28 Temmuz 2020’de Pakistan ordusu, El-Halid-İ muharebe tankını Zırhlı Kolordu Alayı’nın envanterine kattı. Bu vesileyle bir konuşma yapan Orgeneral Bajwa, “Eğer provoke edilirsek, yanıt veririz hem de tüm gücümüzle.”dedi. Pakistan Müslümanları, Bajwa-İmran rejiminin ne tür bir Hint provokasyonu beklediğine hayret ediyor. Zira Hindu devleti, işgal altındaki Keşmir’de acımasızca zulüm işliyor, Kontrol Hattı’na sürekli ateş açıyor, bombalıyor, sivillerimizi ve askerlerimizi şehit ediyor. Hindu devleti, on yıllardır kırmızıçizgi olarak kabul edilen Keşmir’i 5 Ağustos 2019’da zorla ilhak etti. Kız ve erkek kardeşlerimize yaptığı baskıyı artırdı. Şimdi de Modi, Keşmir’in ilhakının yıldönümünde Ayodhya’da Babari Mescidi kalıntıları üzerinde Ram Tapınağının temellerini attığını duyurdu. Bununla birlikte Bajwa-İmran rejimi, sağduyu politikasını sürdürmekte ve daha fazla provokasyon beklemektedir.

Dahası, Bajwa-İmran rejimi, Afgan-Hint ticareti için Wahga (Wagah) sınır kapısını açtı. Bu rejime göre Hindistan, Pakistan’ı FATF kara listesine koyma girişiminde bulunuyor. Ancak FATF taleplerini Pakistan yasalarının bir parçası haline getirerek Bajwa-İmran rejimi, bir adım öne geçti. Böylece hiçbir Müslüman, işgal altındaki Keşmir Müslümanlarına malı ya da hayatı ile yardım edemeyecek. Hindu devleti herhangi bir uluslararası norm veya etiği takmıyor. Hint hapishanelerinde bulunan Pakistanlı balıkçıları öldürüp cesetlerini Pakistan’a yolluyor. Kulbhushan Jadhav şebekesi aracılığıyla Pakistan’da mülkleri ve canları yok ediyor. Yine de Bajwa-İmran rejimi uykusundan uyanmış değil. Sadece yönetmelikler yayımlıyor. Böylece Hindu casus şebekesi Kulbhushan, yasal destek ve yardım alabiliyor.

Mevcut siyasi ve askeri liderlik, ölüler gibidir, duygu ve his yoksunudur. Sadece cesetleri sayıyor, yaralıların verilerini topluyor, bu tür verileri toplamak ve yayınlamak için atanan kafir haçlılarının katipleri gibi tweet atıyor. Pakistan yöneticileri, Pakistan için açık bir güvenlik riski haline geldi. Müslümanlara yanlış umut veriyorlar. Ağası Haçlı Amerika’nın, Keşmir’i bize geri vermesi için Hindistan’a baskı yapacağını ileri sürüyorlar. Dolaylı olarak Müslümanlara, ateist Çin’in Hindistan’ı ele geçireceği ve Keşmir’i bize geri vereceği izlenimini veriyorlar. Oysa Çin de Keşmir’in bir bölümünü işgal etmiştir, Sincan olarak bilinen Doğu Türkistan’da milyonlarca Uygur Müslümanına şuan zulmediyor. Bu rejim, son kırmızıçizginin ihlalinden sonra yeni bir kırmızıçizginin varlığına işaret ediyor. Hindu devleti karşısında aşamalı olarak geri adım atıyor. Ayrıca Hindistan, Azad (Kurtulmuş) Keşmir ya da Pakistan’ın herhangi bir yerine saldırı düzenlese, muhtemelen rejim sadece Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulunacaktır. Nasıl Müslümanlar bunlar? En zayıf imana sahip bir Müslüman bile Hint saldırganlığına cevap vermek için çoktan harekete geçmişti. Gökyüzü ve yeryüzü infilak etse dahi yine de onlar uykularından uyanmayacaklardır.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Demokrasi ve diktatörlüğün ürettiği liderlik, sömürgeci Amerika’nın Pakistan’daki güçlü ajanları olduğunu kanıtladı. Pakistan’ın kuruluşundan bu yana içi boş retorikler nedeniyle Gurdaspur, Haydarabat Dakkan, Doğu Nehri, Bengal, Siachen ve işgal altındaki Keşmir gibi birçok bölgeyi kaybettik. Müslüman silahlı kuvvetleri zafer ya da şehadet arzusu ile ancak Hilafet mobilize edebilir. Geçmişteki bu savaş politikası nedeniyle bin yıl boyunca Müslümanlar üç kıtada hüküm sürmüşlerdir. Birçok büyük güç zaman zaman bize haraç ödemişlerdir.

Sömürgeci efendilerine ve uluslararası düzeni kucak açan bu yöneticilerin söylemleri, işgal altındaki Keşmir’i asla kurtaramaz. Pratik adımlar atmanızın zamanı gelmiştir. Halifeye biat yemininden sonra gelgitler bizim lehimize dönecektir. Hilafet, yeni bir dünya düzeninin temellerini atmak için mevcut uluslararası düzeni reddedecektir. Ecel ve rızık her insan için sabittir, kimse onu değiştiremez. Kalem kaldırılmış, mürekkep kurumuştur. Daha önce yazılmamış hiçbir zorluk size dokunmaz.

Etrafınızda Hizb-ut Tahrir var. Bir adım öne çıkın ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin yeniden kurulması için nusret verin. O zaman ancak zillet ve zulüm dönemi sona erecek, yeni bir izzet ve hâkimiyet çağı başlayacaktır.

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ“Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”^{[Yusuf 21]}