GEO TV yönetimine, es Selamu Aleykum

18 Aralık 2013 tarihinde TV kanalınız, Hizb-ut Tahrir'e iğrenç bir iftirada bulundu. Sayın Kamran Khan, Pakistan ordusuna yapılan saldırının sorumluluğunu Hizb-ut Tahrir resmi sözcüsü aracılığıyla üstlenildiğini iddia etti. Hâlbuki aynı gün diğer TV kanalları, herkesçe bilinen küçük şüpheli bir grubun bu saldırının sorumluluğunu üstlendiğini duyurdular. Ertesi gün de yazılı basın bunu manşetlerine taşıdı.

Bu iğrenç suçlama, her yönüyle bir hakarettir.

1- Siz tarafından yapılan bu suçlama, Müslümanlar için güvenilir bir haber kaynağı olarak itibarınızı zedeler. Hizb-ut Tahrir, toplumda herkes tarafından tanınıyor. Hizb, siyasi bir partidir. Hedefi, Hilafet Devletinin yeniden kurulması yoluyla İslami hayatı başlatmaktır. Hizb-ut Tahrir herkesçe bilindiği için benzer suçlamayı yapan diğer haber kanalları, dakikalar içinde bu suçlamayı geri çektiler. Çünkü bu bariz yalan ve sahtekârlık üzerinde sebat etmenin kendilerine zarar vereceğini anladılar.  Bugün tam dört gün oldu ama kurumunuz alnına vurulmuş bu kara lekeyi temizleyerek itibarını kurtarmak için hiç bir şey yapmadı. Emin olun ki bu suçlama, Elhamdülillah Hizbin itibarına zarar vermez. Ama sizin itibarınızı zedeledi ve acilen düzeltilmesi gerekir.

2- Kamuoyunu ülkeye yönelik gerçek tehlikeye karşı uyarmamak sorumluluğunuzun bir ihmalidir. Ülke içinde kapsamlı bir Amerikan varlığı söz konusudur. Amerika, ülkede tek bir saldırı düzenlemiyor, aksine bombalama ve suikastlar kampanyası yürütüyor, kaos ateşini körüklüyor. Amacı, ordumuzu uzun vadeli düşük yoğunluklu bir çatışmaya sürükleyerek tuzağa düşürmektir ki böylece bu çatışma ile ülke kan gölüne dönsün. Amerika, yıllardır milyonlarca insanın canları pahasına Latin Amerika'dan Güney Doğu Asya'ya kadar tüm dünyaya hegemonyasını yaymak için çalışıyor. Size yakışan kanalınız aracılığıyla yalanlara izin vermek değil, bu gerçek düşmana karşı insanları uyarmaktır.

3- Bu suçlama, Hizb-ut Tahrir'in kırk farklı ülkede 1953 yılından bu yana benimsediği Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metoduna bir hakarettir. Bu metot, zalim yöneticiler ile siyasi mücadeleyi, bu saf din ile kitleleri kültürlendirmeyi ve güç ehlinden maddi destek talep etmeyi içerir. Hizb-ut Tahrir'in bu metodu benimsediği bilinmektedir. Daha önce Pakistan rejiminin sözcüleri, her zaman silahlı kuvvetleri Hizb-ut Tahrir'in nusret çağrısına karşı silahlı kuvvetleri teyakkuza geçirdiklerini defalarca ifade ettiler. Bu teyakkuz, çok yakın zamanda bu günlerde Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayetinin General Rahil Şerif'e şeri görevini ifa etmeye çağıran açık mektubuna bir tepki olarak rejimin sözcülerinin yazılarında ve konuşmalarında açıkça görüldü. Siz gerçekten şimdi insanların Nevaz/Rahil tarafından pişirilen bu yalana inanacaklarını mı sandınız? Ayrıca siz Hizb-ut Tahrir'in nusret talep ettiği güçlü silahlı kuvvetlere zarar vereceğini mi düşünüyorsunuz? Kıyamet günü Allah'ın huzurunda nerede duracaksınız? Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metoduna iftira atmak ve onunla alay etmek büyük bir suçtur.

Hizb-ut Tahrir, sizden bu yanlışı düzeltmenizi istiyor, böylece hem bizim hakkımızı geri verin hem de iadeyi itibarınızı kurtarın. Bizim bu açıklamamızı TV kanalınızda yayınlar ve gazetelerinizde basarsanız, Allah Subhânehu ve Teâlâ'dan karşılığını alacağınızı umuyoruz. Tabii ki böyle ilkeli bir adım yakın gelecekte bizim yasal işlemlere başvurmamızın önüne geçecektir.

ve's Selamu Aleykum

Şehzad Şeyh
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Resmi Sözcü Yardımcısı