Hükümet, IMF şartları doğrultusunda sömürgecilerin “rekabetçi döviz kuru” taleplerini yerine getirdi. Rekabetçi döviz kuru, rupide düşüşe, enflasyonda artışa yol açtı. Rupideki düşüş, dolar bazlı benzin ve doğalgaz fiyatlarında artışa neden oldu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (OGRA), doğalgaz fiyatlarını 150 rupi olarak belirledi. Doğalgaz fiyatlarına zaten yüzde 143 zam yapılmıştı. Böylece mevcut rejimin iktidara gelmesinden bu yana doğalgaz fiyatları yüzde 205 artmış oldu. Zamlar, 1 Temmuz 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek. Yüksek enflasyon, üretim maliyetlerinde artışa yol açacak ve ihracat gelirlerindeki potansiyel kazanımları silip süpürecektir. Ardından hükümet, yüksek enflasyonla mücadele etmek için sömürgecilerin “talep daralması” politikasını benimsedi. Yüksek vergiler ve düşük harcamalar yoluyla ekonomiyi tıkadı. Hükümet, Pakistan’ın kredi notunu yükseltmek ve böylece kredi alabilmek için ekonomiyi bilinçli bir şekilde yavaşlattı. Hâlihazırda vergilerin yarısından fazlası faiz ödemelerine gidiyor. Bu, zehir kürünü daha fazla zehir alarak tedavi etmeye benzemez mi?

Ey Pakistan Müslümanları! Şoför koltuğunda hükümet oturuyor ama direksiyon, gaz pedalı ve frenler IMF’nin kontrolünde. Rejim IMF’ye itaat ederek işlerimiz üzerinde kâfirlerin hükümranlığına müsaade ediyor. Hâlbuki Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا “Allah kâfirler için müminler üzerinde bir yol kılmayacaktır.” ^{[Nisa 141]} Rejim, IMF reçetelerine uyarak bize zarar veriyor. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ“Zarar vermek ve zarara zararla mukabele etmek de yoktur.” ^{[İmam Malik, İbn Mace]} Müslümanlar şartlarına bağlıdır, dolayısıyla IMF şartlarına bağlı kalmalıyız denmez. Günah olan herhangi bir şart ya da sözleşmeye bağlı kalınmaz. Çünkü bu, Allah’ın cezasına davetiye çıkarır. Kaldı ki Pakistan’ın zenginlik içinde yaşamasının tek güvencesi İslam’dır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti, 4.25g ağırlığındaki altın dinarı, 2.975g ağırlığındaki gümüş dirhemi devlet para biri olarak belirledi. Maden para birimleri zati bir değere sahiptir, dolayısıyla yerel ekonomiyi enflasyondan korurken, döviz kurlarında istikrarı sağlar. Maden para standardı, devletin istediği zaman “para basma” yeteneğini kısıtlayarak, finansal ve dış sahada devletin disiplinli olmasını sağlar. Ayrıca uluslararası ticarette haksız kar elde etmek için ülkelerin döviz kurlarını manipüle etme kabiliyetlerini ortadan kaldırır. Nübüvvet metodu üzere Hilafet, altın ve gümüşe dayalı para birimi basacak, sistematik şekilde altın ve gümüş rezervi biriktirecek, rezervi korumak için gerekirse takas işleminde bulunacak, uluslararası ticaretin altın ve gümüşe dayalı olmasını sağlayacak, Batı para birimlerinin hegemonyasını paramparça edecektir. Öyleyse müminler, Allah’ın rızasını elde etmek için şeri hükümlere göre hükmetme konusunda gayret sarf etmelidirler!