Pakistan, demokrasi, diktatörlük ve melez modelin ateşiyle kavrulduktan sonra bir kez yol ayrımına geldi. Ulusal diyalog ve uzlaşma komisyonu kurulması çağrısı, iktidar seçkinlerinin çeşitli fraksiyonları arasında bir güç paylaşımı anlaşmasına varmak ve ölmekte olan bu sisteme yeni bir hayat vermek içindir. Oysa Pakistan Müslümanları, mevcut acı verici bu statükoyu sona erdirmek için devrimci değişim arzusuyla yanıp tutuşuyor.

Pakistan’daki mevcut yönetim sisteminin başarısızlığının kaynağı, ister otokratik diktatör bir kişi olsun isterse kadın-erkek 342 kişilik parlamenter meclis olsun egemenliğin insanlara verilmesidir. Diktatör Müşerref, insanın egemenliği nedeniyle toprağı, hava koridorlarını, orduyu, istihbaratı ve kaynakları dolarlar karşılığında ABD’nin emrine verdi, meclis de on yedinci değişikliği geçirerek onun bu ihanetini onayladı. Yine insan egemenliği nedeniyle Ulusal Uzlaşma Komisyonu, ulusal kaynakları soyanları ve yağmalayanları affetti. İnsanın egemenliği, Zerdari ve yandaşlarının CNG, enerji ve diğer sektörde yolsuzlukları yasallaştıran politikalar geliştirmesine izin verdi. İnsanın egemenliği, Amerikan Raymond Davis terör ağının tuzağına düşülmesine, ABD’nin FATA’da drone operasyonları başlatmasına ve IMF ile anlaşmalar imzalanmasına izin verdi. İslam’a göre bunların hepsi yasaktır. Nevaz’ın iktidarı sırasında insan egemenliği, IMF ile anlaşmalar yapılmasına, Ulusal Eylem Planı kapsamında Pakistan’ın her şehrinde ABD Haçlı seferi başlatılmasına, 21. anayasa değişikliğine olanak tanınmasına, CPEC adına faiz yükünün katmerleşmesine, Modi’nin saldırganlığı karşısında boyun eğilmesine ve Pakistan’ı Batı liberal değerleriyle kirletilmesine izin verdi. İnsan egemenliği, Bajwa-İmran melez rejiminin ekonomiyi IMF’ye teslim etmesine, cihat ile püskürtmek yerine işgal altındaki Keşmir’i Modi’ye bırakmasına, Modi’nin işgal altındaki Keşmir’i zorla ilhakına uluslararası bir gerekçe vermek için Gilgit-Baltistan’a il statüsü kazandırılmasına izin verdi.

Allah’ın egemenliğine dayanan Hilafet sistemi sadece gerçek bir değişim getirecektir. Hilafet, Allah’ın emirlerini uygulayarak ve liberal değerlerin aşındırıcı kirliliğini sona erdirerek istikrarlı aile hayatını geri kazanacaktır. Hilafet, ezilenleri ezen yozlaşmış İngiliz sömürgeci dönem yasasını sona erdirerek hızlı ve bağımsız adaleti sağlayacaktır. Hilafet, Müslüman dünyasının şehirlerini, yüzyıllar boyunca olduğu gibi dünya için bir hidayet ve ilim feneri haline getirecek, en parlak zihinlerimizi dünyanın en uzak köşesine kaçmaya zorlayan düşük kaliteli ve yozlaşmış eğitim çağını sona erdirecektir. Hilafet, yöneticilerin İslam’a göre Müslümanların işlerini gütmesini sağlayacak, insanın egemenliğinin sefil yükünü, askeri ve sivil egemenlik arasındaki yıkıcı dalgalanmaları, arka kapı anlaşmalarını ve halka açık sokak dramasını sona erdirecektir. Recep 1442’de Hilafetin yıkılışının üzerinden yüz yıl geçmiş olacaktır, oysa Müslümanların üç gün ve üç geceden fazla Halifesiz kalması caiz değildir. O halde güç ve kuvvet ehli öne çıkmalı, Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelidir. Biz, Allah’ın indirdikleriyle yönetecek yöneticilere sahibiz.

فَسَيُنْغِضُونَ اِلَيْكَ رُؤُ۫سَهُمْ وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَن يَكُونَ قَرِيباً “Bunun üzerine başlarını sana sallayacaklar ve “Ne zamanmış o?” diyecekler. “De ki: “Yakın olsa gerek!”^{[İsra 51]}