Pakistan gençliği ve kültürlü kesim, endişeli ve karamsar. Çünkü 2010 yılından bu yana değişim için umut bağlanan siyasi partiler, oportünistlerin, iktidar sevdalılarının ve açgözlü politikacıların yuvası haline gelmiştir. Pakistan gençliği, bu ülkeyi atalarının hayallerine göre dizayn etmek istiyor. Bu hayal ise bu ülkede İslam’ın kapsamlı şekilde uygulanmasını öngörür. Fakat Pakistan’ın yetmiş yıllık siyasi tarihi ve özellikle de son sekiz yıl, demokrasinin bozuk bir sistem olduğunu kanıtlamıştır. Bu bozuk sistemin bir parçası olduğumuzda, gerçek değişim yapamayız. Aksine iktidar sevdası olan politikacılar tarafından her zaman kandırılmaya mahkûm oluruz.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Pakistan gençliğine der ki sakın kandırılmayın, aptal yerine konmayın, aksine mevcut durum hakkında iyi düşünün ve kendinize şu soruyu sorun: Şuan ki bozuk demokratik sistemde gerçek değişim olmuyorsa, neden o zaman onu ortadan kaldırmıyoruz? Bozuk sistemde neden her zaman bozuk insanlar iktidara geliyor? İktidar koltuğuna ulaşmak için neden bozuk insanlara yaslanmak zorundayız? Tüm bu soruların cevabı aslında oldukça basit. Demokrasi, gayri İslami bir sistemdir. Demokraside kanun koyucu Allah değil insanlar olduğu için İslam hayattan dışlanmaktadır. Bu yüzden demokrasi ile gerçek değişimi getirmek için atılacak her adım başarısız olmaya mahkûmdur ve mahkûm olmaya da devam edecektir. O halde gerçek değişimin doğru yolu nedir?

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetini takip ettiğimizde, gerçek değişime ulaşabiliriz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in değişim metodu, siyasi parti ile siyasi ve fikri mücadele yürütmek, güç ve kuvvet sahiplerinden nusret talep etmektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, partisine İslam’a kapsamlı şekilde inananları kabul ediyor, İslami şahsiyet oluşturmak için sahabesini dikkat bir eğitimden geçiriyordu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve sahabesi siyasi mücadele yoluyla küfür sistemi ve düşüncelerine şiddetle saldırıyor, Allah’ın indirdiği İslam’ı alternatif bir sistem olarak insanlara cesurca sunuyordu. Açık ve net konuşuyor, kitleler ve güçlü insanlar arasında bu yeni sisteme kamuoyu oluşturmak için çalışıyordu. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, o zamanın yöneticileri ve müttefikleri ile hiçbir şekilde uzlaşmıyor, gelen güçlü Arap kabilelerinden devletin kurulması için nusret talep ediyordu. Evs ve Hazreç kabilelerinin nusret vermesiyle birlikte Medine’de ilk İslam Devleti kurulmuş oldu. İşte Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem değişim metodu budur: Siyasi parti ile politik ve entelektüel mücadele yürütmek ve Hilafeti kurmak için Pakistan silahlı kuvvetlerinden nusret talep etmektir.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Pakistan gençliğine diyor ki sakın umutsuzluğa kapılmayın, düş kırıklığına uğramayın, aksine bu acı ve buruk deneyimden ders alın. Allah’ın izniyle pek yakında Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet kurulacaktır. İşte gerçek değişim budur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُّؤْمِنِينَ “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.”^{[Ali İmran 139]}

Bu yüzden biz, gençleri ve kitleleri Hizb-ut Tahrir’in mücadelesine katılmaya ve Pakistan’da gerçek değişim yaratmak için el ele omuz omuza hep birlikte çalışmaya davet ediyoruz.