin gerektirdiği fikri çatışma ve siyasi mücadele çalışmalarının bir sonucu olarak Hilafet, kamuoyu ve genel talep haline geldiğinde, Hilafetin kurulması isteği yanında ve tarafında durarak, İslam'a ve Müslümanlara nusret verecek mercidir. İslam'a ve Müslümanlara nusret vererek Müslümanların Halifesinin komutası altında cihat edecek, İslam'ın Batılı veya Doğulu düşmanlarına veya Yahudi varlığına karşı koyacak mekanizmadır.  

8- Son olarak böyle bir çağrıya destek olanlara, çok hayırlı olduklarını düşündüklerimize, Allah'ın Şeriatına derin sevgi besleyenlere bizim samimi tavsiyemiz odur ki, gerçek İslami proje etrafında toplanın. Ki o da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletidir. Siz, çok iyi ezberlediğiniz bir hadiste Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in onu müjdelediğini biliyorsunuz:

ثم تكون خلافة على منهاج النبوة "Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır." Rabbinizin sizi yeryüzünde sahip ve hâkim kılacağına, yerleştireceğine, korkularınızı güvene dönüştüreceğine ve yardım edeceğine dair vaadini de okuyorsunuzdur.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الأَرْضِ "Allah, sizlerden iman edip Salih amel işleyenleri yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını vadetti." [Nur 55] Onun için haydi Hilafet bayrağını dalgalandırın. Biliyorsunuz ki bu devletin kurulmasının tek bir metodu vardır. Ki Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem, onun tüm hatlarını detaylıca belirledi. Yarım yamalak yönetim teslim alınmaz. Ya da İslam'a aykırı bozuk sisteme ortak olunmaz. Aksine nusret gerçekleşene dek sabredilir. Hilafet Devleti altında Allah'ın Şeriatını uygulamanın farz olduğu üzerinde kamu uyanıklığından fışkıran kamuoyu oluşturmak için ümmet içinde ısrarla çalışılır. Bu ise fikri çatışma ve İslam'ın fikirlerini arz etmekle olur. İslam'ın fikirleri, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in yaptığı gibi küfür fikirleri ile çatışmak üzere güçlü ve meydan okuyucu bir tarzda sunulur. Sulandırarak ve esneterek değil. Siyasi mücadele yanı sıra İslam'a ve Müslümanlara karşı kurulan komplo ve planları deşifre etmekle olur. Yağcılık yaparak, tağutlar ve kâfir Batının ülkemizdeki ajan politikacıları, gazetecileri ve düşünürleri ile birlikte hareket ederek değil. Bu sayede Hilafet ve Şeriata yönelik kamuoyu oluşur. Sonra ordu içindeki samimi nusret sahipleri Hilafet tarafını tutarlar. Çünkü gerçekten kuvvete sahip olan odur. Ordu ve polis içindeki ümmetin evlatları ile ve ümmetin çektiği acıları çeken o kurumlar içindeki samimi insanlar ile çarpışarak ve vuruşarak olmaz. Samimi olmakla birlikte ne yazık ki bunlar, doğru yolu göremiyorlar, insan ve cin şeytanları tarafından saptırılıyorlar. Onun için sakın bu tuzağa düşmeyin.

Bu, bizim samimi tavsiyemizdir. Karşılığında teşekkür ve mükâfat beklemiyoruz. Aksine biz bu tavsiyemizi Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu hadisine icabet etmek için yapıyoruz.

الدِّيْنُ النَّصِيْحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ يَا رَسُول اللهِ؟ قَالَ: للهِ، ولكتابه، ولِرَسُوْلِهِ، وَلأَئِمَّةِ المُسْلِمِيْنَ، وَعَامَّتِهِمْ "Din nasihattir." Dedik ki "Kim için ya Rasûlullah?" "Allah ve Kitabı için, Rasûlü için, Müslümanların liderleri için, halk için" buyurdu." [Müslim]

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ
"Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü'ne icabet edin." [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER