Hindistan’dan fırlatılan süpersonik Brahmos seyir füzesi, Pakistan hava sahasını ihlal edip Pencap eyaletinin Mian Channu şehrine düştü. Pakistan yöneticileri, Hindistan’ın bu saldırganlığına sözlerle karşılık verdiler. Batının sessizliğini bozması gerektiğinden bahseden hain yöneticiler, aksi takdirde saldırganlığın kazara bir savaş yol açabileceğini söylediler. ABD’nin stratejik müttefikliğinden önce BJP liderliğindeki Hindistan’ın her saldırganlığına nükleer füze kullanımı da dâhil olmak üzere misliyle karşılık veriliyor, işgal altındaki Keşmir’de cihada her türlü eğitim, altyapı ve finans desteği sağlanıyordu. Bu yüzden Hindistan, 900 bin askerini kaybetti. Sihlerin Khalistan hareketine ilham olundu. İster işgal altındaki Keşmir’in zorla ilhakında olsun isterse işgal altındaki Keşmir ve Hindistan’da Müslümanlara yapılan acımasızca baskıda olsun Bajwa-İmran rejimi, Hindistan’ın bölgede egemen güç olarak yükselişini engellememek için Biden’ın talepleri doğrultusunda itidalli hareket etmekte.

Omurgasız Bajwa-İmran rejimi, itidalli hareket ederek Kontrol Hattı’nda korkakça ateşkes anlaşması imzaladı. Ateşkes anlaşmasıyla Hindistan, Biden’ın talepleri doğrultusunda tamamen Çin’e odaklandı. Oysa Pakistan ordusu, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden sonra özellikle de Çin-Hindistan gerginliğinin arttığı ve dünyadaki büyük güçlerin Ukrayna’ya odaklandığı bir zamanda işgal altındaki Keşmir’i kurtarmak için Kontrol Hattını kolayca aşabilirdi. Tam tersine rejim, Hintli terörist Kulbhushan Yadav için özel bir yasa çıkardı, Hint Donanmasına ait denizaltıların Pakistan sularını iki kez ihlal etmesine, Hint hipersonik füzesinin Pakistan hava sahasını ihlal etmesine izin verdi. Dahası Hindistan, Pakistan topraklarına saldırdı, Pakistan’ın nükleer caydırıcılığın zayıflığından ötürü Pakistan topraklarına ikinci kez saldırıda bulundu.

Pakistan’ın askeri ve siyasi liderliği, nükleer kapasiteye sahip dünyanın en güçlü Müslüman askeri gücünü Hint silahlı kuvvetlerinin hedefi haline getirdi. Bajwa-İmran rejiminin itidalli hareketi, Modi’yi cesaretlendirdi, Modi de Pakistan’ı Hindistan liderliğindeki bölgesel bir oluşum içinde bir alt devlet haline getiren ABD çıkarlarını güvence altına aldı. ABD, çıkarları uyarınca ajanlarını tereddüt etmeden her an yüzüstü bırakabilir. Zelenski bunun farkına vardı ama geç farkına vardı. Şubat 2019’da olduğu gibi Pakistan ordusu seferber edilmeli, Hindistan’ın füze fırlatma rampalarını yok etmek, işgal altındaki Keşmir’i kurtarmak için kontrollü saldırıların ötesine geçmelidir.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri aslanları! Bu kadarı yeter artık! Siyasi ve askeri liderliğin itidalli hareketi daha yetmedi mi? Modi’nin yeniden seçilmesine ve Biden’ın çarpık hırslarına artık izin verilmemeli. Muhammed bin Kasım’ın, Mahmud Gaznevi’nin ve Ahmed Şah Abdali’nin yasal varisleri olarak Hindistan zorbalarının küstahlığı tarihe gömülmelidir. İslam ümmeti zillet çukurunda debeleniyor. Düşmanlara kalbine korku salmak, müminlerin kalbine şifa olmak için Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e olan yükümlülüğünüzü yerine getirin. Müslümanları Biden’ın siyasi ve askeri korkak ajanlarından kurtarın. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Raşit Halife, Hindistan’ın saldırganlığını durduracak, işgal altındaki Keşmir’i kurtaracaktır. Hilafet, Hint Yarımadası’nda İslam’ın egemenliğini tesis etmenin ilk adımıdır. Modi’nin bağnaz politikası nedeniyle siyasi kutuplaşma yaşayan Hindistan, şuan Çin’le boğuşmakta, Batılı destekçileri de Ukrayna kriziyle uğraşmaktadır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَن يَتَوَلَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ آمَنُوا فَإِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ  “Kim Allah’ı, O’nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir.”^{[Maide 56]}