Pakistan Merkez Bankası (SBP) Para Politikası Kurulu (MPC) faiz oranlarını yüzde 1,5’dan yüzde 15’e yükseltti. SBP’den yapılan açıklamada, faiz oranlarındaki artışın ekonomiyi yavaşlatacağı, ancak bu tür talep daralmasının şart olduğu, aksi takdirde yüksek büyümenin istikrarsızlığa yol açacağı, enflasyonu kötüleştireceği iddia edildi. Bu acımasız ve yıkıcı önlemlerden sonra bile enflasyonu yüzde 20’nin altında tutmak için yoğun çaba gösterilecektir. Kapitalist ekonomi ve onun insanlık dışı kararları, milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarından yoksun kalmasına neden oluyor. Kalkınma çabalarının ya yüksek enflasyona ya da resesyona yol açtığı kapitalizmin aksine Hilafet ekonomisi, istikrarlı temeller ve ilkeler üzerine kuruludur, başlangıçta bu tür yıkıcı dalgalanmaların ve esintilerin oluşmasını engeller.

Kapitalist ekonomide, serbest piyasa kapitalizmi adı altında para, özel bankalar, borsalar ve türev piyasalar aracılığıyla dolaşıma sokulur. Paranın piyasa aracılığıyla dolaşımı, son zamanlarda inşaat, tekstil, otomobil, gübre ve çimento sektörlerinde olduğu gibi ekonomide yapay, istikrarsız baloncuklar yaratır. Mevcut krizden önce, bu tür sektörlere sübvansiyon sağlandı. Böylece yapay büyüme de patlama yarattı. Patlamalar, dolar cinsinden dış kredilerle finanse edildi. Bu sektörlerin hammadde ithalatına izin verildi. Bu endüstriler, halkın vergileri ile sübvanse edildi, öyle ki, bu birkaç endüstri yaklaşık bin milyar rupi kâr elde etti. Artık baloncukların patlama zamanı geldiğine göre bu oynaklığı yönetmek adına tüm ekonomiden çılgınca para pompalandı. Görünürdeki felaketler yüzünden insanlardan daha da fazla vergi alınacak, faiz oranlarının yüzde 15’e çıkarılması işsizliği artıracak, ekonominin tıkanmasını sağlayacaktır.

Kapitalizmde özel sektörün egemen olduğu ekonominin aksine İslam’da eğitim, sağlık, ağır sanayi ve altyapı devletin kontrolündedir. Su, enerji ve mineraller gibi kamu malları doğrudan devletin denetimdedir. Hilafette, faiz temelli bankacılık, borsa veya türev piyasalar olmayacaktır. Bu piyasalar, yapay baloncuklar yaratır, baloncuklar patladığında da ekonomiyi resesyona sokar. Hilafette sermaye, yatırımlar, ortaklığa dayalı şirketler ve devlet faaliyetleri yoluyla reel ekonomide, tarımda, sanayide ve ticarette dolaşır. Dolayısıyla sermayedeki artış, reel ekonomik faaliyetin bir sonucudur. Yapay olarak şişirilmiş ekonomik baloncuklara yol açmaz. İslam, ekonomiyi öyle düzenlemiştir ki toplumdaki bazı zenginlikler piyasa, bazı zenginlikler de devlet yoluyla insanlara dağıtılır. Örneğin, İslam petrol, gaz ve minerallerin özelleştirilmesine izin vermez. Böylelikle bu zenginlik, piyasa aracılığıyla halka dağıtılmaz. Buna karşılık, Allah’ın Şeriatı petrol, gaz ve minerallerin kamu malı olmasını emreder. İslam, devleti bu kamu mallarını denetlemekle ve uygun fiyatlarla halkın hizmetine sunmakla yükümlü kılar. Hangi zenginliğin piyasa güçleri, hangilerinin devlet aracılığıyla dağıtılacağına, her şeyin en iyisini bilen Allah Subhânehu ve Teâlâ karar vermiştir. İlahi Şeriat kanunlarının uygulanmasıyla İslam, özel, devlet ve kamu mülkiyeti ile ilgili faaliyetlerde mükemmel bir denge kurar. İster kapitalizm ister komünizm olsun sınırlı ve aciz insan aklından çıkan hiçbir ideoloji İslam ile boy ölçüşemez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى  “Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.”^{[Taha 124]}

Ey güç ve kuvvet ehli! Pakistan’ın siyasi dirilişi ve ekonomik refahı, yalnızca İslami sistemin uygulanmasına bağlıdır. Pakistan’ın mevcut yöneticileri, dış borçları ödemek için ekonomik kararlar alırken, bir avuç Pakistanlı elitin ekonomik çıkarlarını da koruyorlar. Hilafetin yeniden kurulması için hemen nusret verin ki halkımız bu sömürücü kapitalist sistemden biran önce kurtulsun. Geçmişte Hilafetin ekonomik sistemi, sadece halkın ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda davet ve cihada dayalı bir savaş ekonomisinin gereksinimlerini de karşılamıştır. Bugün bile Hilafet, İslam’ın ekonomik hükümlerini uyguladığında, Müslüman bölgelerinin refahını ve kalkınmasını sağlayacaktır.