18 Mart 2021’de İslamabad Güvenlik Diyaloğu Konferansı’nda bir konuşma yapan Orgeneral Bajwa, “Keşmir meselesi barışçıl bir şekilde çözülmeden alt kıtada bir uzlaşının daima raydan çıkmaya açık olduğunu, geçmişi gömmenin ve ileriye hareket etmenin zamanının geldiğini”söyledi. Soruyoruz, Orgeneral Bajwa, hangi geçmişten bahsediyor? Daha açık olabilir mi? Açıkça ABD’nin Hindu Devletinin işgali altındaki Keşmir’i yok etme planına bağlılığını mı ilan ediyor? Washington’un talebi doğrultusunda Hindistan, bölgedeki tüm Müslümanları tehdit eden haksız bölgesel hegemonik bir güç olarak ortaya çıkacaktır.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, halkına yalan söylemeyen bir liderdir. Bu vesileyle aşağıdaki üç noktayı vurguluyor:

Birincisi: İşgal altındaki Keşmir’in barışçıl bir şekilde çözümü, Hindistan ile takas yoluyla olmaz. Çünkü takas yapmak için ilk etapta Keşmir’e sahip olmak gerekir. Keşmir toprakları, İslam topraklarıdır. Allah için fethedilmiştir ve Kıyamet gününe kadar da İslam toprakları olarak kalacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, o toprakların kurtarılması için savaşmayı emrediyor, hiç bir şey İslam ümmetini bu günahtan kurtaramaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُم مِّنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ وَالْفِتْنَةُ أَشَدُّ مِنَ الْقَتْلِ“Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır.”^{[Bakara 191]} Gerçekten de, Pakistan ordusu, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın yardımıyla, Pakistan ve işgal altındaki Keşmir Müslümanlarının desteğiyle işgal altındaki Keşmir’i tamamen kurtarabilir.

İkincisi: Müslüman toprakları işgal edenlerle ve dinimizle savaşlarla yakınlaşma ya da normalleşme olmaz. Hindu Devleti, zaten otoritesi altındaki Müslümanlara karşı savaş yürütüyor, otoritesi dışındaki Müslümanlara zarar vermek için ise hiçbir kötülüğü esirgemiyor. Daha önce yüzyıllar boyunca olduğu gibi Hint Yarımadası İslam’ın güdümüne girerse ancak Müslümanlar ve bölge halkı için barış söz konusu olacaktır.

Üçüncüsü: Savaş olmadan barış olmaz; bu, aşağılayıcı bir teslimiyettir. Düşmanı bize karşı daha fazla ve daha iddialı eylemlere teşvik eder. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَا تَرَكَ قَوْمٌ الْجِهَادَ إلاّ ذُلّوا“Bir millet, Allah yolunda cihadı terk edecek olursa Allah, o kavmi zillete düşürür.”^[Ahmed] Açıkçası Ağustos 2019’dan bu yana mevcut yöneticiler, cihat etmek şöyle dursun, cihadın yolunda duruyorlar. Bu nedenle onları ortadan kaldırmalıyız ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmalıyız. Hilafet, işgal altındaki Keşmir’i kurtarmak ve Hint Yarımadası’nın her yerinde İslam’ın hâkimiyetini sağlamak için savaşmaktan asla geri durmayacaktır.

Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti duruşunu açıkça ilan ediyor ve Müslümanları yanında durmaya ve sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkmaya çağırıyor.