Her ne kadar Bajwa-İmran rejimi, FATF’nin talebi üzerine Müslümanların ve İslam’ın kilit çıkarlarını kurban etse de FATF Pakistan’ı yine de gri listede tuttu ve bir kez daha Pakistan’dan “daha fazlasını yapmasını” istedi ve Pakistan’a dört ay daha zaman tanıdı. Üç günlük FATF toplantısının son günü 25 Şubat 2021’de örgüt, Pakistan’ın yirmi yedi öneriden üçü üzerinde daha fazla çalışması gerektiğine karar verdi. Bu yüzden Pakistan, Haziran 2021’e kadar gri listede kalacak, ardından durumu yeniden değerlendirilecek.

FATF, mevcut sömürgeci dünya düzeninin bir kurumudur ve dünya milletlerini küresel güçlerin taleplerine boyun eğmeye zorlamıştır. FATF’nin taleplerinden biri de Keşmir’deki cihatçı hareketin bastırılması ve belinin kırılmasıdır. Bu bağlamda Cemaat ud Dawa’nın lideri Hafız Saeed, Temmuz 2019 ve Kasım 2020’de iki kez tutuklandı ve terörizmi finanse ettiği iddiasıyla on buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı, ayrıca tüm mal varlıklarına el konuldu. Ocak 2021’de Lahor’daki terörle mücadele mahkemesi, Hindistan tarafından aranan Lashkar-e-Taiba Komutanı Zaki-ur-Rehman Lakhvi’yi “teröristleri” finanse ettiği gerekçesiyle beş yıl hapis ve 300.000 rupi para cezasına çarptırdı. Buna göre Pakistan’ın işgal altındaki Keşmir mücahitlerinin finansmanını, terörü finanse etmek olarak kabul edip etmediği sorusu gündeme geliyor. Eğer terör olarak kabul ediyorsa, bu durumda işgal altındaki Keşmir’in statüsüne ilişkin pozisyonunun da değiştiği kabul edilmelidir. FATF’nin talebi üzerine birkaç Afgan cihatçı lider terörist olarak ilan edildi ve finansmanları yasaklandı. Hâlbuki Pakistan, kalkınma harcamaları ve ihracatın dondurulması ve doğrudan yabancı yatırımlardaki düşüş nedeniyle şu ana kadar 38 milyar dolar kaybetti.

Birleşmiş Milletler, IMF ve FATF gibi uluslararası sömürgeci kurumlara kölelik nedeniyle işgal altındaki Keşmir’i kaybetmekle kalmayıp, aynı zamanda Afganistan ve Hindistan’ın diğer bölgelerinde de nüfuzumuzu kaybettik. Dünya gücü ya da Asya kaplanı olma hayali bir yana muharip düşmanımız Hindistan’a karşı direnmemize bile izin verilmiyor. Dış ilişkilerin yanı sıra Pakistan ekonomisi de ciddi şekilde zarar görüyor. 2008’den 2021’e kadar Pakistan, üç kez FATF’nin gri listesine girdi. Açıkçası bu küresel düzenin altında yüz yıl bile geçse, asla küresel güç olamayız. Oysa Orta Asya ve Körfez’i birleştiren Pakistan gibi güçlü bir ülkede Hilafetin kurulmasıyla hemen güçlü bir küresel güç haline gelebiliriz. Hilafet, Batı ürünü mevcut küresel düzeni yıkacak, adalete dayalı yeni bir dünya düzeni kuracak ve böylece İslam, yeniden aslına rücu edecektir. Bu yıl Receb ayında Hilafetin yıkılışının Hicri 100. yıldönümünü yaşıyoruz. Ey Müslümanlar! Hilafeti kurun ve kaybolan statünüzü yeniden kazanın.

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَنْ يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلالا بَعِيدًا  “Sana indirilen Kuran’a ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Putlarının önünde muhakeme olunmalarını isterler. Oysa, onları tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister.”^{[Nisa 60]}

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#خلافت_کو_قائم_کرو