Abdülfettah Sisi, Evkaf Bakanlığı tarafından düzenlenen mevlit kutlamaları sırasında 1 Ocak Perşembe sabahı Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib'e hitaben yaptığı konuşmada "Siz ve davetçiler, dini söylemin yenilenmesi ve İslam'ın imajının düzeltilmesi konusunda Allah huzurunda sorumlusunuz. Allah huzurunda sizin davacınız olacağım." dedi. Devamla "Ben diyorum ki kutsal olan düşünce, yüzlerce yıldır kutsal sayılan düşünce ve metinlerdir. Bunlardan kurtulmak, tüm dünyaya düşmanlık edecek kadar ve tüm dünyada düşman olacak kadar çok zordur. Öyle ki 1,6 milyar insan, sırf kendi yaşamları için 7 milyarlık dünyayı katlediyor. Bu ümmet parçalanıyor, yok ediliyor. Bu ümmet bizim ellerimizle yok oluyor. Onu yok eden bizleriz." diye konuştu. Dini devrime muhtacız diyen Sisi, Ezher âlimleri bu düşüncenin içinde oldukları için onun tehlikesini hissedemezler diye kaydetti. Ondan kurtulmak ve gerçek aydın düşünme ile onu okumak için onun dışına çıkmalarını istedi. Vaiz kisvesi giydirilen bu tehlikeli sözle birlikte Sisi gerçek yüzünü ortaya koydu. Daha önce söylediği "Bir şey Allah'ın hoşuna gitmiyorsa, biz onun yanındayız, onu destekler ve ona arka çıkarız." sözünün de dil sürçmesi olmadığını bu söylemi teyit etmiş oldu.  

Kibir ve gururla İslam'a, nasslarına, Kitap ve Sünnete darbe vurmak için Sisi bir grup Ezher âlimine hitaben bu konuşmayı yaptı. Allah'ın dinine olan öfkelerinden dolayı hiç biri bu söze karşı çıkmadı, hatta bir an olsun bile yüzleri kızarmadı. Dahası sanki oyuncular gibi hararetle onun için alkış tuttular. Daha da kötüsü kutlamaların ikinci gününde Evkaf Bakanı Dr. Muhammed Muhtar Cuma "Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi'nin dini söylemi modernize etme talimatları, hem Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib tarafından hem de Evkaf Bakanlığı ve Fetva Meclisi tarafından kayda ve itibara alınması gerekli talimatlardır." açıklamasında bulundu. Ardından bütün dini kuruluşların bu talimatlara büyük önem vereceğini kaydetti.

Hiç şüphesiz Sisi, yeni bir şey ortaya koymadı. Bu kutlamalarda söylenenler, onlarca yıllardır Batı tarafından dile getirilen, hayal edip rüyası kurulan söylemlerdir. Bunun için Batı, ülkemizde sözde düşünürlerden, İslam Hilafeti yıkıldıktan sonra tepemize diktiği ajan politikacılardan oluşan borazan orduları için hazırlanan nutuklardır. Bunlardan amaç, İslam ümmetini koyun sürüsü gibi rahat ve kolaylıkla gütmek, dini devletten, siyasetten, yönetimden hatta tüm hayattan koparan düşünce ile uyumlu hale getirmek için İslam'ı uyarlamaktır. Daha önce Hıristiyanlık ile yaptıkları gibi İslam'ı takke ve zaviyelere hapsetmektir. Oysa Hıristiyanlık ile İslam arasında dağlar kadar fark vardır. İslam, kapsamlı ve kâmil bir dindir. Hayatın tüm işlerini düzenleyen bir nizamın fışkırdığı akli bir akidedir.

Çünkü İslam, tüm bu insanlardan ve onlarla birlikte ins ve cin iblislerinden daha güçlüdür. Onların bu entrikaları, bu dinin azameti ve ümmetin bu dine sımsıkı sarılması, azı dişleri ile ona tutunması karşısında asla başarılı olamaz ve olamayacaktır. Bunlar, yıllardır siyaset ve yönetim üzerinden ümmetin dizginlerini kontrol altında tutsalar da, eğitim müfredatını tahrif etmek, ümmeti saptırmak ve kimliğini yok etmek için gece gündüz çalışsalar da, Allah yolundan alıkoymak için milyarlar harcasalar da, özlem ve arzularına nail olamayacaklar. Harcanan tüm bu paralar, onlar için hüsran olacak ve Allah'ın izniyle yakında mağlup olacaklardır. Zira ümmet, tekrar dizginlerini eline almak üzeredir. Bunlar ve bunların arkasındakilerin tuzaklarını boşa çıkarmak için İslam'ı uygulama sahasına koymaya kararlıdır.

وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُولَئِكَ هُوَ يَبُورُ "Kötülük planlayanlar için çetin bir azap vardır ve onların planı başarısızlıkla sonuçlanacaktır." ^{[Fatır 10]}

Bu ümmetten biri, neden işleri böyle ters yüz etmekle uğraşıyor ki? Kâfir Batının ümmet üzerine köpekler gibi üşüştüğünü, Filistin, Irak, Afganistan, Burma, Keşmir'de, daha önce Bosna ve Arnavutluk'ta lime lime doğrandığını ve çok daha önce de Müslümanların Endülüs ve Engizisyon Mahkemelerinde soykırıma maruz kaldıklarını görmüyor mu?

Ey Cumhurbaşkanı! Bu ümmet mi tüm dünyayı katlediyor? Haçlı koalisyonunun eliyle ölüm, soykırım ve karalama saldırılarına maruz kalan bu ümmet değil mi? İslam ümmetine işkence eden, hedef haline getiren, İslam'ı ortadan kaldırma rüyası gören ve amacı güden Haçlı ittifakı değil mi?

Kuru yaş her şeyi yok eden birinci ve ikinci Dünya Savaş'larında milyonlarca insanın ölmesine neden olan İslam ümmeti mi? Yoksa açgözlü kapitalizm ve Müslümanların kanına doymayan kapitalist ülkeler mi?

İslam ve Müslümanlar, tüm dünyaya düşman değiller. Aksine Âlemler için rahmet olan bir Risalet'in taşıyıcılarıdır.

وَمَا أَرْسَلْنَاك إِلَّا رَحْمَة لِلْعَالَمِينَ "Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik." ^{[Enbiya 107}] Müslümanlar, insanları karanlıktan aydınlığa, kapitalizmin zulmünden İslam'ın adaletine, dünyanın darlığından dünya ve ahiretin genişliğine çıkarmak istiyorlar.

قَدْ جَاءَكُم مِّنَ اللَّهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُّبِينٌ، يَهْدِي بِهِ اللَّهُ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ وَيُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ "Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir." ^{[Maide 15-16]}

Belki de Cumhurbaşkanı Sisi'nin tek doğru sözü, bizim dini devrime olan ihtiyacımızdır. Ancak bu devrim doğru yönde olmalıdır. İslam'ı deccalleştirmek ve Batının razı olacağı şekilde nassları tahrif etmek için Batı uşaklarının ülkemizde istedikleri gibi değil. Öyle ki bu devrim, dini devletten ayırma, kokuşmuş ulusalcılık ve tiksindirici milliyetçilik gibi İslam'a nispet edilen hatalı kavramları ondan arındıracaktır. Yöneticiyi alkışlamak, dalkavukluk yapmak ve güya dini söylemi modernize etmek kisvesi altında sözlerin yerlerini değiştirmekten başka işleri olmayan sözde ruhani din adamları tarafından kontrol edilen İslam tahakkümünden bizleri kurtaracaktır.  

Gelecek, yakındır ve gelecek bu yüce dine ait olacaktır. Bu din, dünyada açgözlü kapitalizmin kılıcı altında ezilen ve bir avuç kapitalist, oportünist ve paralı asker yararına insanlar üzerine kızgın lav püskürten cehennem makinesinin kalkanı kılınan tüm mazlumların tek güvenli limanı olacaktır. Allah'ın izniyle bu günler çok yakındır. Dünyada kol gezen zulüm ve adaletsizliğin ardından tekrar dünyaya adalet ve dürüstlüğü yaymak için Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet güneşi yeniden doğacaktır. Yarın çok yakındır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ "Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'ın ve Rasûlü'nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız." [^{Enfal 24]}