Bajwa-İmran rejimi, medyadaki borazanları aracılığıyla uzlaşma götürmez konular üzerinde tartışma yarattı. İlk kıblemiz Mescidi Aksa’nın bulunduğu ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra yeri olan Filistin’in kutsallığı ve saygınlığı ihlal edilemez. Gayri meşru Yahudi varlığının tanınması önerileri ihanettir. Ümmetin öfkesi karşısında Dışişleri Bakanlığı, yalanlama yayınlamak zorunda kaldı. Böyle bir öneriyi dikkate almadıklarını söyledi. Ancak bu öneri, Filistin Yönetiminin Yahudi varlığı ile anlaşmaya varması halinde gelecekte Yahudi varlığının tanınmasının yolunu açacaktır. Bu büyük günahı işleme niyetindeki Pakistan’ın siyasi ve askeri liderliği açıkça bilmelidir ki, Filistin, bir İslam ülkesidir, İslam ordular tarafından fethedilmiştir. Ne yönetici, ne vatandaş, ne herhangi bir siyasi grup, ne Filistin halkı, ne de Hicaz ve Şam Arap liderliğinin, bu toprağın bir milimini bile Yahudi varlığına teslim etme hakkı yoktur.

Tüm Filistin’i kurtarmak, Müslümanların yöneticileri ve Müslüman ordular üzerine farzdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُمْ مِنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ“Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır.” ^{[Bakara 191]} Yahudiler, Ömer İbnu’l Hattab’ın, Ömer Ahitnamesi olarak bilinen Roma Hıristiyanlarının Yahudileri Kudüs’ten kovma talebini kabul etmesinden sonra Filistin topraklarını gasp etmeye ve Müslümanların yöneticilerden yasallık kazanmaya çalıştılar. 1901’de Yahudi lider Theodore Hertzle, Yahudilerin Filistin’e yerleştirilmesi karşılığında Osmanlı Hilafetine büyük miktarlarda para teklif etti. Halife II. Abdülhamit, Hertzle ile görüşmeyi reddetti ve sert bir yanıt gönderdi: “Dr. Hertzle bu projesinde daha fazla ileri gitmemesini öneririm. Ben bir karış dahi toprak satamam, zira o bana değil, halkıma aittir. Onlar, bu toprakları kanlarıyla mahsuldar kıldılar. Onu, bizden koparılmadan önce üzerini kanımızla bir kere daha kaplamayı biliriz... Yahudiler milyarlarını saklasınlar. Hilafet bölüşüldüğünde Filistin’i bedavaya alabilirler. Fakat ben sağ olduğum müddetçe bedenimin neşterle yarılması Filistin’in Hilafet Devletinden koparılmasından benim için daha kolay bir hadisedir. Ancak cesedimiz paylaşılabilir canlıyken parça koparılmasını kabul etmeyeceğim.”

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Pakistan liderliğindeki hainler, Müslüman toprakları alçak düşmanlarımıza teslim etmeye doğru ilerliyorlar. Topraklarımız üzerinde kâfirlerin otoritesine izin veriyorlar, oysa siz, kâfirleri savaş alanında yok etme yeteneğine sahipsiniz. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin yeniden kurulması için nusret verene kadar Mescidi Aksa’yı kurtarma onurundan mahrum kalacaksınız. Siz çelik ve ateş sahibi insanlarsınız, Filistin Selahaddin’i bekliyor. Hemen harekete geçin, ümmet tarafından sevilecek ve onurlandırılacaksınız. İsimleriniz nesilden nesle aktarılacak, Allah’a ve Rasûl’üne sadık kişiler olarak tarihe geçeceksiniz. Kâfirlerin ayağını kaydırın, İslam ümmetine şan ve üstünlüğünü geri kazandırın. Her şeyden önce Allah Subhânehu ve Teâlâ tarafından ahiretle, genişliği gök ve yer kadar geniş olan cennetle ödüllendirileceksiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَرِضْوَانٌ مِنَ اللَّهِ أَكْبَرُ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ“Allah’ın rızası daha büyüktür. Büyük kurtuluş işte budur.”^{[Tevbe 72]}