حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2024–MB–TR–02 |
H. 9 Raceb 1445 M. Pazar, 21 Ocak 2024 |
Müslüman Silahlı Kuvvetleri, Mübarek Toprak Filistin’i Kurtarmak İçin Tel Aviv’e Füze Yağdırmak Yerine Sapık Ulus Devlet Yüzünden Müslüman Ülkesine Füze Saldırısında Bulunuyor
İran’ın drone ile Pakistan’ın Panjgur ilçesine saldırı düzenlemesinin ardından Pakistan da İran’ın Sistan bölgesine saldırı düzenledi. Bu karşılıklı saldırılar, Müslüman güçlerin bölünmesinin ve bunun sonucunda ortaya çıkan vehin ve zayıflığın asıl nedeninin ulus-devlet kavramı olduğunu doğrulamaktadır. İran, Kirman kentinde Müslümanların şehit edilmesinin ardından Suriye, Irak ve Pakistan’ı vurdu, Pakistan da İran’ı vurdu. Demek ki Gazze ve Batı Şeria’da 24 bin Müslümanın şehit edilmesi, İran ve Pakistan’ın Müslüman ordularını Mübarek Toprak ve Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek için seferber etmek yetmedi. Milliyetçilik temelinde ulus devlet topraklarına, Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emrettiği şekilde İslam’ın kutsallarından daha fazla değer verilmesi aslında sapıklıktır.
Belucistan eyaletinin Sabzkoh ve Panjgur bölgelerinde Müslüman çocukların öldürülmesinden birkaç saat sonra Pakistan, İran büyükelçisini sınır dışı etti. Pakistan silahlı kuvvetleri alarma geçirildi ve “Marg Bar Sarmachar” (İsyancılara Ölüm) operasyonu için seferber edildi. Daha önce Şubat 2019’da Hindu Devletinin Balakot’a düzenlediği hava saldırılarına misilleme olarak Pakistan silahlı kuvvetleri birkaç saat içinde seferber edilmiş, Hindu devletine güçlü, dudak uçuklatan bir yanıt vermiştiler. Siyonist Yahudiler Gazze’yi yerle bir ettiler, ormandaki hayvanların bile işlemeyeceği suçlar işlediler. 7 Ekim saldırısının üzerinden 100 gün geçmiş olmasına rağmen Pakistan’ın askeri liderliği, Gazzeli Müslümanların çığlıklarına “Siyonist İşgale Ölüm” operasyonu düzenleyerek yanıt vermedi. Bu kötü ulus-devleti mezara gömmeden Müslümanlar için kurtuluş olamaz. Ulus devlet anlayışı Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin kurulmasıyla ancak tarih olacaktır.
İran’a düzenlenen saldırılar, ekonominin zayıf olduğu iddialarının, Pakistan’ın “iç güvenliği ve siyasi sorunlarının” ve uluslararası yaptırım korkularının, ucuz bir bahaneden ibaret olduğunu doğrulamıştır. Efendi Amerika’nın ulus devletin kırmızı çizgilerini ihlal etmesi hariç ulus devlet idolüne saygısızlık kabul edilemez. Washington, siyasi ve askeri liderliğimizin güvenlik kıblesidir. Bu puta saygısızlık yapıldığında ancak saldırı düzenleniyor ya da büyükelçi sınır dışı edilerek diplomatik ilişkiler kesiliyor. Alemlerin Rabbinin indirdiği Kur’an-ı Kerim yakıldığında, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in mukaddesatına tecavüz edildiğinde ya da Müslümanlar aylarca, hatta yıllarca şehir şehir şehit edildiğinde ne hikmetse hiçbir şey yapılmamaktadır.
Aynı şekilde füze saldırıları, askeri gücümüzün, askeri kabiliyetimizin ve kuvvetlerimizin hazırlığının en üst düzeyde olduğunu teyit etmiştir. İslam ümmeti ister Yahudiler ister Hindu Devleti isterse Amerika olsun, her türlü gerçek düşmanla baş edebilecek kapasitededir. Bizim asıl sorunumuz, Müslümanların askeri ve siyasi liderlerinin yozlaşmış, adaletsiz Batı dünya düzenine tam destek vermesidir. Müslümanların liderleri yalnızca ABD önderliğindeki dünya düzeninin izin verdiği eylemleri gerçekleştirmeye özen gösterirler. Dolayısıyla bu liderlikleri devirmeden İslam’ın ve Müslümanların kutsallarını asla koruyamayız ve gerçek bağımsızlığı asla sağlayamayız.
Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Müslümanların gözünde itibarınız yerle bir olmuştur. Gazze’deki acı sahneler karşısında kadınlar gibi ağıt yakmanız, düşmanlarınızın gözünde itibarınızı sarsmıştır. Pakistan Müslümanları da dahil olmak üzere İslam ümmetinin “cesaretiniz, şerefiniz ve İslami ruhunuz nerede” diye sorma hakkı vardır. “Emir almadık” mazeretinizi ne Allah ne de müminler katında makbul değildir. Amerika’nın hain ajanlarına itaatiniz, sakın sizi cehenneme ateşine sevk etmesin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ “O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kafirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler.” [Fetih 29] Müslümanların liderleri kâfirlere karşı ipek gibi yumuşak olsalar da kafirler, Müslümanlar ile ateş ve barut diliyle konuşmaktadırlar. İslam, işgal altındaki toprakları kurtarmak için Allah Subhânehu ve Teâlâ yolunda cihat etmenizi emreder. O halde hadi yolunuza çıkan hainleri ortadan kaldırın.
İslam, düşmanlara hizmet eden yöneticilerin ortadan kaldırılmasını emrettiği gibi başınıza Allah’ın indirdikleriyle hükmeden samimi bir liderlik getirmenizi de farz kılar. O halde, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için seçkin Alim ve devlet adamı Şeyh Ata Bin Halil Ebu Raşta liderliğinde Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Ancak o zaman sizi zafer veya şehadet için seferber edecek bir liderliğe sahip olacaksınız. Kurtarılmış Mescid-i Aksa’nın kapılarını ellerinizle açacak, yüksek sesle tekbirler getireceksiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir.” [Rum 4]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |