Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PK–BA–2024–MB–TR–13 H. 11 Ramazan 1445
M. Perşembe, 21 Mart 2024

İslam Kardeşliğini Yeniden Canlandıracak Olan Raşidi Hilafet, Pakistan Ordusu ve Aşiret Bölgelerindeki Müslümanları Kâfirlere Karşı Tek Vücut Yapacaktır

Mübarek Ramazan ayında Pakistan ordusu Müslümanları ile kabile bölgelerindeki Müslümanlar arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda Müslüman kanı aktı. 17 Mart’ta yedi askerimiz hayatını kaybetti ve ardından 18 Mart’ta Pakistan Hava Kuvvetlerinin Afganistan’daki Müslümanlara hava saldırısı düzenlemesi sonucu çok sayıda Müslüman hayatını kaybetti. Ardından Taliban’ın Pakistan’a hava saldırısı düzenlemesi sonucunda hayatını kaybeden Müslümanlar oldu ve bu Ramazan günlerinde onlarca Müslüman hayatını kaybetti. Aramızda uzun yıllardır devam eden çatışmalarda binlerce Müslüman hayatını kaybetti. İki taraf da inadından geri adım atmıyor. Her iki tarafta da yaşamını yitiren müminler oluyor. Oysa her iki tarafın da inandığı ve Peygamberleri olan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

قَتْلُالْمُؤْمِنِأَعْظَمُعِنْدَاللهِمِنْزَوَالِالدُّنْيَا“Allah katında bir müminin öldürülmesi, dünyanın yok olmasından daha büyük (bir cürüm)dür.” [Nesai]

Ey Müslümanlar! Mümin nerede doğarsa doğsun veya hangi ırka mensup olursa olsun öldürülmez. Durum, Pakistan Genelkurmay Başkanı’nın 24 Ocak’ta söylediği gibi değil: “Bir Pakistanlının güvenliği söz konusu olduğunda, Afganistan elbette kınanabilir ve lanetlenebilir.” Kesinlikle böyle değildir.

Ey Pakistan ordusu ve kabile bölgelerindeki Müslümanlar! Bir Müslümana çevrilen her kılıcı kırın ve silahlarınızı gerçek düşmanlarımıza, bizimle savaşan ve topraklarımızı işgal eden kindar kâfir ülkelere çevirin. Aramızdaki çatışmanın uzamasını isteyen bu kâfir ülkelerdir, bizler birbirimizle savaştığımızda bizleri destekliyorlar. Örneğin savaşa desteğini ifade etmek için Amerikan büyükelçisi, Cumhurbaşkanı Zerdari ile görüştü. 18 Mart’ta ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan basın açıklamasında “Büyükelçi Veziristan’da meydana gelen son terör saldırısında hayatını kaybeden Pakistanlı askerler için taziyelerini iletti ve ABD’nin terörle mücadelesinde Pakistan’ın yanında olduğu konusunda Cumhurbaşkanına güvence verdi.” ifadeleri yer almıştır. Kâfirler, Sudan’dan Pakistan’a kadar Müslüman ülkelerdeki çatışmaları teşvik etmekte, ABD büyükelçileri şeytanların vesvesesi gibi çatışmaları kışkırtmakta ve tahrik etmektedir. Gücümüz ve kuvvetimiz başkalarında değildir, mümin kardeşler olarak bizdedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ للهِ جَمِيعاً“Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 139]

Ey Pakistan ordusu ve kabile bölgelerindeki Müslümanlar! Aramızda devam eden savaş, Amerika’nın, bölgesel güvenlik dengesi yaratmak için arzuladığı bir şeydir. Biz birbirimizle savaşırken, Amerika’nın müttefiki baş düşmanımız Hindistan, bize hegemonyasını dayatmaktadır. Müslüman Pakistan ile Müslüman Afganistan arasındaki sınırlar alev alev yanarken, Hindu devletiyle olan sınırımız sakin ve soğuk kalmaya devam etmektedir. Pakistan ordusu ve aşiret bölgesindeki savaşçılar bitmek bilmeyen bir savaş yürüttükleri sürece Hindistan ordusu bölgedeki Müslümanlara özgürce saldırmaya devam edecektir. Müslümanlar böyle mi olmalı? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ “Muhammed Allah’ın elçisidir. Onun beraberinde bulunanlar, inkarcılara karşı sert, birbirlerine merhametlidirler.” [Fetih 29] Müslümanlar inananlara karşı sert ve kindar mı olmalı? Düşmanca mı davranmalı? Saldırıp karşılık mı vermeli? Öldürmeli ve öldürülmeli mi? Müslümanlar, kâfirlere karşı yumuşak, uzlaşmacı ve itidalli mi olacaklar? Nasıl, ey Müslümanlar, nasıl? Nasıl ey Müslümanlar, nasıl?

Ey Pakistan ordusu ve kabile bölgelerindeki Müslümanlar! Bugün nasıl birbirinizle savaşa bilirsiniz? Daha düne kadar kafir düşmana karşı birlikte savaşan sizler değil miydiniz? Sovyet işgal güçlerini kovmak için birlikte çalışan sizler değil miydiniz? Müslümanların bölgesel güvenliğini sağlamak için birlikte çalışan sizler değil miydiniz? Durand Hattını güvende tutan, Hint ordusunun Kontrol Hattında yıllarca gece gündüz tetikte kalmasını sağlayan sizler değil miydiniz? Aranızdaki savaş İslâm yüzünden değildir. Bugünse savaşınız İslam ile sona erebilir. Unutmayın kardeşlerim, İslam’dan önce Medine’deki kabileler savaş halindeydiler. İslam’dan sonra düşman kafirlere karşı tek bir safta ve tek bir orduda yer almışlardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعاً وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَاناً“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.” [Ali İmran 103]

Ey Pakistan ordusu ve aşiret bölgesindeki Müslümanlar! Durumu, küfrün ve devletlerinin aleyhine çevirin. Tarihin akışını İslam ve İslam ümmeti lehine değiştirin. Allah’ın Kitabı ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetini yeniden hâkim kılarak Müslümanlar arasındaki düşmanlığı ortadan kaldırın. Sizler kardeşsiniz. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إِنَّاللهَعَزَّوَجَلَّقَدْأَذْهَبَعَنْكُمْعُبِّيَّةَالْجَاهِلِيَّةِوَفَخْرَهَابِالْآبَاءِ،مُؤْمِنٌتَقِيٌّوَفَاجِرٌشَقِيٌّ،أَنْتُمْبَنُوآدَمَوَآدَمُمِنْتُرَابٍ،لَيَدَعَنَّرِجَالٌفَخْرَهُمْبِأَقْوَامٍإِنَّمَاهُمْفَحْمٌمِنْفَحْمِجَهَنَّمَ،أَوْلَيَكُونُنَّأَهْوَنَعَلَىاللهِمِنْالْجِعْلَانِالَّتِيتَدْفَعُبِأَنْفِهَاالنَّتِنَ“Allah cahiliye devrinden kalma kibir ve böbürlenmeyi, babalar ve atalarla övünmeyi sizden gidermiştir. İnsanlar iki kimsedir; ya takva sahibi bir mümin yahut da fısk-u fücur sahibi bir eşkıyadır. Siz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Şu husus iyice bilinmeli ki, bazı kimseler ya ‘cehennemin kömürlerinden bir kömür’ olan bir toplulukla övünmekten vazgeçerler ya da Allah nazarında ‘burnuyla pislik yuvarlayan mayıs böceğinden’ daha değersiz olurlar.” [Ebu Davud] Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için kardeşler olarak çalışın. Nübüvvet metodu üzere Hilafet, işgal altındaki Keşmir ve Gazze’yi kurtarmak için bizleri birleştirecek, düşmanlarımızı hezimete uğratacak ve geri çekilmeye zorlayacaktır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER