İslam ve Müslümanların tarihinde yaşanan en büyük felaket ve sancılı gün 3 Mart 1924’tür. O gün hain Mustafa Kemal Paşa, İngiliz efendilerini memnun etmek için Hilafetin kaldırıldığını açıkladı. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in vefatının ardından Hilafet, on üç yüzyıldan fazladır Müslümanların birliğinin sembolü olmuştur. On üç yüz yıldan fazladır Hilafet, davet ve cihat yoluyla İslam Risâleti’ni âleme taşımış, dünyada mazlumların hamisi olmuştur. Hilafet, bilgi, sanat ve gelişme alanlarında en yüksek standardı yakalamış, İslam’ı uygulamış ve Allah Rasûlü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuruna korumuştur. Hilafetin kaldırılmasıyla birlikte İslam’ın uygulanması ve yayılması durmuş, cihat iptal olmuş, Müslümanların birliği parçalanmış, Müslümanlar ve dünya artık kalkansız kalmış, İslam düşmanlarının sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e saldırısı bir norm haline gelmiştir.

İslam ve Müslümanlar, Hilafetin yıkılışından sonra doksan dört yıldır olduğu gibi tarihlerinde bu kadar çaresiz ve zavallı olmamışlardır. Bugün Keşmir, Filistin, Burma, Afganistan, Irak, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Suriye’de Müslümanların kanı, boğazlanan kurbanlık hayvanların kanı gibi oluk oluk akmaktadır. Tüm bunların nedeni, Müslümanların servet ve kaynaklarının ya da cesur silahlı kuvvetlerinin olmayışı değil. Silahlı kuvvetlerimiz, silah, füze, tank ve savaş uçağına sahip değil mi? Aksine tüm bunlara sahibiz, dahası nükleer gücümüz bile var. Ama Hilafet yok. Hilafet, bütün Müslümanları tek bir devlet altında toplayacak, İslam’ı ve Müslümanları düşmanlarından koruyacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

اِنَّمَاالاِمَامُ جُنَّة یُقَاتَلُ مِن وَّرَائہِ وَیُتَّقٰی بِه  “Gerçekten İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim]

Bugün ümmet, kalkandan yoksundur ve leşlere saldıran akbabalar gibi kâfirler de Müslümanlara saldırmaktadır.

Ey Pakistanlı Müslümanlar! Hilafetsiz yaşadığımız sürece çobansız sürü gibi olacağız. Kolayca vahşi hayvanların saldırısına maruz kalacağız. İslam, Müslümanlara İslam’ı uygulayan, Müslümanları ve tüm dünya mazlumlarını koruyan tek bir devletin olmasını farz kılar. Doksan dört yıllık tarih, ne ulus devletlerin ne Birleşmiş Milletler’in ne de uluslararası toplumun hiçbirinin İslam’ı ve Müslümanları koruyamayacağını kanıtlamıştır. Bu yüzden Müslümanlar arasındaki bu sınırları ortadan kaldırmak için Hizb-ut Tahrir gençleri ile birlikte hareket etmelisiniz. Ve yeniden Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak, muhteşem ve görkemli tarihinizi canlandırmak için çalışmalısınız.

وَعَدَ اللّٰهُ الَّذِينَ اٰمَنُوا مِنكُم وَ عَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ لَـيَستَخلِفَـنَّهُم فِى الاَرضِ كَمَا استَخلَفَ الَّذِينَ مِن قَبلِهِم  “Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını vadetti.” ^{[Nur 55]}