Pakistan’da gazeteciler, medya organları, avukatlar, muhalefet partileri ve insan hakları örgütleri, Pakistan Medya Geliştirme Otoritesi (PMDA) yasası için harekete geçti ve ülkedeki basın özgürlüğünü ciddi şekilde baltalayacağını belirtti. Buna karşılık hükümet, yasanın yalan haberi önlemeye yönelik olduğunu ileri sürdü ve medya çalışanlarına yeni haklar getireceğini iddia etti. Müslümanlar, muhalefete pek fazla sempati duymazlar, ancak hükümetin bu yasayla, rejimin Amerikan yanlısı Afganistan pozisyonunu ifşa eden Hizb-ut Tahrir’in altı gencinin Karaçi’de kaçırılması dâhil, hesap verebilirliği öldüreceğini düşünüyorlar.

Benzer şekilde rejim, gazetecileri de kaçırıyor, rejim yanlısı haberler yaymaları için baskı yapıyor. Ümmet, medyanın büyük bir bölümünün sömürgeci aparatı haline geldiğini, hükümet veya yabancı güçler yanlısı haberler servis ettiğini, İslam karşıtı liberal anlatılarla ümmeti yanlış yönlendirdiğini görüyor. Bu yüzden ana akım medya güvenilirliğini kaybetmiş, sosyal medyaya doğru kaydığı için ümmet mevcut krize ilgisiz kalmıştır.

Medya, Hilafet Devletin vazgeçilmez bir organıdır, ama özel medyaya da yer verilecektir. Medya, İslam ideolojisini dünyaya yaymak için devlet izleyeceği politikanın ayrılmaz bir parçasıdır. Hilafet Devletinde medya lisansı diye bir şey yok. Kuruluşunu bildirmesi yeterli. Tüm medya organları, yayınladıkları basılı veya görsel haberlerinden sorumlu tutulacaktır, medya politikasını ihlal etmeleri durumunda bağımsız İslam yargısı önünde hesap vereceklerdir. Devlette hesap verebilirliğinin temeli, iyiliği emretme, kötülüğü yasaklama politikasıdır, liberal Batı uygarlığının ifade özgürlüğü değil. Medya organlarının yabancı hükümetler veya kurumlarla bağımsız ilişkiler kurmasına izin verilmeyecektir.

İslami olmayan hiçbir konu yayınlanamayacak, devletin temelini ve esasını baltalayacak haberler servis edilemeyecektir. Tüm Müslümanlar ve gazeteciler, hükümet yetkililerini ve yöneticileri, İslam temelinde muhasebe etme anayasal hakkına sahip olacaklardır. Nitekim bir Bedevi, sahip olduğu iki elbiseden dolayı ve bir kadın da mihri sınırlandırdığı için Ömer’i muhasebe etmiştir. Her medya organı, basılı veya görsel haberlerinden sorumlu olacak, bağımsız İslam yargısı önünde hesap verecektir.

Demokrasi ve diktatörlükte yasalar, Kur’an ve Sünnetten ziyade insanların kapris ve arzularına göre yapılır. Dolayısıyla yöneticiler, bireysel ve sömürgecilik çıkarları korumak için iktidara gelirler, bazı güçlü medya organları da aynı şeyi yapar. Hilafet medyası, değişmez İslam Şeriatının politikasına göre faaliyet yürütecek, Halife ya da ümmet meclisi bu politikayı değiştiremeyecektir. Hilafet medyası, kapitalist ülkelere karşı küresel bir kampanya yürütecek, yıkıcı sömürgecilik politikalarını, yanlış inançlarını ve ideolojilerini ifşa edecek, İslam’ın ülkelerine girişinin zeminini hazırlayacaktır. Kitlelerin kalpleri ve zihinleri kazanıldıktan sonra İslam’ın önünde engel olarak duran yöneticileri ortadan kaldırmak için askeri güç kullanılacaktır. İslam medyası, yöneticileri muhasebe edecek, sadece Allah’tan korkacak, cesaret, doğruluk ve dürüstlük abidesi olacaktır.